İstanbul'da 1 Mayıs
Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, "Bugün buraya dostluğumuzu, kararlılığımızı, mücadele azmimizi kıramayacaklarını dosta düşmana haykırmaya geldik.
Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, "Bugün buraya dostluğumuzu, kararlılığımızı, mücadele azmimizi kıramayacaklarını dosta düşmana haykırmaya geldik." dedi.
İstanbul'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün kutlandığı Bakırköy Halk Pazarı'nda bulunanları selamlayan Koramaz, gazetecilerin ve milletvekillerinin tutuklanmasına da "hayır" demek için bu meydanda toplandıklarını dile getirdi.
Koramaz, 1 Mayıs'ın, anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasından sonra gerçekleşmesinin anlamlı olduğunu söyledi.
Kutlanan 1 Mayıs'ın, "hayır" tutumlarının devamı niteliğinde olduğunu belirten Koramaz," Bu referandumla kıdem tazminatımıza el konulacak. Bu referandumla bizim gibi meslek kuruluşlarının etkisizleştirilmesi var. Bu referandumun sonucunda parlamentonun işsizleştirilmesi, yargının tamamen denetime alınması, tek bir kişiye teslim edilmek istenmesi var." diye konuştu.
Koramaz, bu nedenle 1 Mayıs'ın çok önemli olduğunu dile getirerek, burada bulunan herkesin, her örgütün, her mücadele platformunun "hayır"ı büyütmek zorunda olduğunu, evlerine ve iş yerlerine gittiklerinde dayanışmayı artırmaları gerektiğini kaydetti.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Koramaz, "Bugün buraya dostluğumuzu, kararlığımızı, mücadele azmimizi kıramayacaklarını dosta düşmana haykırmaya geldik. Bugün burada ülkemizde demokrasinin, laikliğin, cumhuriyetin, emeğimizin, doğanın katledilmesine 'hayır' demek için toplandık." ifadelerini kullandı.
Türk Tabibler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Dr. Mehmet Raşit Tükel de miting alanında toplanan vatandaşları selamlayarak, anayasa değişikliğine ilişkin halk oylaması sonucunda yasama, yürütme ve yargının tek elde toplandığını, demokrasiden tümüyle uzaklaşılan bir döneme girildiğini savundu.
Gücün tek kişide toplandığını ileri süren Tükel, "Oysaki toplum olarak ihtiyacımız, toplumsal eşitliğin esas alındığı temel hak ve özgürlüklere sahip olarak yaşamaktır." dedi.
Ülkede 14 yıldır sağlık kurumlarının işletmeye dönüştüğünü iddia eden Tükel, sözlerine şöyle devam etti:
"Uygulanmakta olan politikalarla sağlık hizmetleri ücretli hale getirilmiş, hasta değil, 'müşteri' kavramı ortaya çıkmıştır. Çıkarılan KHK'lar ile toplam 150 binden fazla kamu emekçisi ihraç olmuştur. Çok sayıda sağlık hizmetçisinin ihraç edilmesiyle sağlık hizmetlerinde yeri doldurulamaz bir boşluk oluşmuştur. Bizler yılın 365 günü alın teri döken insanlarız, haksız ve hukuksuz bir biçimde ihraç edilen sağlık emekçilerinin göreve iade edilmesini istiyoruz. Toplumsal sağlığımız için darbelere, toplumsal baskılara karşı durmak, laik demokratik ve özgür bir ülkede yaşamak için 'hayır' demeyi sürdürüyoruz."