İsrail Ordusu'nun Gazze'deki Okula Saldırısı: Dehşet Anları ve Can Kaybı

İsrail ordusunun Gazze kentinde yerinden edilen Filistinlilerin barındığı Femhi el-Cercavi Okulu'na düzenlediği saldırıya şahit olanlar, yaşadıkları ve gördükleri dehşet anlarını anlattı.

Gazze Şeridi'ne şiddetli saldırılarını sürdüren İsrail'in hedefinde bu kez çoğu kadın ve çocuk, zorla yerinden edilen sivillerin sığındığı bir okul vardı.

Gazze'nin kuzeyindeki Ambulans ve Acil Durum Hizmetleri Müdürü Faris Afane, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Okulda, yerinden edilen kişilerin barındığı 3 sınıfta yangın çıkmasıyla şaşkınlığa uğradık. İçeride uyuyan kadınlar ve çocuklar vardı, hepsinin bedenleri yandı." dedi.

Afane, İsrail saldırısında okulda en az 30 kişinin hayatını kaybettiğini, cenazelerin Gazze kentindeki el-Ehli Baptist ve Şifa hastanelerine götürüldüğünü belirtti.

Saldırıda 60 kişinin çeşitli şekilde yaralandığını aktaran Afane, ölenlerin çoğunun kadın ve çocuklardan oluştuğunu vurguladı.

"Sanki gökyüzü üzerimize düşüyordu"

Hedef alınan okulun karşısında kalan 40'lı yaşlarındaki Nevval Hasan da "korkunç bombardıman sesine uyandıklarını" belirterek, "Sanki gökyüzü üzerimize düşüyordu." dedi.

Filistinli kadın, ne olduğunu görmek için balkona koştuklarında okulun alevler içinde kaldığını, siyah dumanların yükseldiğini gördüklerini söyledi.

Okulda yanan sınıfların pencerelerine işaret eden Hasan, "Alev alan sınıflardan çocukların çığlıkları geliyordu ve yangın çok büyüktü." ifadesini kullandı.

Hasan, saldırının ardından komşularına bağırdığını, ambulans ve sivil savunma ekiplerine ulaşmaya çalıştığını aktararak, "Yanan küçük bedenleri gözlerimle gördüm. Alevler içinde hareket edenleri gördük." diye konuştu.

Filistinli kadın, saldırının savaş suçu olduğunu vurgulayarak, "Hepimiz çığlık çığlığaydık ancak yangın sesimizden hızlıydı. Okul, yanan bir toplu mezara dönüştü." şeklinde konuştu.

"Herkes çığlık atmaya ve kaçmaya başladı"

İsrail'in hedef aldığı okuldan sağ kurtulan Yusuf el-Kesih ise "Biz uyuyorduk aniden füze tavanı deldi ve patlama oldu. Birkaç dakika sonra yangın herşeyi yok etti. Herkes çığlık atmaya ve kaçmaya başladı ama maalesef alevlerin içinde kalanlar yandı." dedi.

Filistinli genç, bir grup insanla birlikte dışarıdan yanan sınıfların demir pencerelerini açmaya çalıştıklarını ancak ekipman eksikliği ve yangının yoğunluğu nedeniyle başarılı olamadıklarını aktardı.

Kesih, "Birkaç saat sonra sivil savunma ekiplerinin çalışmaları sonucu yangın kontrol altına alındı. Kurtarılabilecek olanları kurtarmaya çalıştık ancak durum çok zor ve korkunçtu, çünkü yanmış cesetlerin kalıntıları duvarlara ve yerlere yapışmıştı." diye konuştu.

"Ne toprak çaldık ne de bir halkı sürdük"

Saldırıdan kurtulanlardan 50'li yaşlarındaki Ebu İbrahim de "Biz hak sahibiyiz, Ne yaptık ki, çocuklarımız ve kadınlarımız yanarak ölüyor? Ne toprak çaldık ne de bir halkı sürdük. Bu toprakların asıl sahibiyiz. Hepimizi öldürseler bile burayı terk etmeyeceğiz." dedi.

Ebu İbrahim, İsrail'e işaret ederek, "Bu adil değil, Amerika'ya ya da başka bir yere gitsinler. Bu topraklar bizim ve sadece onurlu bir şekilde yaşamak istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Gazze kentindeki Şifa Hastanesinin morgu, cesetleri kaldıramaz hale gelmiş durumda. Hastaneye getirilen çok sayıda ceset torbaların içinde veya battaniyeye sarılmış bir şekilde yerlerde duruyor.

Bazı cesetlerin çocuklara ait olduğu yüzlerinden anlaşılırken, bazıları ise yanarak tanınmaz halde.

Bir sağlık görevlisi cesetlere işaret ederek meslektaşına, "Cesetleri koyacak yer bulamadığımız için yer, açık morg haline geldi." dedi.