İstanbul Merkezli "Paralel Yapı" Operasyonu
İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonu kapsamında gözaltına alınan 29 şüphelinin tutuklanması istemine ilişkin savcılığın sevk yazısında, "Şüphelilerin topyekun amaçları göz önüne alındığında, araç suçları, ellerinde bulundurdukları kamu gücü nedeniyle cebir, şiddet vasıtası olarak kullanmak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin görevini yapmasını kısmen engellemeye teşebbüs ettikleri anlaşılmıştır" denildi.
İstanbul merkezli "paralel yapı" operasyonu kapsamında gözaltına alınan 29 şüphelinin tutuklanması istemine ilişkin savcılığın sevk yazısında, "Şüphelilerin topyekun amaçları göz önüne alındığında, araç suçları, ellerinde bulundurdukları kamu gücü nedeniyle cebir, şiddet vasıtası olarak kullanmak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin görevini yapmasını kısmen engellemeye teşebbüs ettikleri anlaşılmıştır" denildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nun yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanmaları istemiyle hakimliğe gönderilen 29 şüpheli hakkındaki sevk yazısında, şüphelilerin, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde hiyerarşik yapı içerisinde altlık-üstlük ilişkilerini kullanarak yasa dışı örgütlenme oluşturup suç işlemek amacıyla bir araya geldikleri belirtildi.
Araç suçları
Sevk yazısında, şüphelilerin, devletin emniyet hizmetleri ve faaliyetleri kapsamında görevlerinin sağladığı nüfuz ve güç ile yasaların verdiği yetkileri görevin gereklerine aykırı kullanarak amaçlarına ulaşmak için seri halde birbirini takip eden araç suçları işledikleri kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Bu kapsamda, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma, suç uydurma, iftira, görevi kötüye kullanma, özel hayatın gizliliğini ihlal, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasal veya askeri casusluk, göreve ilişkin sırrın açıklanması, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma, bilişim sistemine girme, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, suç delillerini yok etme, gizleme, değiştirme, soruşturmanın gizliliğini ihlal suçlarını aynı zamanda çok sayıda kişiye karşı icra etmişlerdir."
5 ana eylem
Şüphelilerin soruşturma kapsamında, 5 ana eyleme karıştıkları öne sürülen sevk yazısında, şüphelilerin, İstanbul İstihbarat Şubesi Müdürü ile görevlilerini yasal bir soruşturma adı altında dinledikleri, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı'nı dinlemeye teşebbüs ettikleri, 18 Aralık 2013'te Organize Şube Müdürlüğü'ndeki server'ları sildikleri, bir kısım gazeteciler ile haber sitesi yöneticilerinin iletişimlerini ve telefon görüşmelerini suç uydurarak dinledikleri, Kartal Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olan hakimi emekli hakim olarak gösterip "suç örgütü kurmak" suçundan dinledikleri, "İtfaiye soruşturma" dosyasını tayini çıkan şüpheliler Nazmi Ardıç, Said Gök, Mesut Aydın, Yunus Çakır ve Kemal Çetiner'in görevi devralan görevlilerden sakladıkları, kaçırdıkları ve medyaya servis ettikleri belirtildi.
Şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işledikleri konusunda yoğun ve seri kasıtları bulunduğu iddia edilen sevk yazısında, "Şüphelilerin topyekun amaçları göz önüne alındığında, araç suçları, ellerinde bulundurdukları kamu gücü nedeniyle cebir, şiddet vasıtası olarak kullanmak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin görevini yapmasını kısmen engellemeye teşebbüs ettikleri anlaşılmıştır" denildi.
Yazıda, atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, suça dair yasada yazılı cezanın üst haddi dikkate alınarak, şüpheliler Ayhan Arıkanoğlu, Polat Kongur, Tunahan Tuncay, Habib Aslan, Hanifi Öpaydın, Ramazan Bal, Veysel Barlas, Yunus Memişbey, Ahmet Karakaya, Mahir Çakallı, Mehmet Akif Sakarya, Ahmet Üzümcü, Mesut Aydın, Adem Atik, Gökmen Bayrak, İsmail Erçelik, Osman Gazi Ateşçi, Talip Yıldırım, Mustafa Yıldız, Ramazan Haktan Helvacı, Mehmet Büyükköse, Said Gök, İrfan Erdaş, Samet Arıkan, Nazmi Ardıç, Ahmet Kalender, Ali Kavlak, Metin Güneş ve Ahmet Kahraman'ın tutuklanması talep edildi.