Haberler

İstanbul'daki Darbe Girişimine İlişkin İlk Dava

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz'da görev yerine gitmedikleri ve halkın direncini kırdıkları iddia edilen 29 polisin yargılandığı davada, toplam 24 sanığın savunması alındı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz'da görev yerine gitmedikleri ve halkın direncini kırdıkları iddia edilen 29 polisin yargılandığı davada, toplam 24 sanığın savunması alındı.

İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun karşısında bulunan salondaki duruşmada, sanık Semih Yüksel savunmasında, 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsünde Sabiha Gökçen Havalimanı'nda görev yaptığını, yeni memur olmasına rağmen havalimanında 3 önemli büronun amiri olarak çalıştığını söyledi.

Sanık Yüksel, göreve alınmadan önce çok ciddi güvelik soruşturmasından geçirildiğini anlatarak, "Daha önce yine bir terör örgütü olan TAK'ın havalimanımıza havan saldırısı olduğu için acil eylem planı oluşturmuştuk. 15 Temmuz akşamı da onu uygulamaya geçirdik. Havalimanında bin 100 kamera bulunmaktadır. O gece ve ondan sonra da attığım her adım kamera görüntüleri ile sabittir. Darbeci generallerin gözaltına alınmasında bizzat vardım. Sayın Başbakanımızın kullandığı TC ANA uçağının apronda güvenliğinin alınmasında bizzat vardım. Aprona bir helikopter indi. Çalışır vaziyetteydi. İçinden askerlerin ineceğini, çatışma çıkacağını düşündüm. Annemi aradım, helalleştik ama inmediler. Sonra aprona bir uçak indi. Kuleye, 'bu uçaktan bilginiz var mı?' dedim. Kule, bilgilerinin olmadığını söyledi. Helikopter bir süre izlendi. Uçak da bir süre izlendi. İddia edildiği gibi darbeci askerlerle nezarette herhangi bir konuşma olmadı. Ağlama söz konusu değil." diye konuştu.

Olay günü üstünde bugün giydiği gibi bir kıyafet (siyah takım elbise beyaz gömlek) bulunduğunu ifade eden sanık Yüksel, terden sırılsıklam olduğunu, darbeci askerleri bizzat sırtına vura vura gözaltına aldığını belirtti.

O gece Ankara'da Özel Harekat Daire Başkanlığında 4 kız kardeşinin şehit olduğunu dile getiren Yüksel, "Gelinlik giyemeden şehit oldular. Darbecilerin yaptıklarını içime sindiremedim. Darbeci bir askerin tankın içinde silahıyla intihar ettiği anonsu geldi. Silahıyla intihar eden bu askeri tanktan çıkartıp ambulansa götürdüm. Can çekişiyordu. Bütün akşam WhatsApp'tan da buna benzer görüntüler geldi. Saat 04.00 gibi olayın sonuydu. Artık öyle hüngür hüngür bir ağlamak değil sadece bir anlık sinir boşalmasıydı. O gece olanlar aklıma geldikçe tekrar tekrar tüylerim diken diken oluyor. Burada olmamda kimin emeği varsa hepsine lanet olsun." şeklinde konuştu.

Sanık Mahmut Sofuoğulları da ByLock iddialarını kabul etmediğini belirterek, ayın 18'inde Hatay'da nişanının olduğunu ifade etti. 15 Temmuz günü nişanlısının ailesiyle Üsküdar'dan Hatay'a gitmek için hareket ettiklerini aktaran Sofuoğulları, arabayı kendisinin kullandığını, emniyetten gelen mesajı Ankara'da gördüğünü ve olayın vahametini anlamadığını söyledi.

Darbe girişimini ayın 16'sında Hatay'da öğrendiğini dile getiren Sofuoğulları, "Ayın 17'sinde idari bürodan arandım. Amirim beni arayarak izinlerin kapalı olduğunu söyledi. Ben de ertesi gün nişanımın olduğunu söyledim o da bana salı günü İstanbul'da olmam gerektiğini söyledi. Nişandan sonra yola çıktım. İstanbul'a geldim. Facebook paylaşımlarımın amacını aştığının farkındayım." dedi.

"ByLock, Eagle nedir bilmiyorum"

Tutuksuz sanık Sertaç Kuytu da göreve gitmediği iddialarıyla ilgili olarak, olay günü nişanlısının evinde olduğunu, 20-25 kişilik bir grubun kapılarını tekmelediklerini ve 2-3 kişinin belinde silah olduğunu gördüğünü ifade etti.

