İyimser Beklentiler Damgasını Vuruyor
Ekonomik Beklentiler Endeksi Raporu'nun 2012 üçüncü çeyrek verileri açıklandı.
D&B'nin her üç ayda bir fikir önderleri konumundaki iş adamlarının katılımıyla gerçekleştirdiği Ekonomik Beklentiler Endeksi Raporu'nun 2012 üçüncü çeyrek verileri açıklandı. Üçüncü çeyrek verileri de 2012 birinci ve ikinci çeyreğinde olduğu gibi iyimser beklentilere işaret ediyor. İyimserlerin ortalaması bir puanlık artışla yüzde 49'a ulaştı.
Ticari bilgi konusunda 170 yılı aşan deneyimiyle tüm dünyada 200 milyondan fazla firmadan oluşan bir veritabanına sahip olan Dun & Bradstreet (D&B), '2012 yılı Üçüncü Çeyrek Ekonomik Beklentiler Endeksi Raporu'nu açıkladı. Rapor sonuçlarına göre yılın üçüncü çeyreğine de iyimser beklentiler hâkim oldu. D&B Ekonomik Beklentiler Endeksi Raporu'na göre çalışmaya katılan işadamlarının yüzde 49'u Türkiye ekonomisine dair iyimser beklentilerini bu dönemde de sürdürdü. Yılın ilk çeyreğinde bu oran yüzde 34 iken bunu ikinci çeyrekte yüzde 48'e yükselten fikir önderleri son çeyrekte iyimserlik oranını bir puan daha yükselterek yüzde 49'a çıkardı.
D&B Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Selim Seval, genel tabloda iyimserliğin önemli ölçüde devam ettiğini söyledi. Çalışmanın Moody's'in Türkiye'nin not artırma haberinden önce tamamlandığını belirten Seval, "Moody's'in açıklaması, işadamlarımızın beklentilerini teyit eder nitelikte olmuştur" dedi. Çalışmaya katılan fikir önderlerinin kendi şirketleri için bekledikleri küçük düşüşlerin yaz durgunluğunu ve Ramazan ayının etkilerini yansıttığını kaydeden Seval şöyle konuştu:
"Burada dikkat çeken düşüş, kredi kaynaklarına erişim konusundaki beklentilerdir. Avrupa'daki kriz nedeniyle bu ülkelerdeki bankalar kredi musluklarını önemli boyutta kapatmış durumdalar. Bu da krizin daha derinleşmesine ve yaygınlaşmasına, insanların günlük hayatlarını etkilemesine neden oluyor. Krediye erişimin artırılması için nelerin yapılması gerektiği konusunda Avrupa'da paneller yapılıyor. Ayrıca işadamları bankaların kredi musluklarını tekrar açmaları için çeşitli girişimlerde de bulunuyor. Türkiye'de ise böyle bir durum söz konusu değil. Ancak yine de uluslararası piyasalarda bu konudaki olumsuz beklentinin yeşermekte olduğunu görmek düşündürücü ve dikkat çekici bir bulgudur."