İstanbul Adliyesi'ndeki Terör Saldırısında Davanın İlk Duruşması Başladı
İstanbul Adliyesi önünde gerçekleşen terör saldırısı sonrası yargılanmasına başlanan tutuklu sanık Necmiye Birkoç, savunmasında ablalarının suçlanmasına itiraz etti. Duruşmada gizli tanık ifadeleri ve olayın detayları yer aldı.
Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde polis kontrol noktasına silahla ateş açan 2 teröristin ölü ele geçirildiği, bir vatandaşın hayatını kaybettiği, 3'ü polis 6 kişinin yaralandığı saldırıya ilişkin 19 sanığın tek tek yargılanacağı davanın duruşmasında tutuklu sanık Necmiye Birkoç'un yargılanmasına başlandı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanık avukatı katıldı. Sanık Birkoç, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Birkoç, yaptığı savunmada, kardeşi Pınar Birkoç'un terör saldırısı gerçekleştirdiğini savcıdan öğrendiğini iddia etti.
Bunu duyunca şoke olduğunu öne süren Birkoç, "Bilme, öğrenme şansım yok. Kendisiyle iletişimimiz olmadı. Ben ablamla duruşmaya geldiğimiz için suçlandık. 'Ablam ve ben neden ailecek suçlanıyoruz?' diye sordum. O günle ilgili aklımda hiçbir şey yok." dedi.
Birkoç, birtakım kişilerin kendi cezalarından indirim olsun diye başkaları ve kendi aleyhine ifade verdiklerini savunarak, "Ben bu kişilerin açık şekilde yalan söylediklerini biliyorum. Emrah Yayla'yı tanımıyorum. Ocak'ın ilk haftası Pınar'la bir kez görüştük. O görüşmede de kendisine okula kaydını yaptırmasını, üniversite okumasını istedim." diye konuştu.
Duruşmada gizli tanık sıfatıyla dinlenen S.K. ise sanık Birkoç'un 2015 ve 2016'da örgütün mahalle sorumlusu olduğunu söyledi.
Gizli tanık, Birkoç'un örgütün talimatıyla 1 Mayıs'ta Taksim'deki etkinliklere insanları gönderdiğini, esnaftan örgüt adına para topladığını anlattı.
Söz alan sanık Birkoç, hakkında verilen beyanların iftira olduğunu ileri sürdü.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Birkoç'un İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılandığı dava dosyasıyla bu dosyanın birleştirilmesini kararlaştırdı.
Heyet ayrıca sanığın tutukluluk halinin de devamına hükmetti.
İddianameden
İddianamede, 6 Şubat'ta silahlı terör örgütü DHKP/C mensubu Emrah Yayla ve Pınar Birkoç'un, adliyenin D blok kapısına yaklaştıkları sırada görevli polis memurlarınca uygulama yapıldığı ifade ediliyor.
Eylemci Birkoç'un görevli polislerin yüzüne biber gazı sıktığı aktarılan iddianamede, arkasındaki Yayla'nın da silahla ateş edip bir polisi ayağından yaraladığı aktarılıyor.
İki eylemcinin de polis memurlarına silahla ateş edip koşmaya başladıkları sırada vatandaşlardan Dilfiraz Karataş'ın eylemcilerin açtığı ateşte yaralandığı, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği anlatılan iddianamede, C blok önündeki nöbet kulübesine doğru ateş edip gelen eylemcilerin buradaki polislerin karşılık vermesiyle etkisiz hale getirildikleri kaydediliyor.
İddianamede, terör örgütü DHKP/C'nin "merkez komite" olarak adlandırılan yapı tarafından yönetildiği, Sabancı suikastının faillerinden firari Fehriye Erdal ile Zerrin Sarı, Seher Demir ve Musa Aşoğlu'nun bu komitede olduğuna dikkati çekilerek, bunlar hakkında yakalama kararı çıkarıldığı vurgulanıyor.
Olayın ardından gözaltına alınan bazı şüphelilerin bu süreçte açlık grevine girerek tüm aşamalarda direndikleri kaydedilen iddianamede, şüphelilerin imza atma gibi uymaları gereken kurallara uymayıp, örgütsel tavır sergilediklerinin altı çiziliyor.
İddianamede, firari şüpheliler Zerrin Sarı, Seher Demir, Musa Aşoğlu ve Fehriye Erdal ile saldırgan Pınar Birkoç'un ablaları olan tutuklu şüpheliler Necmiye Birkoç ve Nejla Birkoç, Ayten Öztürk, Diyar Ersoy, Elif Ersoy, Ercan Güneş, Gamze Eroğlu, Hakan İnci, Hasan Karapınar, Meryem Özsöğüt, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Oktay Kelebek, Seda Şaraldı, Seher Adıgüzel ve Ulaş İnci'nin "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapse çarptırılmaları talep ediliyor.
İddianamede etkisiz hale getirilen teröristler Emrah Yayla ile Pınar Birkoç hakkında ise "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "kasten öldürme", "kamu malına zarar verme", "tasarlayarak öldürme" ve "silahlı terör örgütüne üye olma'" suçlarından yürütülen soruşturmada, öldükleri için kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği kaydediliyor.