İstanbul depremi senaryosuyla afet tatbikatı yapıldı
Afet Platformu tarafından gerçekleştirilen tatbikatta, olası İstanbul depreminde STK'lerin afet sonrası çalışmaları ele alındı. Tatbikatta, yardım ulaştırılmasında dezavantajlı durumlar ve çözümler değerlendirildi.
Birçok sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Afet Platformunca, 17 Ağustos 1999'daki Marmara Depremi'nin 25. yıl dönümünde olası İstanbul depreminde STK'lerin afet sonrası çalışmalarını ele alan tatbikat yapıldı.
Şişli'deki NEF Vakfı'nda gerçekleştirilen tatbikata, Afet Platformunda yer alan 66 sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.
Olası İstanbul depremi için bilimsel araştırmalar, kamu kurum ve uzmanların paylaştığı veriler ışığında 7,4 büyüklüğüne göre hazırlanan senaryoda, platform üyeleri ve paydaşlar İstanbul'un olası depremde konumu itibarıyla yardım ulaştırılmasında dezavantajlı durumları değerlendirdi. Senaryoda, yolların kapanması, viyadüklerin yıkılması, barajın hasar görmesi durumunda kara yolu dışındaki ulaşım alternatifleri ele alındı.
Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) ve Bütünleşik Afet Yönetimi çerçevesinde AFAD, merkezi yönetim ve yerel yönetimlerle uyumlu çalışabilecek modeller üzerinden planlanarak yapılan tatbikatta, durum tespiti ve yardım ulaştırmak için farklı senaryolar uyarınca çözümler arandı.
"Ağır yükü sadece kamuya ya da yerel yönetimlere bırakmak süreci uzatabilir"
Afet Platformu Kriz Masası Sorumlusu Mehmet Sarıca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, platformun Elazığ depreminde bir araya gelen sivil toplum kuruluşlarının kamu ve yerel yönetimlerle bölgede yürüttüğü çalışmaların ardından oluştuğunu söyledi.
Afetin hemen sonrasında sahada kriz masası olarak yer aldıklarını dile getiren Sarıca, sahadaki ihtiyaçların tespitinin önemli olduğunu, afetin başından, devam eden süreç boyunca önceliklerin değişebildiğini, bunun da doğru planlanması gerektiğini vurguladı.
Afet anında ana koordinasyonu AFAD'ın yürüttüğünü ifade eden Sarıca, şöyle konuştu:
"Sivil toplum olarak özellikle insani yardım operasyonlarında ağır yükü sadece kamuya ya da yerel yönetimlere bırakmak süreci uzatabilir ve yardımların geç ulaşmasına yol açabilir. Sivil toplum örgütleri olarak orada birlikte eşgüdüm halinde çalıştığımızda aslında bir omuz vermiş oluyoruz. Yan yana birlikte çalışarak, oradaki yaranın daha hızlıca sarılmasını, onarılmasını, tedavi edilmesini sağlıyoruz. Kamu, yerel yönetimler, özel sektör, sivil toplum örgütleri hepsinin bir arada olduğu bir düzende çok daha hızlı ve faydalı işler oluyor."
Afet Platformu Kurumsal İletişim Sorumlusu Ahmet Türker ise 17 Ağustos 1999 Depremi'nin 25. yıl dönümünde hem anma hem de olası bir afete karşı hazırlık amacıyla bir araya geldiklerini belirtti.
Platformun ciddi bir etki yaratma gücü olduğuna işaret eden Türker, şunları aktardı:
"6 Şubat depremlerinde bir hafta içinde 60 bin gönüllü başvurusu aldık. Ciddi bir beşeri kaynak dışında, fikri kaynak konusunda her STK'nin kendine göre uzmanlıkları var. Bütünleşik Afet Yönetimine göre afet öncesinde, sırasında ve sonrasında kamunun görev alması kadar sivil katılım da çok önemli. Geçmiş afetlerden biliyoruz ki birçok arama kurtarmadan, insani yardıma kadar ilk saatlerdeki müdahalelerin çok kritik rolü var. Bu noktada o katılımı da artırabilmek için bunu yapıyoruz. Afet Platformunun içindeki kurumların kendilerini test edebilmesi ve sonrasında hem eksiklerimizi görebilmek hem de her an bir afete hazır olabilmek için bu çalışmaları yapıyoruz."
Simülasyonun uygulayıcısının AKUT olduğunu anlatan Türker, çalışmada anlık değişebilen birçok farklı senaryoya karşı da refleks geliştirildiğini dile getirdi.