İstanbul'da 'Eğitimde 1 Adım Ötesi Zirvesi' Düzenlendi
NUN Eğitim ve Kültür Vakfı'nın düzenlediği 'Eğitimde 1 Adım Ötesi Zirvesi', 'Özgürleştiren Sınırlar' temasıyla gerçekleştirildi. Dr. Esra Albayrak, zirvede eğitimdeki sınırların önemini vurguladı ve çocukların sınırlarını koruma ihtiyacına dikkat çekti.
İstanbul'da, NUN Eğitim ve Kültür Vakfınca "Özgürleştiren Sınırlar" temasıyla "Eğitimde 1 Adım Ötesi Zirvesi" düzenlendi.
NUN Okulları Beykoz Kampüsü'nde düzenlenen zirvede bir konuşma yapan NUN Eğitim ve Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Esra Albayrak, zirvenin bu yıl dördüncü kez düzenlendiğini söyledi.
Zirvenin her yıl temasını belirlerken hem Türkiye hem de dünya gündemini yakından incelediklerini belirten Albayrak, "Önümüzdeki on yıllara hazırlıklı olmamız gereken temaları bilhassa da öğretmen, öğrenci ve aileleri ilgilendiren boyutlarıyla interdisipliner bir yaklaşımla ele almaya çalışıyoruz. Buradan ortaya çıkan bilginin, ortak anlayışın eğitimin bütün paydaşları için yol gösterici olmasını arzu ediyoruz." dedi.
Albayrak, makine ve tekniğin gelişmesinin engel algısını sınırsız bir değişim fikriyle yeniden şekillendirdiğini vurgulayarak, "İnsanı zaman ve mekanda tutan her türlü sabite, bu değişim fikrinin beslediği dalgayla yüzer gezer hale gelerek, hayatta belirsizliğin hakim olduğu bir akışkanlık kazandırdı. Böylelikle insanın yaratıcıyla, kendisiyle, tabiat ve toplumla kurduğu ilişkide sınırlar göreceleşti ve özgürlük fikri 'istediğini yapabilme gücü' gibi korkunç bir başıboşluk durumu olarak, sanayi toplumundaki sahnesini aldı." diye konuştu.
İnsanlığın artık yeryüzündeki bütün canlılarla birlikte bu 'sorumsuz özgürlük' fikrinin kıskacında bir bilinmeze doğru sürüklendiğini dile getiren Albayrak, şöyle devam etti:
"Dünyanın bir kısmında insanlar, sınırsız olduğunu düşündükleri kaynakları tüketme ve özgürlüğüne sahip olanlar yüzünden açlık çekiyor. Gazze'de, Suriye'de, Myanmar'da ve daha birçok ülkede masum insanlar, hiçbir insani, ahlaki sınır tanımayan, tırnak içinde 'sözde özgürler' tarafından acımasızca öldürülüyor. Peki soruyoruz, birinin cenneti bir başkasının cehennemi üzerine inşa ediliyorsa orada cenneti yaratma özgürlüğünden söz edebilir miyiz? Böyle bir dünyada bir arada yaşama kültürü oluşabilir mi? Böyle bir dünyada insanlar arasında adalet gözetilebilir mi? İşte bu yüzden, vicdan sahibi bütün sosyal bilim insanları gibi biz de, özgürlüğü sınırsız bir yaşam ideali gibi sunarak sorumluluk ahlakını bir kenara koyan bütün çarpık anlayışları sorgulanmaya muhtaç buluyoruz."
"Her 4 çocuktan 1'i oyun oynamadığı zaman huzursuz ve mutsuz olduğunu belirtiyor"
Albayrak, sınırların hem kimlik ve karakter oluşumu için hem de başkalarıyla sağlıklı ilişkiler sürdürebilmek ve bağlanabilmek için gerekli olduğunu kaydetti.
Zamanın sınırlı olduğu bir yaşamda her konuda sınırsız bir hayat deneyimi talep etmenin gerçekçi olmadığına dikkati çeken Albayrak, "Zira malumdur ki, sınırsız yemek sizi zamanla hasta, sınırsız konuşmak sizi zamanla mutsuz, sınırsız düşünmek ise sizi zamanla yorgun bir insana dönüştürebilir. Hem de tüm bu sınırsızlığı, özgürlük beklentisi ile yaşarken zamanın sınırları ile çarpışabilir ve bir anda sandığınızdan daha fazla tutsak ve bağımlı hale gelebilirsiniz." dedi.
Albayrak, "Bugün her 10 çocuktan 4'ünün dijital oyun oynarken planladığı zaman sınırına uyamıyor, yaklaşık 3'te 2'si fazla oyun oynamaktan dolayı sorumluluklarını aksattıklarını düşünüyor. Her 4 çocuktan 1'i ise oyun oynamadığı zaman huzursuz ve mutsuz olduğunu belirtiyor. Ortaya çıkan bu tablo, çocuklarımızın kendi sınırlarını oluşturma ve bunları koruma konusunda ciddi bir rehberliğe ihtiyaç duyduğuna işaret ediyor." diye konuştu.
Öğretmenleri birer "sınır mimarı" olarak gördüğünün altını çizen Albayrak, şunları kaydetti:
"Bu konuda yaptığım hemen tüm okumalarda özgürleştirici sınırların inşasında anne-babadan sonra öğretmenlerin mimarlık ve hakemlik rolüne işaret ediliyor. Başta okul yöneticilerinin, öğretmen, öğrenci ve ailelerin birbiriyle güvenli sınırlar dahilinde iletişim kurabilmesini sağlayan huzurlu bir okul ortamının önemine vurgu yapılıyor. Böyle bir ortamda bir öğretmenin sınır mimarı rolünü etkin bir şekilde gerçekleştirmesi içinse, önce kendi sınırlarını bilmesi, öğrencileri için de gelişimsel dönemlerine uygun özgürlük ve disiplin dengesini sağlayacak güvenli alanları belirlemesi ve deneyimletmesi önemseniyor. Zira, özgürleştirici sınırlar, öğrenci için duygu, düşünce ve ifadenin serbest alanını tanımlar, öğrencilerin dağınık bilgilerine, görüşlerine yön vererek onların karakter ve kimlik gelişimine katkı sağlar."
Gün boyunca devam edecek zirvede Tunuslu usta yönetmen yazar ve hikaye anlatıcısı Nacer Khemir ile Psikiyatrist Psikoterapist Kemal Sayar yanı sıra çok sayıda katılımcı konuşma yapacak.