İsrail gazı Türkiye için alternatif olabilir mi?
Erdoğan, "İsrail gazını ülkemizde kullanırız, Avrupa'ya geçişi için bir çalışmanın içine gireriz" dedi.
Erdoğan, "İsrail gazını ülkemizde kullanırız, Avrupa'ya geçişi için bir çalışmanın içine gireriz" dedi. Enerji uzmanı Sohbet Karbuz konuşulan projenin önündeki hukuki, ticari ve politik engellerin güçlü olduğunu söyledi. Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılamak için izlediği politika çerçevesinde İsrail gazı yeniden gündemde. Daha önce de zaman zaman gündeme gelen bu konudaki son çıkışı ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Ukrayna ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "İsrail doğal gazını ülkemizde kullanırız, kullanmanın ötesinde Avrupa'ya geçişi için de müşterek bir çalışmanın içerisine gireriz. Şimdi Sayın Herzog'la da inşallah Türkiye ziyaretinde bu konular bizim gündemimizde olacak" dedi.
Erdoğan, Arnavutluk ziyareti dönüşünde yine uçakta gazetecilere yaptığı değerlendirme benzer ifadeleri kullanmış ve "Eğer İsrail gazı Avrupa'ya gidecekse bu iş Türkiyesiz olmaz" demişti.
İran'dan gaz akışında yaşanan problem Türkiye'nin sanayide kullanılan gazı kısmasına neden olmuş ve üretici zora düşmüştü. Bu bakımdan Türkiye'nin enerjide kaynak çeşitliliğini arttırması oldukça önemli. Peki İsrail gazının kullanılması Türkiye için ne kadar mümkün?
"Çeşitlilik için iyi olabilir"
DW Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği (OME) Hidrokarbonlar Müdürü Sohbet Karbuz'a göre İsrail gazı Türkiye'nin enerjide arz güvenliği ve güzergah çeşitliliğinin güçlenmesi için iyi bir alternatif. Ancak Karbuz, İsrail gazının fiziki olarak Türkiye'ye ulaşmasının önünde çok önemli engeller olduğuna işaret ediyor.
Doğu Akdeniz Boru Hattı veya bilinen ismiyle Eastmed Boru Hattı ile İsrail'in Leviathan Gaz Sahası'ndaki gazı Avrupa'ya taşımak istediğini ancak bunun sadece masada bir proje olarak kaldığını belirten Karbuz, "Bu projenin gerçekleşmesi zaten çok zordu. Ama Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail bunu hükümetler düzeyinde uzun süre çalıştı. Peki ne oldu? Leviathan sahasının operatör şirketleri bu hattı en başından beri hiç desteklemedi. Yani siz ne kadar siyasi ve politik olarak bir duruş sergileseniz de olayın ticari boyutu da çok önemli. Alıcı ve satıcının ortak tavrı gerekli. Burada satıcı zaten yoktu" dedi.
"Şirketlerin tavrına bakacağız"
İsrail gazının Türkiye'ye taşınması noktasında da aynı kuralların geçerli olduğunu hatırlatan Karbuz, "Leviathan gaz sahasının operatör şirketlerinin şu an bu gazın işletilmesi için iki alternatifi mevcut. Şirketler bunun üzerine uzun süredir çalışıyor. İlki bir off-shore (açık deniz) hattı ile Mısır'daki LNG tesislerine gazı taşımak ikincisi ise bir yüzer LNG tesisi kurmak. Türkiye, işte burada üçüncü bir alternatif olabilir. Bu ticari olarak değerlendirilir ve karar verilir. Orada da şirketlerin tavrı önemli" ifadelerini kullandı.
Karbuz, iki ülke arasındaki olumlu ilişkilerin bu sürece fayda sağlayacağını söyledi ve şunları ekledi: "Bu destekleyici bir tavır olacaktır. Daha önce iki ülke arasındaki yaşanan gerginlikler süreci baltalamıştı. Şirketler görüşemiyordu. Şimdi bu olumlu hava bu konudaki asıl yürütücüler olan şirketlerin görüşmeleri için kapı açacaktır."
