Erdoğan: Yüzyılın Projesi Kanal İstanbul'un İki Şehrinden Biri
İTO ödül töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin Merkez Türkiye projesini eleştirerek "Yüzyılın projesi Kanal İstanbul'un iki şehrinden biri çıktı." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda düzenlenen İstanbul Ticaret Odası ödül töreninde yaptığı konuşmada CHP Merkez Türkiye Projesi'ni eleştirerek, "'Yüzyılın Projesi' diye güya bir proje açıkladılar, çıka çıka bizim Kanal İstanbul projesindeki iki şehirden biri çıktı." açıklamasında bulundu.
"100 YILIN PROJESİ KANAL İSTANBUL'UN İKİ ŞEHİRDEN BİRİ ÇIKTI"
Anamuhalefet partisinin seçim vaatlerini eleştiren Erdoğan, anamuhalefet partisinin genel başkanının yapılan işleri "vaat diye" meydanlarda anlattığını aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Anamuhalefetin çalışma hayatıyla ilgili 160 vaadi var, 110'u zaten şu anda yapılmış durumda. 'Yüzyılın Projesi' diye güya bir proje açıkladılar, çıka çıka bizim Kanal İstanbul projesindeki iki şehirden biri çıktı. Bir de her gittiği yerde 'Bana 4 yıl verin işsizliği bitireyim' diyor. Açıkladığı projede ise, orayı okudum, orası da çok enteresan, işsizliği '2035 yılında yüzde 5'e indireceğim' diyor, bunu vaat ediyor. Nasıl bir iş bu? Allah aşkına bir projesiyle diğer vaadini tekzip eden, yalanlayan siyasetçi olur mu?"
"BUNLARIN KILAVUZU DA SIKINTILI"
Milletin bu kadar ciddiyetsiz, ülkesinden ve milletinden bihaber siyasetçileri hak etmediğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Bakınız çok enteresan, Eskişehir'de konuşuyor, diyor ki, 'Üniversite öğrencileri sizden nasıl harç alırlar.' Şoke oldum. Yani neredeyse 2 yıl oldu biz harcı kaldıralı, ben Başbakandım harcı kaldırdık, 'üniversite harcı' diye bir şey yok. İnsan buna üzülüyor. Bunların kılavuzu da sıkıntılı. Bundan dolayı durumlar çok kötü."
"DAĞDAN TALİMAT ALIYORLAR, GELMİYORLAR"
Ziyaret ettiği bazı illerde belediye başkanlarının kendisini karşılamaya gitmemesine de değinen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Çok ilginç, Hakkari Havalimanı'nın açılışından sonra 'Ben de çağrılsaydım oraya gelirdim' gibi de bir açıklama yaptı. Ben şu ana kadar bu partinin mensuplarının belediye başkanı olduğu 5 ile gittim. Hiçbir yerde bunlar beni karşılamaya gelmedi. Karşılamaya gelseler ben makamlarında kendilerini ziyaret edeceğim. Mesela Çanakkale'de CHP'li belediye başkanı, karşılamaya geldi, ben makamına gittim, ziyaret ettim. Karabük'te MHP'li belediye başkanı geldi, biz de makamına gittik. Hatta bir de toplu açılış törenine geldi. Ben de kendisinden rica ettim, 'Bir konuşma yapar mısınız' dedim, 'memnuniyetle' dedi ve çıktı bir selamlama konuşması yaptı. Biz bu ülkede dayanışmayı, birliği, beraberliği bu şekilde tesis edeceğiz ama onlar dağdan talimat alıyorlar böyle bir yere gelemiyorlar. Bakınız çok ilginç, Ermeni lobisiyle, The New York Times ile Economist ile bir olmuşlar Türkiye'nin üzerine kara bulutlar çağırma seansları düzenliyorlar. Pensilvanya'daki Paralel Yapı'nın elebaşının beddua seansları işe yaramayınca şimdi kaos senaryosu seanslarına başladılar. Biz bunlara aşinayız."
"YAZILAN SENARYOLARDA KENDİLERİNİ BAŞROL SANIYORLAR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha önce 2007 ve 2011 yıllarında da benzer senaryoların ortaya konulmak istendiğini, benzer tehditler savuranların olduğunu, Gezi olayları ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde benzeri oyunların oynanmaya çalışıldığını vurguladı. Erdoğan, "Tüm bu saldırılar karşısında ülkesinin ve milletin yanında yer alması gereken insanlarımızı, özellikle küçük çıkar hesaplarına karşı dikkatli olmaya davet ediyorum. Yazılan senaryolarda kendilerine biçilen figüran konumlarını bunlar adeta başrol oyuncusu olarak sanıyorlar" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE GÜÇLÜ BİR MUHALEFET GÖREMEDİK"
Siyasi hayatı boyunca karşısında daima güçlü bir muhalefet görmek istediğini ve bunu TBMM konuşmalarında da söylediğini hatırlatarak, konuşmasında şu görüşleri dile getirdi:
"Demokrasi güçlü bir muhalefetle güç bulur ama maalesef Türkiye'de güçlü bir muhalefeti göremedik. Her zaman zayıf bir muhalefet ve bu siyasete rekabet getirir ama bunu göremedik. Bakınız ben '2023' diyorum, bunun için 'başkanlık sistemi' diyorum. Muhalefet partileri Türkiye'yi yeniden koalisyon dönemlerine döndürmenin hesabını yapıyor. Benim gündemimde yeni anayasa ve onunla birlikte de başkanlık sistemi var. Türkiye'nin rotasını 1990'lara çevirmek isteyen bir muhalefetle karşı karşıyayız. 'Eski Türkiye daha iyiydi' diyebilecek kadar kontrolü kaybetmiş durumdalar. Yeni Türkiye'nin karşısına alternatif olarak eski Türkiye'yi koyan bir anlayışla 7 Haziran'da Türkiye seçime gidiyor. Ben milletimin bu seçimlerde bir kez daha irfanıyla, izanıyla, vicdanıyla hareket edeceğine, bu şekilde doğruyu ispat edeceğine kesinlikle inanıyorum. İş dünyamızın da bu konuda inisiyatif alması gerekiyor. Çünkü eski Türkiye özlemcilerinin hedefi olan kaostan ilk ve en fazla etkilenecek olan ticaret camiasıdır, sanayi camiasıdır. "