Türk Dünyası Düşünce Kuruluşları Forumu'nda Türk dünyasının medeniyet mirası ve düşünce kuruluşlarının rolü konuşuldu

İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde düzenlenen "Türk Dünyası Düşünce Kuruluşları Forumu"nda Türk dünyasının medeniyet mirası ve düşünce kuruluşlarının rolü konuşuldu.

Diplomasi Vakfının, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) katkılarıyla ve İstanbul Gelişim Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen uluslararası foruma, Türk dünyasından düşünce kuruluşu temsilcileri ve uzmanlar katıldı.

Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) işbirliği hakkında konuşulan "Türk Dünyasının Medeniyet Mirası ve Kültürel Bütünleşme" ve "Türk Dünyasında Düşünce Kuruluşlarının Rolü" başlıklı ikili oturumda kültür ve işbirliğinin önemi vurgulandı.

Türkiye Azerbaycan Dostluk İşbirliği ve Dayanışma Vakfı (TADİV) Yönetim Kurulu Başkanı Aygün Attar, "Bir siyasi oluşumun, bir siyasi gelişimin kültürsüz olmayacağı fikrini burada ifade ediyoruz. Kültürel faaliyetler siyasi faaliyetlerinin en önemli altyapısını oluşturmaktadır. Zaten kültürel faaliyetler sonucunda siyasi faaliyetler şekillenir ve mekanizmalar devredilir. Bizim temel görevimiz, politik kararlar alma sürecinde doğru ve gerçekçi politikaları belirlenmeleri için yöneticilere yardımcı olmaktır." dedi.

Macaristan Ludovika Kamu Hizmetleri Üniversitesi Strateji ve Savunma Çalışmaları Enstitüsünden Dr. Zoltan Egeresi, Macaristan'ın Türk Devletler Teşkilatındaki gözlemci görevinden dolayı faaliyetlerine devam etmek istediğini, tarihten gelen ilişkileri ve ortak kültürü çeşitli alanlarda güçlendirmek gerektiğini aktardı.

"Türk dünyasının en büyük zenginliğini kültürel miras oluşturuyor"

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fırat Purtaş, Türk dünyasının en büyük zenginliğini kültürel mirasın oluşturduğunu söyledi.

Kültürel işbirliğinin öneminin altını çizen Purtaş, "Bu, toplumların arasındaki yakınlaşmaya birlik duygusuna hizmet ediyor. Bu açıdan kültür çok önemli bir araç. Kültürü ayrıştırmak, toplumları birbirinden farklılaştırmak için de kullanabilirsiniz ama Türk dünyası işbirliği söz konusu olduğunda nasıl birleştirici bir rol oynadığının nasıl bir birlikteliğe dönüştüğünün en somut örneğini görebiliriz." ifadelerini kullandı.

Purtaş, "Kültürel miras üzerinden siyasi anlamda pek çok başarıya ulaştık. Hegamon kültürlerin yıpratma politikalarına karşı bizim kültürümüz en önemli savunma aracımız, en önemli işbirliği potansiyelimiz." diye konuştu.

Diplomasi Vakfı Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Şuay Nilhan Açıkalın, arka planda güçlü bir birlikteliği sağlayacak şeyin kültürel tarih ve soydaşlık paydaşı olduğunu anlattı.

Açıkalın, "Geleceği inşa ederken ortak kültürel değerleri bir sistematiğe dönüştürmek gerekiyor. TDT acaba bir değerler teşkilatı haline gelebilir mi gibi zor soruları sormak gereken bir dönemden geçtiğimizi düşünüyorum." şeklinde konuştu.

Açıkalın, Türk dünyası olarak sahip olunan ortak mirasa vurgu yapılması ve dünyaya da bu konuda ortak değerlerin yansıtılması, insan hakları gibi meselelerde bu kültür kaynaklı bir değerler sistemi katkısı sunma potansiyelinden bahsetti.

"Dünyaya ortak tarihimizi anlatmalıyız"

Güney Kafkasya Araştırmaları Merkezinden Ferhad Memmedov, Sovyetler döneminde kendi tarihlerinin onlar adına yazıldığını ve 70 yıl boyunca tarihlerinden uzak kaldıklarını belirterek, önce Türk dünyası halklarına sonra dünyaya bu ortak tarihi anlatmak gerektiğini dile getirdi.

Kazakistan Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Direktörü Yerkin Tukumov, ülkesinde genç nesillerin Türk devletleri hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadığına işaret ederek, "Kültürel işbirliğinden bahsediyorsak ticaret ve yatırım üzerine kurulu değil bu, onlar da çok önemli ancak kültürel miras ve ortak değerler üzerine kurulu bir işbirliği geliştirmeliyiz. Genç nesiller Avrupa hakkında çok şey biliyorlar ama Türk devletleri hakkında pek bir şey bilmiyorlar." ifadelerini kullandı.

Kırgız Cumhuriyeti Ulusal Stratejik Çalışmalar Merkezi'nden Asan Kenzhebaevich Akhmatova, Türk medeniyetlerinin bilimdeki ve kültür sanattaki geçmişten gelen liderliğine vurgu yaparken, Özbekistan Kalkınma Stratejisi Merkezi Direktörü Eldor Tulyakov da düşünce kuruluşlarının politikacılar üzerindeki etkisinin önemini aktardı.

Tulyakov, ortak müzeler, kültür merkezleri gibi yerlerin kurulmasının oldukça önemli olduğunu kaydetti.

"İnanılmaz bir kültürel zenginliğe sahibiz"

Kıbrıs Akademisi'nden Prof. Dr. Ulvi Keser de düşünce kuruluşları olarak Kıbrıs'taki Türkler için ciddi çalışmalar yaptıklarını ancak bu çalışmaların engellendiğini aktardı.

Keser, "Bizim başka problemlerimiz de var. Yani biz bu baskıyı kıramıyoruz. Oysa inanılmaz bir kültürel zenginliğe sahibiz." dedi.

Kıbrıs Akademisi'nden bir diğer katılımcı Fadıl Şanverdi, yaptıkları çalışmalarda hedef noktanın tanımak, tanıtmak olduğunu ve bu nedenle farklı alanlara çok fazla giremediklerini söyledi.

Şanverdi, "Biz daha çok gençlerin birlikte hareket etmesini ve yaşadıkları bölgelerdeki sorunları, tarihi, geçmişleri, kültürlerini birbirlerine tanıtmalarını sağlayacak çalışmalar yapmaya çalışıyoruz ve bunun meyvelerini aldık. Sosyal olarak birbirimizi tanıdığımız zaman kültürlerimizin ne kadar birbirine yakın olduğunu, tarih altyapılarımızın ne kadar birbirine yakın olduğunu bileceğiz ve devamı siyasi olarak da gelecektir diye düşünüyorum." diye konuştu.

Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Sarıkaya da Türk devletleri arasında ortak bir haber ajansı kurulmasının oldukça faydalı olacağını düşündüğünü belirterek, Türk dünyasından gelen öğrencilerine birbirlerinin ulusal marşını ezberlemelerini tavsiye ettiğini anlattı.