Hukuki ve ticari engeller
Bu konuda Türkiye'nin önünde hukuki, ticari ve politik engeller olduğunu anlatan Karbuz'a göre Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin tavrı da İsrail gazının Türkiye'ye taşınması noktasındaki problemlerden biri. Karbuz'un bu konuda değerlendirmesi ise şöyle: "Proje için anlaşıldığını, finansman bulunduğunu ve ticari olarak da işlerin yürüdüğünü düşünelim. Gazın Türkiye'ye gelmesi için kurulacak hattın geçtiği bölgede Güney Kıbrıs Rum Kesimi bir hak iddiasında bulunuyor. Orada tek taraflı olarak bir Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilan etti. Boru hattını geçirmek istediniz, size engel olacaktır. Basit bir örnekle Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu istedi. Ne yapacaksınız. Bu raporu verdiğinizde o ülkeyi tanımış olacaksınız. Başka sorunlar da var ayrıca. Yani hukuki ve politik olarak da İsrail gazının Türkiye ulaşmasının önündeki engeller güçlü."
Önce Türkiye'ye gelmesi gerek
İsrail gazı Avrupa'nın enerjideki arz güvenliği için de önemli bir alternatif olarak gösteriliyor. Peki İsrail gazı, Rus gazına alternatif olarak masaya konabilir mi? Sohbet Karbuz'a göre önce bu gazın önündeki engelleri aşıp Türkiye'ye gelmesi lazım ama yine de alternatif olması şimdilik mümkün değil.
Türkiye ile İsrail arasındaki doğal gaz hattının çok çetrefilli olduğuna değinen Karbuz, "Bu hat başarılı olursa Türkiye için çok güzel olur. Leviathan sahasının operatör şirketleri için de çok güzel bir opsiyon olur. Ancak kesin olarak satıcıların da projeye desteği şart. Satıcılar destek vermezse gaz olmaz. Gaz olmazsa da boru hattının bir anlamı kalmaz. Bu süreçte atlanmaması gereken diğer önemli konu da enerji fiyatlarındaki yükseliş. Bu yüksek fiyatlar yeni projeler için belki şirketlerin daha iştahlı olmasını sağlayabilir" dedi.
800 milyar metreküpten fazla rezerv
İsrail gazı Doğu Akdeniz'deki enerji denkleminin en önemli parçalarından biri. İsrail, 2009 yılında Tamar gaz sahasında 280 milyar metreküplük bir gaz rezervi, 2010 yılında ise Leviathan gaz sahasında 622 milyar metreküplük bir rezerv bulmuştu. Bu gaz İsrail'in kendi ihtiyacının da ötesinde olduğu için kendine bir pazar bulmak zorundaydı.
İlk olarak Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail bu konuda ortak bir girişim başlatarak Doğu Akdeniz Boru Hattı veya bilinen ismiyle Eastmed Boru Hattı projesi için çalışmalara başladı. Bu hat İsrail gazını önce Güney Kıbrıs topraklarına oradan Yunanistan'a taşıyacak ve Avrupa'ya dağıtılacaktı. Ancak yıllar geçmesine rağmen çok sayıda uluslararası toplantı gerçekleşse de bu hat için bir adım atılmadı. Zira bunun en büyük nedenleri hattın yapım maliyetinin oldukça fazla olması, güzergahtaki deniz derinliğinin boru hattı için tehlikeli olması ve Türkiye'nin bölgedeki varlığı idi. Türkiye'de yakın zamanda Libya ile imzaladığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına dair anlaşma ile bu projenin güzergahını kesmiş oldu. Ardından ABD'de bu projedeki desteğini çektiğini açıkladı. Projenin maliyeti ise yaklaşık 10 milyar Euro olarak hesaplanmıştı.
Türkiye'ye 61 milyar metreküp gaz girdi
Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) verilerine göre Türkiye'nin doğal gaz sistemine giren toplam miktar, 2021'de bir önceki yıla göre yüzde 23,2 artarak 61 milyar 601 milyon metreküpe yükseldi.
Türkiye'ye giren doğal gaz miktarı 2020'de 50 milyar metreküp olarak hesaplanmış, toplam tüketim miktarı ise 48 milyar 300 milyon metreküp olarak gerçekleşmişti.
Rusya lider
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) kasım ayı yayınladığı rapora göre Türkiye'nin doğal gaz ithal ettiği ülkeler ve bu ülkelerin payları şöyle: Rusya yüzde 32,03, ABD yüzde 16,50, İran yüzde 15,77, Azerbaycan yüzde 12,03, Mısır yüzde 11,58, Trinidad ve Tobago yüzde 1,84, Katar yüzde 1, 75.
Ayrıca Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) verilerine göre Türkiye'nin dün (03.02.2022) ürettiği elektriğin yüzde 22'si doğal gazdan karşılandı.
Emre Eser
(c)