İstanbul'daki "Kck" Davası
Terör örgütü PKK'nın üst yapılanması KCK'ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, 91'i tutuklu 205 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi
Terör örgütü PKK'nın üst yapılanması KCK'ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, 91'i tutuklu 205 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi dışında oluşturulan büyük salonda görülen duruşmada, Kürtçe tercüman aracılığıyla savunma yapan tutuklu sanık Fatma Dikmen, ailesine ev almak için para biriktirdiğini, ancak ne dosyada ne de iddianamede biriktirdiği paraya neden el konulduğuna dair bir açıklama olmadığını söyledi.
Paranın ailesine ait olduğunu savunan Dikmen, "Mahkeme heyeti, bu para hakkında dava sonunda karar verecek. Hangi nedenden dolayı bu para tutuluyor. Paranın aileme iade edilmesini istiyorum" dedi.
İddianamede, yerel kıyafetlerle annesiyle birlikte fotoğraflarının yer aldığını dile getiren Dikmen, şöyle konuştu:
"Annemle yerel kıyafetlerle çektirdiğim fotoğraflar, suç olarak görülmüş. Savcı, beni silahlı terör örgütü üyesi yapmış. Bu giyim, bin yılı aşkın Kürt tarihidir. Ne zamandan beri yerel kıyafetler, yasa dışı örgütle bağlantılandırılmış ve bir örgütün sembolü haline gelmiştir. Bu benim kültürüme saldırıdır. Ailem ve ben, İstanbul'a göç ettikten sonra Beyoğlu'nda 5 yıl aynı adreste kaldık. Ekonomik olarak çalışmam, işim ve siyasi çalışmalarım Beyoğlu'nda geçti. Savcının iddiası asılsızdır."
Dikmen, BDP'de çalıştığını, yaptığı çalışmaların partinin genelgeleri ile tüzüğü çerçevesinde olduğunu, yasa dışı örgüt üyeliği suçlamasını reddettiğini belirterek, kendisinin ve tüm sanıkların tahliyesini istedi.
Tercüman aracılığıyla savunma yapan tutuklu sanık Salih Deli de aramalarda evinin alt üst edildiğini ancak suç sayılabilecek delil bulunamadığını öne sürerek, kendisine ait olan bir ajanda ile iki deftere el konulduğunu ve suç delili sayıldığını belirtti.
Deli, siyasi bir kararla tutuklandığını iddia ederek, kendisi tutuklanmadan önce bin 500 BDP'linin yakalanacağı tartışmalarının yaşandığını anlattı.
İddianamede, BDP İstanbul İl Başkanlığı binasına giriş çıkışlarının suç delili sayıldığını ileri süren Deli, "Ben BDP İstanbul il yöneticisiyim. Nasıl olur da BDP il binasına giriş çıkışlarım suç sayılır ve çekilen fotoğraflar iddianameye konulur. Bunlar hangi hukuka dayandırılıyor? Emniyet ve savcılıkta dosyamda gizlilik kararı olduğu söylenerek, mahkemeye sevk edildim. Mahkemede de yine gizlilik kararı söylenerek zindana atıldım. Neyle suçlandığımı bile tutuklandıktan sonra öğrendim" şeklinde konuştu.
Bazı sanıkların savunmasının alınmasından sonra, duruşma yarına ertelendi. - İstanbul