İstanbul'da Darbeci Askerlere Yönelik İlk Dava
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Sabiha Gökçen Havalimanı'nı ele geçirmeye çalıştıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan sanıklardan uzman erbaş Adil Aldemir, "Telsizden yarbay Şakir Çınar'ın sesi geliyordu, 'Ateş edin,...
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Sabiha Gökçen Havalimanı'nı ele geçirmeye çalıştıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan sanıklardan uzman erbaş Adil Aldemir, "Telsizden yarbay Şakir Çınar'ın sesi geliyordu, 'Ateş edin, gerekirse tank topuyla ateş edin' diyordu. Çıldırmış gibi bağırıyordu.Bir şey olduğunun farkına vardım ve tankın akımını kapatıp sonra tankı stop ettirdim." dedi.
Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarının karşısında yapılan binadaki duruşma salonunda İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma, tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasıyla sürüyor.
Uzman erbaşlardan Adil Aldemir, kışlada her cuma günü tanklara bakım yaptıklarını anlattı. Olay günü bölük astsubaylarından denetleme yapılacağını duyduğunu belirten Aldemir, "Bölük astsubayımız ve bölük komutanımızla birlikte sağlam bir tank belirledik. Bölüklerdeki tank birliklerinin de hazırlandığını fark ettim." diye konuştu.
Aldemir, bölük komutanından, tanklara mühimmat yüklenmesi yönünde talimat aldıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Tabur komutanımız telefondan talimat geldiğini ve Atatürk Havalimanı ile Boğaziçi Köprüsü'nün askerlerce kuşatıldığını söyledi. Bize de Sabiha Gökçen Havalimanı'na doğru ilerlememiz emredildi. Havalimanına yaklaştığımız sırada yavaşladık."
Havalimanı yakınında havaya ateş edildiğini ifade eden Aldemir, "Üsteğmen Uğur Can Bekhan da 'Ateş etmeyin, size ateş etme emrini kim verdi?' diye sordu. O sırada telsizden yarbay Şakir Çınar'ın sesi geliyordu, 'Ateş edin gerekirse tank topuyla ateş edin' diyordu. Çıldırmış gibi bağırıyordu, bir şey olduğunun farkına vardım ve tankın akımını kapatıp sonra tankı stop ettirdim." ifadelerini kullandı.
Haksız yere 6 aydır tutuklu olduğunu savunan Aldemir, şunları kaydetti:
"Bizler suçsuzuz, bizi görevlendiren tank teğmen hala dışarıdadır. Ben 6 aydır ailemden ayrıyım. Buna sebep olan kişi de emir almıştır. Beni görevlendiren kişi, şu an El Bab'da çatışıyor, bir arkadaşım da gazi oldu ama ben buradayım ve terörist olarak yargılanıyorum. Biz darbe için çıkmış olsaydık, orada 55 tonluk tankı kimse durduramazdı."
Tutuklu sanık uzman erbaş Kadir Uyar, 15 Temmuz günü akşam 20.00 gibi birliğe geldiğinde bir koşuşturmaca yaşandığını anlatarak, bu koşuşturmada elbisesini bile zor giydiğini anlattı.
Sonra cephaneliğe çıktıklarını ve aynı koşuşturmanın cephanelikte de sürdüğünü belirten Uyar, "Bölük komutanı Fatih Karakaya, orada 'neden geç kaldınız' diye bize bağırıyordu. 'Şakir Çınar yarbay sizi bekliyor' diyordu." şeklinde konuştu.
Uyar, cephanelikten döndüklerinde tankların ve askerlerin hazır olduğunu gördüğünü aktararak, "Şakir Yarbay bekliyordu. 'arkadaşlar ciddi olaylar, terör durumları var, polis, askerlerle birlikteyiz havalimanına gidip emniyetini sağlamak amacıyla gidiyoruz.' dedikten sonra hareket ettik." dedi.
"Üzerimdeki elbiseyi çıkarıp Tük bayrağını sardım"
Havalimanına yaklaştıklarında ön taraftaki tankın bariyerleri ezdiğini gördüğünü dile getiren Uyar, şöyle konuştu:
"Orada hengame oldu. Komutanımı aradım, Fenerbahçe Orduevi'ne gitmiş. Uçaksavar ve diğer mühimmatımız yanımızdaydı, araçta askerler vardı o hengamede biri silahla kafasına sıksa sorumluluğu kimde olacaktı? Halktan olayı öğrenince bölük komutanımı aradım 'ne yapabiliriz?' dedim, 'Başınızın çaresine bakın' dedi."
