İstismar Mağduru Çocukların Ruh Sağlıkları Bozulmuş
İZMİR'in Menderes İlçesi'nde 2.5 yıl önce yaşları 6 ile 11 arasında değişen 6 kız öğrencisine 'porno film izlettiği' ve 'istismarda bulunduğu' iddiasıyla hakkında 102 yıl hapis cezası istemiyle dava açılan emekli okul müdürü 66 yaşındaki tutuklu sanık Adil Ş.'nin yargılanmasına devam edildi.
İZMİR'in Menderes İlçesi'nde 2.5 yıl önce yaşları 6 ile 11 arasında değişen 6 kız öğrencisine 'porno film izlettiği' ve 'istismarda bulunduğu' iddiasıyla hakkında 102 yıl hapis cezası istemiyle dava açılan emekli okul müdürü 66 yaşındaki tutuklu sanık Adil Ş.'nin yargılanmasına devam edildi. sanık duruşmada iddiaları reddederek, "Eğer ben böyle bir şey yaptıysam beni asın" dedi. Mahkeme heyeti, 6 mağdur çocukla ilgili İstanbul Adli Tıp Kurumu 6'ncı İhtisas Dairesi'nden gelen raporda, ruh sağlıklarının bozulduğunu belirtti. Hakim, mağdurların ruh sağlıklarının kalıcı bir şekilde bozulup bozulmadığının tespiti için Adli Tıp Genel Kurulu'na gönderilip yeni rapor alınmasına, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verip, duruşmayı 25 Mayıs'a erteledi.
Davaya konu olan olay 17 Mayıs 2014 tarihinde jandarmaya gelen telefon ihbarında, Sancaklı Mahallesi'nde bulunan ilkokulda, 22 yıl öğretmen ve vekil müdür olarak görev yapan, evli ve 2 çocuk babası emekli Adil Ş.'nin 6 kız öğrenciye porno film izletip, cinsel taciz ve istismarda bulunduğu öne sürüldü. Jandarma, olay tarihinde yaşları 6 ile 11 arasında değişen öğrencilerin ifadelerini psikolog eşliğinde aldı. İfadelerin ardından gözaltına alınan Adil Ş. suçlamaları kabul etmedi, ancak tutuklandı. İzmir 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın geçen yıl 15 Ekim'de yapılan duruşmasında, toplam 102 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan tutuklu emekli öğretmen Adil Ş., mahkeme heyeti, delillerin büyük ölçüde toplanmış olmasını ve tutukluluk süresini de dikkate alarak tahliyeye karar verip, duruşmayı erteledi. SAADET ÖĞRETMEN ŞİKAYET ETTİ
Bitme aşamasında olan dava, aynı okulda görev yapan öğretmen Saadet Özkan'ın BİMER'e şikayeti ile tekrar gündeme geldi. Geçen 26 Haziran'da görülen davanın duruşmasında mahkeme heyeti, sanık Adil Ş.'nin tutuklanmasına karar verdi. Bugün 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu yargılanan Adil Ş., avukatı Atilla Ertekin, İzmir Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü avukatı Pınar Melli, Bakanlığın avukatı Hülya Yazar Günay, İzmir Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Merkezi sorumluluları Nuriye Kadan, İlke Erol ve 20'ye yakın avukat ile olayın ortaya çıkmasını sağlayan öğretmen Saadet Özcan ve sivil toplum örgütleri ile İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan gözlemci olarak katıldı.
RUH SAĞLIĞI BOZULDU RAPORU
Mahkeme Başkanı hakim Süleyman Mutlu, Adli Tıp Kurumu 6'ncı İhtisas Dairesi'nden gelen raporu okudu. Mutlu, raporda 6 mağdurun da, olaydan dolayı ruh sağlıklarının bozulduklarını belirtti. Mağdur çocukların avukatı Gülce Mutoğlu Kılavuz, İzmir Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Avukatı Pınar Melli, Bakanlığın avukatı Hülya Yazar Günay, İzmir Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Merkezi sorumluları Nuriyek Kadan ve İlke Erol ile mağdurların avukatları, "Gelen Adli Tıp raporunda mağdurların ruh sağlığının bozulmasından dolayı tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istiyoruz" dedi.
