İsrail Hükümeti Haftalık Kabine Toplantısı
İsrail hükümeti bu haftaki kabine toplantısını işgal altındaki Golan Tepeleri'nde düzenledi.
İsrail hükümeti bu haftaki kabine toplantısını işgal altındaki Golan Tepeleri'nde düzenledi.
İsrail resmi radyosunun haberine göre, İsrail hükümetinin kuruluşunun birinci yıldönümü vesilesiyle bugün ilk kez Golan Tepeleri'nde özel oturum düzenlendi. Başbakan Binyamin Netanyahu'nun kabine toplantısında İsrail'in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini koruyan pozisyonunu tekrar açıklaması bekleniyor.
Golan Tepeleri, Haziran 1967'de Altı Gün Savaşı olarak bilinen Arap İsrail Savaşı'nın bitimiyle İsrail işgali atına girmiştir. 1981'de İsrail, Golan'ın ele geçirdiği bölümlerini çeşitli uluslararası kararlara rağmen tek yanlı olarak ilhak etmişti.
Öte yandan, İsrail Savunma Bakanlığı'na bağlı "Batı Şeria ve Gazze Şeridi Bölgelerinde Hükümetin Faaliyetleri Koordinatörlüğü" (COGAT) Başkanı Tümgeneral Yoav Mordecha, İsrail devlet radyosuna yaptığı açıklamada, "İsrail, Mescid-i Aksa'daki değişmeyen statükoyu korumakta ve sadece Müslümanlara namaz kılma iznini vermektedir. İsrail, Mescid-i Aksa'nın altında herhangi bir kazı çalışması yapmıyor." ifadelerini kullandı.
Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor. Yahudiler, içerisinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun bulunduğu Mescid-i Aksa Külliyesi altında, Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor.
- Mescid-i Aksa'nın statüsü
İsrail, Mescid-i Aksa'nın da içinde bulunduğu Doğu Kudüs'ü 1967 yılında işgal etti. Bu tarihten itibaren 2000 yılına kadar, Ürdün'e bağlı Mescid-i Aksa Vakfı, Harem-i Şerif'in yönetiminde tek söz sahibi oldu. Müslüman olmayan turistlerin Aksa'nın avlusuna düzenledikleri ziyaretler de Aksa Vakfı'nın kontolünde gerçekleşti.
İsrail'in eski Başbakanı Ariel Şaron, 2000 yılında yüzlerce korumasıyla Mescid-i Aksa'yı ziyaret edince İkinci İntifada başladı. Ayaklanan Filistinliler, Şaron'un kutsal Mescid-i Aksa'ya girmesini protesto etti. Aksa Vakfı Şaron'un ziyaretine tepki olarak bu ziyaretleri yasakladı ve İsrail'in "ziyaretlerin yeniden başlaması" yönündeki taleplerini reddetti. Bunun üzerine 2003 yılının Nisan ayında, İsrail hükümeti, Aksa Vakfı'nın itirazına rağmen Müslüman olmayan turistleri tek taraflı olarak Harem-i Şerif'in avlusuna almaya başladı. O tarihten bu yana Mescid-i Aksa'nın statüsü Müslümanların aleyhine bozulmuş oldu.
İsrail yönetimi 2003'ten itbaren Yahudi yerleşimcileri polis korumasında Aksa'nın avlusuna alıyor ve zaman zaman Müslümanlar'ın girişlerine yaş sınırlaması getiriyor. Birçok radikal İsrailli örgüt ve siyasetçi, üzerinde daha önce iki kez yıkılan bir Yahudi tapınağının bulunduğuna inandıkları Harem-i Şerif'in kendileri için de ibadete açılması çağrısında bulunuyor. İsrail yönetimi ise Aksa'nın avlusuna girmesine izin verdiği Yahudilerin burada ibadet etmesine müsaade etmiyor.
İsrail'in sürekli artan sayıda radikal Yahudi yerleşimciyi Aksa'ya alması ve Müslümanların girişine sınırlamalar getirmesi, Harem-i Şerif'in de tıpkı daha önce El Halil şehrindeki Hz. İbrahim Camisin de olduğu gibi Müslümanlar ile Yahudiler arasında bölünmek istendiği yönündeki endişeleri arttırdı.