İSTANBUL'UN AKCİĞERİ BELGRAD ORMANI'NDA TIRAŞLAMA 1
TARİHİ Kanuni dönemine kadar uzanan Belgrad Ormanı'nda çalışma başlatıldı.
TARİHİ Kanuni dönemine kadar uzanan Belgrad Ormanı'nda çalışma başlatıldı. Yaşlı ağaçlar tıraşlama yöntemiyle kesilerek, genç ağaçlara alan açılacak çalışmaya danışmanlık yapan Prof. Dr. Sinan Güner, Buradaki ağaçlar elli yıllık, yerlerine genç fidanlar yetişecek dedi.
İstanbul'un akciğeri olarak kabul edilen Belgrad Ormanı'nda yaşlı ağaçlar tıraşlama yöntemiyle kesilmeye başlandı. Bahçeköy Orman İşletme Müdürlüğü tarafından 16.hektarlık alan için başlatılan 'gençleştirme' çalışmasında yaşlı ağaçlar kesilerek, genç ağaçlar için yer açılıyor. Kesimin yapıldığı Rumeli Feneri Yolu ile Çiftlik Caddesi'nin kesiştiği bölgenin üst tarafına 'Tehlike, kesim alanı uzak dur' tabelası asıldı. Gençleştirme çalışmasına danışmanlık yapan Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Silvikültür Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Sinan Güner, Ormanları gençleştirirken iki farklı yöntem kullanıyoruz, biri siper yöntemi, diğeri tıraşlama yöntemi. Ülkemizin yaklaşık 22 milyon hektar orman alanı var. Bunun üçte biri sosyo kültürel fonksiyonlu, geri kalanı ise ekonomik fonksiyonlu ormanlar. Ekonomik fonksiyonlu ormanlardan odun ve tomruk üretiyoruz, ülkenin ihtiyacı olan ahşap emvalleri üretiyoruz. Burası da ekonomik fonksiyonu olan bir saha. Tensil yani 'gençleştirme' ile yaşlanmış ağaçları alandan dışarı çıkarıp, yerine genç jenerasyonun getirilmesi olayıdır. Tıraşlama yönteminden çoğu orman alanında vazgeçtik. Sadece iki ağaç türünde vazgeçemedik. Bunlardan biri kızılçam, diğeri de buradaki sahil çam. Bunun tohumundan çimlenecek olan bireyi siper altında yaşamıyor, ışık istiyor. O yüzden biz bu alanları tıraşlamak zorundayız. Tıraşlayıp, kestikten sonra alanı doğal yollarla gençleştiriyoruz. Buradaki ağaçların tohumlarından faydalanarak gençleştiriyoruz. Bu alanda kesmiş olduğumuz ağaçların dallarını sererek, oradan doğal yollarla gençliklerin gelmesini temin ediyoruz şeklinde konuştu.
YAPMIŞ OLDUĞUMUZ İŞ DOĞALGENÇLEŞTİRME ÇALIŞMASI
Kesilen ağaçların sürelerinin dolduğunu, kesilmemesi halinde çürümeye başlayacaklarını anlatan Prof. Dr. Güner, 'Sahil çamı yerli bir ağaç türü değil. Akdeniz ülkelerinde, Fransa'da, İtalya'da sahil bandında yaygın olan bir türdür. Hızlı gelişen bir türdür. Elli yıllık, kırk yıllık, kesilme çağı dediğimiz idare süresiyle yetiştirilmektedir. Söz konusu alandaki ağaçlar elli yaşında. Bu ağaçların idare süresi dolmuştur. İdare süresini ne kadar bekletirsek, ormanımız çökmeye gidecektir. Artık gövdesinde çürümeler başlayacak, tepelerinde bozukluklar oluşmaya başlayacak. Ekonomik anlamda kayıp olacak ifadelerini kullandı.
YAPTIĞIMIZ DENEMELERDE TIRAŞLAMA YÖNTEMİ BAŞARILI OLMUŞTUR
Ormanlarda uyguladıkları gençleştirme yöntemlerini tamamen bilimsel çalışmalar neticesinde belirlediklerini söyleyen Prof. Dr. Sinan Güner, 'Denemelerini yapmış olduğumuz sahalara gideceğiz ve o sahalarda da göreceğiz ki, tıraşlanmış ama çok güzel genç fidanlar gelmiş. Bunları görünce herkes doğru iş yaptığımıza emin olup, tatmin olacak. Bu sahalarda alt tarafta genç ağaçlar varsa onlara dokunulmuyor. Kesim olan alanda genç ağaç yok. İnce çaplı olanlar da elli yaşında. Sıkışık halde büyüdükleri, bakımları yapılmadığı için gelişmemişlerdir dedi. Prof. Dr. Güner, şunları kaydetti
'Kayın, ladin, sarıçam, karaçam türleri ile kurulmuş ormanlarımız var. Bu ormanlarda yüz yaşından önce kesim yapamıyoruz. Sahil çamlarından Orman Genel Müdürlüğü, odun ihtiyacını karşılıyor. Tıraşlamada en büyük sıkıntı, yağışlarla birlikte toprağın erozyona uğrayıp, taşınması olur. Bu tür bir tehlike de yok burada, düz bir arazi. Genç fidanların gelememe ihtimaline karşı otuz, kırk metrede bir tohum ağacı da bırakıyoruz. Bunlar bizim ihtiyat ağaçlarımız. Bunların tohumları da bu alanda gelecek olan gençliği destekleyecektir. Bu alanda yeterli tohum şu anda var. Bu ağacın tohumu iki sene toprakta kalabiliyor, çürümüyor, çimlenme yeteneğini kaybetmiyor. Ayrıca bu alan doğal bir orman alanı değil. Burası daha önce çıplak bir alandı ve bu alanlarda denemeler yaptı Orman Genel Müdürlüğü. Yerli karaçamı dikti, bunun yanında radiyata çamı dediğimiz çamı getirdi, dikti. Çok sayıda değişik türleri denedi ama en çok uyum sağlayan bu oldu. Bu büyük bir nimet olarak bizim ormancılığımıza, Türkiye ekonomisine katkı sağlıyor.
TEHLİKE SAÇIYORLAR
Yaşlanan ve kuruyan ağaçların tehlike oluşturduğu için kesilmesi gerektiğini söyleyen Mehmet Öztürk ise, 'Yola düşüyorlar. Bunların düzenlenmesi lazım. Yeniden fidanlanması lazım. Bunlar tehlike saçıyor. Bunlar kesilecek, yerine yenisi ekilecek dedi.