İstanbul Adliyesi'nde Terör Saldırısı Davası: DHKP-C Üyesi Meryem Özsöğüt Hakim Karşısında
İstanbul Adliyesi'nde gerçekleşen terör saldırısıyla ilgili davada, DHKP-C'nin sözde sağlık kabini sorumlusunun tutukluluk hali devam ediyor. Saldırıda bir vatandaş hayatını kaybetti, 6 kişi yaralandı. Sanık Meryem Özsöğüt ise suçlamaları reddetti.
Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde polis kontrol noktasına silahla ateş açan 2 teröristin ölü ele geçirildiği, 1 vatandaşın hayatını kaybettiği, 3'ü polis 6 kişinin yaralandığı saldırıya ilişkin 19 sanığın ayrı ayrı yargılandığı davada, terör örgütü DHKP-C'nin sözde sağlık kabini sorumlusu olduğu iddia edilen sanık Meryem Özsöğüt hakim karşısına çıktı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Özsöğüt ile avukatı katıldı.
Terör örgütü DHKP-C'nin sözde sağlık kabini sorumlusu olduğu iddia edilen Özsöğüt, 4 tanığın ifadesiyle tutuklandığını belirterek, tanıkların hakkında verdiği beyanların yalan olduğunu öne sürdü.
Hakkında suç uydurulduğunu iddia eden sanık, "Hiçbir ilgimin ve bağımın olmadığı olaylar yüzünden sürekli tutuklanıyorum. 20 yıllık sendikal bir geçmişe sahibim, yüzlerce eylem, yürüyüş ve miting örgütledim. Eylemlerde kolluk kuvvetleriyle görüşmeler yaptım, polisin gayet tanıdığı bir ismim. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum." savunmasını yaptı.
Duruşmada görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanığın üzerine atılı suçun vasfı ve delillerin henüz toplanmamış olması gerekçesiyle Özsöğüt'ün tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Özsöğüt'ün tutukluluk halinin devamına hükmetti. Heyet, sonraki celsede gizli tanıkların dinlenmesine karar verip duruşmayı erteledi.
İddianameden
İddianamede, 6 Şubat'ta silahlı terör örgütü DHKP/C mensubu Emrah Yayla ve Pınar Birkoç'un, adliyenin D blok kapısına yaklaştıkları sırada görevli polis memurlarınca uygulama yapıldığı ifade ediliyor.
Eylemci Birkoç'un görevli polislerin yüzüne biber gazı sıktığı aktarılan iddianamede, arkasındaki Yayla'nın da silahla ateş edip bir polisi ayağından yaraladığı aktarılıyor.
İki eylemcinin de polis memurlarına silahla ateş edip koşmaya başladıkları sırada vatandaşlardan Dilfiraz Karataş'ın eylemcilerin açtığı ateşte yaralandığı, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği anlatılan iddianamede, C blok önündeki nöbet kulübesine doğru ateş edip gelen eylemcilerin buradaki polislerin karşılık vermesiyle etkisiz hale getirildikleri kaydediliyor.
İddianamede, terör örgütü DHKP/C'nin "merkez komite" olarak adlandırılan yapı tarafından yönetildiği, Sabancı suikastının faillerinden firari Fehriye Erdal ile Zerrin Sarı, Seher Demir ve Musa Aşoğlu'nun bu komitede olduğuna dikkati çekilerek, bunlar hakkında yakalama kararı çıkarıldığı vurgulanıyor.
Olayın ardından gözaltına alınan bazı şüphelilerin bu süreçte açlık grevine girerek tüm aşamalarda direndikleri kaydedilen iddianamede, şüphelilerin imza atma gibi uymaları gereken kurallara uymayıp, örgütsel tavır sergilediklerinin altı çiziliyor.
İddianamede, firari şüpheliler Zerrin Sarı, Seher Demir, Musa Aşoğlu ve Fehriye Erdal ile saldırgan Pınar Birkoç'un ablaları olan tutuklu şüpheliler Necmiye Birkoç ve Nejla Birkoç, Ayten Öztürk, Diyar Ersoy, Elif Ersoy, Ercan Güneş, Gamze Eroğlu, Hakan İnci, Hasan Karapınar, Meryem Özsöğüt, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Oktay Kelebek, Seda Şaraldı, Seher Adıgüzel ve Ulaş İnci'nin "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6'şar aydan 15'er yıla kadar hapse çarptırılmaları talep ediliyor.
İddianamede etkisiz hale getirilen teröristler Emrah Yayla ile Pınar Birkoç hakkında ise "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "kasten öldürme", "kamu malına zarar verme", "tasarlayarak öldürme" ve "silahlı terör örgütüne üye olma'" suçlarından yürütülen soruşturmada, öldükleri için kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği kaydediliyor.