Endişelendiğini dile getiren Kuytu, şunları kaydetti:

'Kim olduklarını bilmiyoruz. Komşular 'kimsiniz?' diye sordu. Hiçbirinden cevap yok. Uzun bir hengame oldu. Tam o sırada üzerimizden F16'lar geçmeye başladı. Ne yapacağımı bilmiyorum. Televizyonlara bakıyorum köprüler açılmış mı? Meğerse evin karşısındaki darbeciler 3 kişiyi öldürmüş. Nişanlımı evine götürdüm, eve geldim. Bana herhangi bir talimat gelmedi. Şefim aradı, beni çağırdı. Fatih Sultan Mehmet Köprüsüne gittim. Polis olduğumu ve Vatan Caddesi'ne gitmem gerektiğini söyledim. Sabaha karşı halen köprüyü geçemedim. Köprünün fotoğrafını çektim, şefime yolladım. Operasyonlar yapılıyor. Kuleli'ye destek vermek için şefime haber verdim. Tekrardan Vatan Caddesi'ne gitmek için Boğaziçi Köprüsü'ne gittim. Daha sonra Vatan Caddesi'ne gittim. Arkadaşlarla durum değerlendirmesi yaptık. Keşke o gün Fatih Sultan Mehmet Köprüsü açık olsaydı da arkadaşlarımla şehit düşseydim." diye konuştu.

Kuytu, ByLock ve Eagle'ın ne olduğunu bilmediğini, Bank Asya'da parasının bulunmadığını savundu. Sorular çalındığından dolayı sınavın iptal edildiğini, bu yüzden de FETÖ'den mağdur olduğunu anlatan Kuytu, polis ağabeyinin usulsüz bir şekilde dinlendiği için 160 cemaatçi polisten şikayetçi olduğu bir davanın bulunduğunu söyledi.

Sanıklardan Ersan Gönül ise, emirlerin dışına çıkmadığını, yüzde 100 suçsuz olduğunu öne sürdü. Vicdanının rahat olduğunu ifade eden Gönül, iddianamede bölge imamları kaydıyla gönderilen mesajın kendisine gelmediğini, Facebook'ta çok sayıda gruba üye olduğunu bildirdi.

Sanık Gönül, "Facebook'tan gelen mesajı tıkladığım için otomatik olarak telefonunun belleğine kayıt etmiştir. Bu mesajı paylaşmadım, yorum da yapmadım. Kimden olduğu çok basit bir şekilde araştırılıp, bulunabilir. En son okuyan gariban Ersan. Kimin yolladığı belli olmayan bir mesajdır. 600-700 kişinin olduğu bir havuz. Başka bir şey koymamışlar. Ben sadece bunu okumadım. Bir sürü haber okudum. Onları koymamışlar. Yanlışlıkla da tıklamış açıp okumuş olabilirim. Açtığımı da hatırlamıyorum. Okuduğumu da hatırlamıyorum. FETÖ örgütünün yapmış olduğu hiçbir şeyi tasvip etmiyorum. Zerre kadar bu devlete zararı kimin dokunmuşsa lanetliyorum, bunların en ağır şekilde cezalandırılmasını isteyenlerden biriyim." şeklinde konuştu.

Duruşmada, bugün 15 olmak üzere toplam 24 sanığın savunması alındı. Duruşma yarına ertelendi.

Kaynak: AA / Güncel
İçişleri Bakanlığı tarafından Tunceli ve Ovacık Belediyelerine kayyum atandı

İçişleri Bakanlığı tarafından Tunceli ve Ovacık Belediyelerine kayyum atandı

Tunceli ve Ovacık Belediye Başkanlarının yerlerine gelen isimler ve kayyum gerekçeleri belli oldu

Kayyum gerekçeleri ve yerlerine gelen isimler belli oldu

Tunceli ve Ovacık Belediyesi'ne kayyum atanmasının ardından belediye önünde protestolar başladı

Kayyum kararının ardından belediye önünde protestolar başladı

Yenidoğan çetesinin yargılandığı davada 5. gün sona erdi! İşte tüm detaylar

Yenidoğan çetesinin yargılandığı davada 5. gün sona erdi! İşte tüm detaylar

title