İşte Şike Davasının Gerekçesi
Mahkeme, şike davasının gerekçeli kararında Fenerbahçe'yle resmen dalga geçti.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, ''futbolda şike'' davasına ilişkin 682 sayfalık gerekçeli kararını açıkladı.
682 sayfalık kararda en büyük bölüm, Fenerbahçe'ye ayrılırken gerekçeli kararın üslubunda da Fenerbahçe'ye yönelik müstehzi ifadeler dikkat çekti. Kararda sanıkların, özellikle de Aziz Yıldırım'ın, toplumsal destek almaya yönelik savunma yaptığı belirtilirken Fenerbahçe'nin şampiyonluğu için de 'üstün gayretler (!)' ifadesi kullanıldı.
Kararda şu ifadeler yer aldı:
"Mahkememizce yapılan yargılama ve verilen hüküm; spor kulüpleri ve yönetimleri değil, tüm spor camiasına yönelik suç işleyen sanıklar ve onlara yüklenen teşvik ve şike suçlarına yöneliktir.
Şike suçunun oluşması için faillerin amacına ulaşmaları gerekmez. Önemli olan müsabakanın sonucunu etkilemek amacıyla menfaatin sağlanması veya bu hususta anlaşmaya varılmış olmasıdır.
ŞİKE VE TEŞVİĞE YÖNELİK PARA NAKLİ
Telefon görüşmeleri tek başına delil olamaz ancak dosyada sadece telefon görüşmeleri bulunmamaktadır. Şike ve teşvik girişimlerine ilişkin telefon görüşmeleri, buluşmalar ve para nakli söz konusudur
F.BAHÇE YÖNETİMİNİN ÖRGÜT KABUL EDİLMESİ GERÇEK DIŞI
Fenerbahçe Spor Kulübü yönetiminin bir örgüt olarak gösterilip kabul edildiği iddiaları, tamamen gerçek dışıdır.
SAVUNMALAR, TOPLUMSAL KİTLENİN DESTEĞİNİ ALMAYA DÖNÜK
Bir kısım sanığın savunmaları, spor kulübünün temsil ettiği büyük toplumsal kitlenin desteğini almaya ve tümüyle kendilerini suçtan kurtarmaya dönük çaba olarak değerlendirilmiştir.
SUÇLARI PERDELEMEK AMACIYLA SAVUNMA
Suç işleyen bir kısım sanıkların, özellikle sanık Aziz Yıldırım'ın suçlarını perdelemek amacıyla diğer savunmalar yanında bu yöndeki savunmaları da dile getirdiklerini göstermektedir.
'ŞİKEDEN HABERDAR OLMAYAN TEKNİK ADAMININ...'
Fenerbahçe, şike ve teşvik eylemlerinden haberdar dahi olmayan teknik adamının ve çoğu futbolcusunun emek ve çabaları yanında, sanıkların üstün (!) gayretleri sonucu Trabzonspor ile aynı puanda olmasına rağmen ikili averaj üstünlüğü ile ligi şampiyon olarak tamamlamıştır.
'ÖRGÜT, GEVŞEK HİYERARŞİK YAPIYA SAHİP'
Liderliğini sanık Aziz Yıldırım'ın yaptığı suç örgütü, gevşek de olsa hiyerarşik ilişkiye dayalı bir yapı.
'ÖDEMELER ŞİKE EYLEMLERİYLE EŞ ZAMANLI'
Yönetim kurulunun bilgisi ve onayı dışında sadece Aziz Yıldırım'ın talimatı ile İlhan Ekşioğlu'na yapılan ödemelerin neredeyse tamamı şike ve teşvik eylemleri ile eş zamanlı olarak yapıldı.
'YÖNETİCİLERİN GELİRLERİ KONTROLDEN GEÇİRİLMELİ'
Spor camiasında faaliyet yürüten menajer, futbolcu ve yöneticilerin kazandıkları gelirleri ciddi bir kontrolden geçirilmesi sağlanmalı.
'AKIN-ALIN İRTİBATI ŞİKE AMAÇLI'
İBB Spor futbolcuları sanıklar İbrahim Akın ve İskender Alın ile kurulan irtibatın transfer amaçlı olmadığı, transfer vaadiyle şikeye yönelik olduğu izahtan varestedir. Esas amaç, her iki futbolcunun transferi değil kupa finali öncesinde transfer edilecekleri bahanesiyle şike yapmaktır"
"BAŞKANLIĞI BIRAKMAK İSTEMEYEN YILDIRIM, ŞİKE VE TEŞVİK FAALİYETLERİNE BAŞLADI"
Soruşturmanın yürütüldüğü sezondaki ligin ilk yarısında oynanan müsabakalar sonunda lider Trabzonspor'la oluşan puan farkı şampiyonluk ihtimalini azalttı. Bu da Fenerbahçe camiası içerisinde sezon sonu yönetimin değişebileceği söylentilerine yol açmaktadır. Ülkemizdeki futbol pastasının büyüklüğünün 820 milyon Dolar'a yükseldiği ve büyükçe bir diliminin Fenerbahçe'ye ait olduğu bir ortamda, Fenerbahçe Spor Kulübünün yönetimini bırakmak istemeyen ve bu gücü elinde tutmak isteyen Aziz Yıldırım, 2010-2011 sezonunun ikinci yarasında şike ve teşvik faaliyetlerine başlamıştır. Sanık Aziz Yıldırım bu amacı gerçekleştirmek için Fenerbahçe Spor Kulübünün resmi yönetiminde görev yapan diğer üyelerin ( İlhan Yüksel Ekşioğlu, Alaeddin Yıldırım ve Şekip Mosturoğlu hariç) bilgi ve rızaları dışında illegal bir yapı/örgüt kurmuştur.
