İsrail-Filistin Meselesi
WASHINGTON (AA) – ABD'de kasım ayında yapılacak seçimlerde Demokrat Partinin Yahudi asıllı başkan aday adayı olan Bernie Sanders, İsrail-Filistin meselesinde barışın sağlanması için "sadece İsrail ile değil Filistin halkıyla da dost olunması gerektiğini" düşünüyor.
WASHINGTON (AA) – ABD'de kasım ayında yapılacak seçimlerde Demokrat Partinin Yahudi asıllı başkan aday adayı olan Bernie Sanders, İsrail- Filistin meselesinde barışın sağlanması için "sadece İsrail ile değil Filistin halkıyla da dost olunması gerektiğini" düşünüyor.
Partisinin başkan adaylığını kazanmak için düzenlediği geniş katılımlı etkinliklerle dikkatleri çeken Demokratların iddialı aday adayı Vermont Senatörü Sanders, önceki günlerde ABD'nin en büyük Yahudi lobisi Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesinin (AIPAC) yıllık toplantısına katılmamasıyla eleştirildi.
Başkent Washington'da dün sona eren AIPAC zirvesine katılmayan tek başkan aday adayı olan Sanders, katılmama gerekçesini kampanya faaliyetleriyle çakışması olarak açıkladı.
Sanders, AIPAC'in konuşma daveti gönderdiği gün ise Salt Lake City'de geniş katılımlı programda Ortadoğu politikasına ilişkin önemli açıklamalar yaptı.
Yahudi kökenli olmasına karşın rakiplerinden daha fazla İsrail'i eleştirmesiyle de bilinen Sanders, İsrail-Filistin meselesinde barışın sağlanması için tüm taraflara ulaşılması gerektiğini vurguladı.
Sanders, İsrail'in "koşulsuz var olma hakkının tanınması" gerektiğinin yanı sıra İsrail'in güvenliğinin altını oyan terör eylemlerinden de vazgeçilmesinin şart olduğunu kaydetti.
İsrail'i ABD'nin en yakın müttefiklerinden biri şeklinde tanımlayan Sanders, İsrail'in bir ulus olarak devamını değil aynı zamanda halkının barış ve güven içinde yaşama hakkının da sağlanması konusunda çabalayacaklarını dile getirdi.
Barış konusunda "Başarılı olmak için sadece İsrail'e dost değil Filistin halkına da dost olmalıyız" ifadesini kullanan Sanders, barışın tesis edilmesi noktasında meselenin tüm taraflarına erişilmesi gerektiğini anlattı. Bernie Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Barış aynı zamanda her bir Filistinli için güvenlik demek, kendi kaderlerini kendileri tayin etme hakkı, vatandaşlık hakkı ve Filistinliler için ekonomik refah demek. Barış, taraflarca kabul edilen sınırların oluşturulması, İsrail'in Gazze'de yaptığı şekilde Batı Şeria'daki yerleşim yerlerinden çekilmesi gibi Filistin topraklarının işgalinin sona erdirilmesi demek. Bu, bir zamanlar İsrail tarafında düşünülemez adım olarak görülüyordu"
Netanyahu'nun yerleşim yeri politikası "absürt"
Sanders ayrıca İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yönetiminin yeni yerleşim yerlerinin inşasını son dönemdeki şiddetlere karşılık yapıldığını ileri sürmesini "absürt" olarak tanımladı. Yerleşim yerlerini iki devletli çözüm sürecinin önündeki engellerden gördüğünü vurgulayan Sanders, Gazze halkının çektiği sıkıntılara da dikkati çekti.
"Barış aynı zamanda Gazze'ye yönelik ekonomik ambargonun kaldırılması demek" diyen Sanders, Batı Şeria'da su kaynaklarının yüzde 80'ini elinde bulunduran İsrail'in, Filistinlilere giden suyu kısıtlamamaları çağrısında bulundu.
Özel çıkar gruplarının Amerikan siyaseti üzerindeki etkisini eleştirmesiyle bilinen Sanders'ın Yahudi kimliğine rağmen AIPAC zirvesine katılmaması Amerikan basınında genişçe irdelendi. Zirveye katılan diğer başkan aday adaylarının İsrail'i destekleyen söylemleri medyada oldukça yer edinirken, Sanders'ın Salt Lake City'deki konuşmasındaki barış için atılması gereken adımlara yönelik açıklamalarının görmezden gelindiği gözlendi.