Uyar, kendisinin de bunun üzerine araçtaki askerlere sakin olmalarını, bir darbe girişiminin yaşandığını aktardığını belirterek, askerlere kesinlikle silah kullanmamaları gerektiğini söylediğini aktardı.
Daha sonra polisin gelmesini beklediklerini anlatan Uyar, "Kalabalık, aracın etrafını sarmıştı. Üzerimdeki elbiseyi çıkarıp Tük bayrağını sararak, polisleri bekledik." dedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Ali Öztürk, "Bulunduğunuz aracın içindeki mühimmatlar arasında uçaksavarlar olduğunu söylüyorsunuz, hangi örgütün elinde uçak var ki o silahı aldınız, hiç şüphelenmediniz mi?" şeklindeki sorusuna, "Hayır, ne geliştiğini bilmiyorduk bize 'terör olayı var' denmişti." cevabını verdi.
Uyar, olayın bir darbe teşebbüsü oluğunu oraya gelen halktan öğrendiklerini anlatarak, daha sonra da teslim olmak için polisin gelmesini beklediklerini kaydetti.
"Vatandaşın elinde Türk bayrağı görünce…"
Sanıklardan İbrahim Türkekul da havalimanı yakınında öndeki araçların çevresinin, vatandaşlarca çevrildiğini gördüğünü aktardı.
Olayın tam olarak ne olduğunu anlayamadığı için o heyecanla havaya iki el ateş ettiğini dile getiren Türkekul, "Sonra vatandaşlardan bazılarının elinde Türk bayrağı olduğunu gördüm, bunu görünce 'terör yandaşının elinde Türk bayrağı olmaz' diye düşündüm. Yanımdan geçen vatandaşın ne dediğini duymaya çalıştım. Bize, "bunun bir darbe girişimi olduğunu, burada ne işimizin olduğunu' sordular. O sırada telsizden 'kışlaya geri dönün' emri verildi." diye konuştu.
Türkekul, bu emirden sonra kanunsuz bir emir gelmemesi için telsiz başlarını çıkardığını ifade ederek, silahındaki şarjörü de çıkararak araçtaki askere verdiğini ve bir daha silah kullanmadığını söyledi.
Halka darbeci olmadıklarını söylediklerini belirten Türkekul, "Bunun üzerine vatandaşlarından bazıları da üniformayı çıkarmamızı istedi. Ben de çıkarınca hemen tişört verdiler onu giydik ve polisin gelmesini bekledik" ifadelerini kullandı.
"Tetiğin başında hainlerin görevlendirilmemesi iyi olmuş"
Sanık Adem Erken de havalimanına geldiğinde halkı gördükten sonra kandırıldıklarını anladıklarını ifade ederek, bunun üzerine kendi aralarında konuşup birliklerine dönmeye karar verdiklerini söyledi.
Kalabalık biriktiği için dönemediklerini anlatan Erken, "Tankın etrafını saran vatandaşlardan biri 'kardeşim üzerindekileri çıkar, gel şu tişörtü çıkar, askeri personeli darbediyorlar' dedi." ifadelerini kullandı.
Erken, polis merkezinde bu işin FETÖ tarafından yapıldığını öğrendiklerini anlatarak, şöyle devam etti:
"Bizler başarılı personel olduğumuz için o akşam görevlendirilmiştik. Beni bölük komutanımız seçti ve onun mesaisi hala devam etmektedir. Biz şu anda vatan haini olarak yargılanıyoruz, arkadaşlarım kahraman. 15 Temmuz'da kanuni izinli olsaydım şimdi El Bab'ta olacaktım ve bana kahraman diyeceklerdi. Bir tankı durduracak tek şey sadece bir tanktır. Tankı bir şey engelleyemez, tankın bütün özelliklerine sahibiz. 'Tetiğin başında hainlerin görevlendirilmemesi iyi olmuş, iyi ki biz gelmişiz' diyorum bazen. Sabiha Gökçen'dekiler yaşıyorsa bizim sayemizde. Biz hain olsaydık çok şey yapardık ama orada kimsenin burnu kanamadı."?