"ETKİNLİKLERİNİ KAYBETMEK İSTEMEDİLER"
Fenerbahçe Spor Kulübü büyük bir ekonomik değere sahiptir. Bu değerle birlikte Fenerbahçe Spor Kulübünün yöneticilerinin de sosyal ve ticari hayat içerisinde etkin bir konum kazandıkları, bu nedenle Fenerbahçe kulübünün yönetimini uzun yıllardır elinde bulunduran Aziz Yıldırım ve talimatıyla hareket eden örgüt üyelerinin kulüp yönetimini bırakmak ve elde ettikleri etkinliği kaybetmek istemedikleri izahtan varestedir.
KONUNUN FUTBOL OLMADIĞI ÇOK AÇIK
6 Mart 2011 günü Bursaspor-İstanbul Büyükşehir Belediyesi maçında teşvik pirimi verilmesi olayında, İlhan Ekşioğlu'nun telefon görüşmesinde Aziz Yıldırım'ın 'Nedir vaziyet?' sorusuna, "Vaziyet gayet iyi, dediğim gibi yani hepsi iyi başkanım. Üç tarlayı sürdük yani. İnşallah he inşallah yağmur da yağar her şey ekinler çıkar yani." dediği hatırlatıldı. Bunun üzerine Yıldırım'ın, " Yalnız bunlar, tabi Trabzon çok şey oldu çok panikteler. Bugün o Süleyman ile konuştum. Sesi, sesi şey gibi ölü evi gibi tamam. Dedim sana ne oldu, 9 puan öndeyken rahattınız. Bir de hiç cevap vermiyoruz ya ondan da rahatsızlar tabi." karşılığını verdiği ifade edildi.
Gerekçeli kararda bu ifadeler için, "Manisaspor müsabakası öncesinde tarımsal faaliyetlere başlayan sanık İlhan Ekşioğlu, Bursaspor-İBB müsabakası öncesinde de 'hepsi iyi başkanım, üç tarlayı da sürdük yani' sözü ile sanık Aziz Yıldırım ile ortak oldukları anlaşılan tarlalar konusunda bilgi verdiği anlaşılmaktadır. Sanıkların aralarında geliştirdikleri bu jargon ile yürüttükleri şike ve teşvik faaliyetlerini gizlemeye çalıştıkları anlaşılmaktadır. Sanık İlhan Ekşioğlu, 'inşallah yağmur da yağar her şey ekinler çıkar yani' diyerek anlaşmaların yapıldığını ve müsabakaların sonucunu beklediklerini söylemektedir. Ancak konuşmanın devamında Aziz Yıldırım'ın, 'Yalnız bunlar, tabi Trabzon çok şey oldu çok panikteler' cümlesi ne ile ilgili konuştuklarını göstermekte, konunun tarla olmayıp futbol olduğu herkes tarafından anlaşılabilmektedir" denildi.
Yıldırım'ın duruşmadaki savunmasında "Bu tarla bir şeydir, nasıl söyleyim, yani maçla ilgili bir şey değil yani. 3 tane tarla var işte, ekinler diyor suya çıktı. ya kurban kesiyor gidiyor. Her hafta da Eyüp Sultan'a gidiyordu. Her hafta gidiyor, bizim burada konuşmalar da var 'hocaya gittik mi, camiye gittik mi, ne yaptın', Tamer beye söylüyorum 'ne yaptın, gittin mi, hallettin mi?' diyorum. Camiye gidiyor, Eyüp Sultan'a kurban kesmeye. Biz deplasmana gittiğimizde Tamer bey gidiyor, eğer deplasmanda değil içeride ise beraber gidiyoruz, kurban kesiyoruz. Şimdi buradaki konuşmada da yani bu şeyi, tarla işini maçları, tarla maçları sürmek de dilek anlamında kullanıyorduk." şeklinde tam olarak açıklanamayan ve anlaşılmayan bir beyanda bulunduğu kaydedildi.
"TFF BAŞKANI VE ÜYELER KORKUDAN TELEFONLARINI KAPATIYOR"
Kararda Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı ve yöneticilerinin suç örgütü lideri Aziz Yıldırım'dan çekindikleri hususunda dosyada çokça telefon görüşmesinin bulunduğu, bu görüşmelerde, TFF yöneticilerinin Fenerbahçe'nin yenildiği maçlarda Aziz Yıldırım'ın kendilerine ulaşıp küfür ve tehdit etmesinden korktukları ve maç sonrasında telefonlarını kapattıkları belirtildi. Kararda, Yıldırım'ın TFF üyeleri ile yaptığı küfürlü telefon konuşmalarına da yer verildi.
"YILDIRIM, KURULLAR ÜZERİNDE BASKI KURMAYI DENEDİ"
"Ellbette ki sanık Aziz Yıldırım temsilcisi olduğu kulübün ya da kendisinin bir haksızlığa maruz kalması durumunda bu durumu yetkili organlar önünde dile getirmesi, gerekli yasal girişimlerde bulunması doğaldır ancak sanık bununla yetinmeyip kurullar üzerinde baskı kurmayı denemiştir."
48 SANIK CEZA ALMIŞTI
Şike davasında 92 sanığın 48'i ceza almış, 44 kişi beraat etmişti. Emenike'nin dosyası ise ayrılmıştı.