İspanya Kralı Juan Carlos'un Tahtı Bırakması
Yeni kralı bekleyen öncelikli mesele Katalonya'nın bağımsızlık talebi.
Parlamenter monarşi ile yönetilen İspanya'da Kral Juan Carlos'un 39 yıldır oturduğu tahttan feragat etmesinin ardından tahta geçmesi beklenen Veliaht Prens Felipe'nin önündeki en büyük mücadele alanlarından birinin, Katalonya'nın İspanya'dan ayrılması konusu olacağı belirtiliyor.
Veliaht Prens Felipe'nin İspanya'nın mali krizlerle, artan işsizlikle ve yoksullukla mücadele içindeki bir dönemde tahta çıkacağına ve ülkenin servetiyle birlikte monarşinin prestij kaybı yaşadığına dikkat çekilirken, kuzeydoğuda Katalonya Özerk Yönetimi'nde yaşayan, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 16'sını oluşturan vatandaşların büyük bölümünün kendilerini yönetmek için anayasal değişiklik istemesi, Felipe'yi bekleyen en önemli sorunlardan biri olarak görülüyor.
Madrid'deki III. Carlos Üniversitesi'nde görevli profesör Jose Antonio Gomez Yanez, Prens Felipe'nin bütünleşmeden söz etmesi gerektiği, şimdiye kadar bunu yapmaya çalıştığı, öte yandan mesajının çok fazla karşılık bulmadığı yorumunu yaptı.
Katalonya Özerk Yönetim Başkanı Arthur Mas, Katalonya meclisinde alınan karar doğrultusunda 9 Kasım'da bağımsızlık referandumu yapılması konusunda ısrar ediyor.
Referandum için İspanyol meclisinden yasal müsaade istenmesine yönelik talebin genel kurulda büyük çoğunlukla reddedilmesine ve İspanya Başbakanı Mariano Rajoy'un, İspanya anayasasını ihlal edeceğinden referandumun yapılmayacağını açıklamasına rağmen Arthur Mas, dün Kral Juan Carlos'un tahtından feragat etmesinin ardından "Kral değişebilir ama Katalan demokratik süreci değişmez. Katalan toplumunun büyük bölümü, İspanya devletinden kopukluk ve hoşnutsuzluk hissiyle yaşıyor" yorumunu yaptı.
Veliaht Prens Felipe'nin, babası Juan Carlos'un 1978 yılında imzaladığı İspanya anayasasında referandumu engelleyen bu algıyı değiştirmesini sağlayacak çok az yetkiye sahip olacağı biliniyor. Devletin başı olarak yasalardan bağımsız, temel ilkelere dayanan otoritesi Felipe'yi, uzlaşı arayışında perde arkasındaki siyasi baskıda merkezi bir konuma oturtuyor.
Barcelona Üniversitesi'nde anayasa hukuku profesörü Enriqueta Exposito, Felipe'nin önündeki görevin kolay olmadığını belirterek, Veliaht Prensin rolünün önerilerde bulunabilecek ve arabuluculuk yapabilecek bir moderatör gibi olacağını söyledi.
El Mundo gazetesinin haberine göre, anayasal reform Katalonya ile İspanya devleti arasındaki ilişkiyi, bölgesel finansman formülünü ve Katalan diline yaklaşımı değiştirmeye adapte etmesinin yanı sıra tahta geçme konusunda prenslerin prenseslere göre önceliğe sahip olması yönündeki kuralları da değiştirebilir.
Veliaht Prensin Katalan dilini konuşabilmesi ve ABD'de Georgetown Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler öğrenimi görmesi arabuluculuk görevinde lehine işleyecek özellikler olarak kabul ediliyor.
Katalonya'nın bağımsızlık talebi -
Barcelona, Girona, Lleida ve Tarragona'nın oluşturduğu Katalonya Özerk Yönetimi, 9 Kasım'da bağımsızlık yanlısı bir referandum yapmak istiyor.
İspanya'nın ekonomik açıdan en dinamik bölgelerinden biri olan Katalonya Özerk Yönetimi'nin geçen aralık ayında yerel parlamentoda kabul ettiği referandumun yapılması için İspanyol meclisinden yasal müsaade istenmesine yönelik talep, beklendiği gibi büyük çoğunlukla reddedilmişti.
Yaklaşık 7 saat süren genel kuruldaki oturumdan sonra yapılan oylamada, iktidardaki Halk Partisi (PP) ve ana muhalefetteki Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) başta olmak üzere İspanyol meclisinin yaklaşık yüzde 86'sına denk gelen çoğunluk, Katalonya'da referandum yapılmasına "hayır" demişti. Katalonya'nın referandum talebine İspanyol meclisinde 347 milletvekili oy kullanırken, 299 "hayır", 47 "evet", 1 "çekimser" oy çıkmıştı.
İspanya'daki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri sonrasında Katalonya'da bağımsızlığı savunan ayrılıkçı siyasi partilerin iki ve Bask bölgesinde ETA yanlısı siyaset yürüten Bildu koalisyonunun bir parlamenterini AP'ye göndermesi, özerk yönetimlerde başarı olarak değerlendirilmişti. İspanya'nın AP'de toplam 54 parlamenteri bulunuyor.
AB Komisyonu sözcüsü Alejandro Ullurzun, "Eğer bir AB üyesinin toprağının bir bölümü, bu ülkeye ait olmaktan çıkarsa o yer otomatik olarak AB anlaşmalarının uygulamasının dışında kalır. Diğer bir deyişle, bağımsız yeni bir devlet AB için üçüncü ülkedir. Bağımsız olduğu gün AB anlaşmalarının uygulanması biter" değerlendirmesinde bulunmuştu. - Ankara