Mağdurlardan 2'sinin mahkemedeki anlatımlarında 'sanığın kendisini sevdiğini, onların da öğretmenlerini sevdiklerini, kendilerine yönelik herhangi bir eylemin olmadığını, arkadaşlarına yönelik eylemin olduğunu beyan etmesine rağmen ruh sağlıkları bozulmuştur' şeklinde rapor verildiğini belirten sanığın avukatı Atilla Ertekin, tahliyesini talep ederek, şöyle konuştu: TAHLİYESİNİ İSTEDİ
"Yargıtay Ceza Genel Kurulu ruh sağlığının kalıcı olarak bozulmasını aramaktadır. Behçet Uz ve Ege Üniversitesi'nden alınan raporlar daha sağlıklıdır. Ege Üniversitesinden alınan raporda belli tespitler yapılmış, ancak ruh sağlığının kalıcı nitelikte bozukluk bulunup bulunmadığı hussusunda Adli Tıp Genel Kurulu raporlarında ruh sağğının kalıcı olarak bozulup bozulmadığı konusunda bir değrlendirme yapılmamıştır. Bu itibarla yeniden rapor alınmasını talep ediyorum. İlhan Selçuk der ki; Çürük kanıtlar, çürük anıtlara benzerler. Ne kadar görkemli törenlerle açarsanız açın çökmeye mahkumdur. Ortada işlenmiş bir suç yok, işlendiği iddia ediliyor. Müvekkilim bir yıl önce oy çokluğu ile tahliye oldu. Kaçma ihtimali olsaydı şimdiye kadar çoktan kaçardı. Tahliyesine karar verilsin."
"EĞER BEN BÖYLE BİR ŞEY YAPTIYSAM BENİ ASIN" Sanık Adil Ş. üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyip, "Bin yıl düşünsem hakkımda böyle iddiaların atılacağını düşünmezdim. Bunların hepsi yalan. Ben hiçbir çocuğu eve götürmedim. Tahliye olduktan sonra köye gittim, şikayetçi olan çocukların yakınları bana sarılıp 'geçmiş olsun' dediler. Çocuklara tacizde bulunsaydım çocuklar okula gelip benimle konuşmazdı. Tacize uğrayan çocuklar tacizcisinin yanına gider mi? Bir komploya kurban gittim. 6 aile dışında o köyde herkes 'hoca bunu yapmamıştır' diye söyler. Barodan avukatlar geldi, onlar bile kaç kişiyle konuşmuşsa aynısını söylemişler. Eğer ben böyle bir şey yaptıysam beni asın. O çocuklar 18- 20 yaşına geldiğinde ne söylediklerini o zaman iyice anlayacaklar ve vicdan azabı çekecekler. Şimdi ne dediklerini bilmiyorlar. Ben de tahliyemi istiyorum" dedi. 25 MAYIS'A ERTELENDİ
Duruşma Savcısı İsa Hakan Kanyılmaz, sanığın tutukluluk halinin devamı yönünde mütalaa verdi. Mağdurların avukatları yeniden rapor alınması yönündeki talebin reddine karar verilmesini isteyerek çocukların rapor nedeniyle olayları tekrar yaşayacakları ifade etti. Mahkeme Başkanı Hakim Süleyman Mutlu, avukatların bu talebinin reddedildiğini belirtip, "Ben de çocukların gönderilmesini istemiyorum ama yasa böyle. Adli Tıp Genel Kurulu ille de çocukların gönderilmesini isteyecek. Ben de burada yasaları uyguluyorum. Çocukları göndermessem dava uzayacak" dedi. Hakim Mutlu, mağdurların ruh sağlıklarındaki bozukluğun kalıcı olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Genel Kurulu'na gönderilmesini, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verip, davayı 25 Mayıs'a erteledi. Duruşma sonrası açıklama yapan İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, "Çocuklar 7'nci kez rapora gidecek. Olayı tekrar yaşayacaklar. Çocuklar geriye dönük olayı anlatacaklar. Bu da onların psikolojisini etkileyecek ama ne yazık ki mahkeme sanığa lehe olan hükümleri uygulamak zorunda" dedi.
SAADET ÖĞRETMEN; ARTIK ÇOCUKLAR TACİZE UĞRAMASIN
Duruşma öncesi bazı sivil toplum kuruluşu üyeleri İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Şehit polis Fethi Sekin anısına bir dakikalık saygı duruşunda da bulunulduğu açıklamada Saadet Özkan, şunları söyledi:
"Ben ağlamamak için kendime söz verdim. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Onların haklarını savunmak için Meclise kadar gittim. Artık çocuklar tacize uğramasın. 2014 yılından bu yana öğrencilerimle adaletin yerini bulması için zorlu bir mücadelenin içindeyim. Onlar okuyacak ve güzel yerlere gelecek, kendilerine yapılanların cevap verecekler ve biz yarınlara umut etmekten hiç vazgeçmeyeceğiz. Bugün mahkemeden, öğrencilerimin rahat nefes alacağı bir haber bekliyorum. Çocuk istismarı suçları günden güne artmakta. Çocuk istismarı genellikle çocukların en yakınları tarafından yapılıyor. Her bir çocuk güvende olana kadar bu yolda hep birlikte yürüyeceğiz. Mağdur çocuklardan biri iki yıl okula gitmedi. Tarlada çalıştı. Onların psikolojisi bu olaydan dolayı çok etkilendi. Sanık ceza alana kadar bu davanın takipçisi olacağım." - İzmir