Islak İmzada Kumpas" Davası
CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek'e kumpas kurulduğu iddiasına ilişkin 15'i tutuklu 18 sanığın yargılandığı davada savunma yapan eski Adli Tıp Kurumu Başkanı Cengiz Haluk İnce,"Çalışanların, 'Adli Tıp Kurumu'nda çalışıyorum' demekten utandığı, insanların ve sivil toplum kuruluşlarının...
CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek'e kumpas kurulduğu iddiasına ilişkin 15'i tutuklu 18 sanığın yargılandığı davada savunma yapan eski Adli Tıp Kurumu Başkanı Cengiz Haluk İnce,"Çalışanların, 'Adli Tıp Kurumu'nda çalışıyorum' demekten utandığı, insanların ve sivil toplum kuruluşlarının kurumu topa tuttuğu bir dönemde ateşten gömleği giydim." dedi.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunma yapan tutuklu sanıklardan eski Adli Tıp Kurumu Başkanı İnce, öz geçmişini anlattı. İnce, çalışanların "Adli Tıp Kurumunda çalışıyorum" demekten utandığı, insanların ve sivil toplum kuruluşlarının kurumu topa tuttuğu bir dönemde ateşten gömleği giydiğini söyledi.
Dava konusu "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" adlı belgenin, başkanlığını yaptığı Adlı Tıp Kurumu'nda incelenme sürecini aktaran İnce, Haziran ayının 15'inden sonra Ankara Genelkurmay Askeri Savcılığından bir askeri savcının kendisini aradığını belirterek, "Telefonda arayan askeri savcı, 'başkanlık makamınızda bir kurye bekliyor; elindeki kapalı, mühürlü zarfta önemli belge var. Bilimsel hassasiyet ve sürat rica ediyoruz.' dedi. Kurye bir astsubaydı. Teslimat işlemleri yapıldı. Bu arada Fizik İhtisas Daire Başkanı Çetin Seçkin'e, 'bilimselliğine en güvendiğin uzmanınla gel' dedim. Seçkin, Tuncay Çınar ve Lokman Başer ile birlikte geldi. İlk gelen raporlar en az 3 kişi ile çıkar." şeklinde konuştu.
"Hızlı bir şekilde raporlarını yazdılar"
Belgenin teslim alındığını aktaran İnce, "Dosyanın uzman olarak sahibi Lokman Başer'di. Kura çekildi mi, nasıl tespit edildi, bunları bilmiyorum, Adli Tıp Kurumu'nda kura çekimi yoktur. Belge açıldığında fotokopi olduğunu gördüm. Arkadaşlara savcı beyin ricasını ilettim. Hızlı bir şekilde raporlarını yazdılar. Birkaç gün içinde rapor askeri kuryeye verilerek gönderildi." dedi.
Belgenin ikinci defa temmuz ayının başında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kurye ile kendilerine gönderildiğini ve aynı işlemin yapıldığını da anlatan İnce, "O gün Zekeriya Öz geldi mi hatırlamıyorum. Ama ekim ayında geldi. Belgeyle birlikte geldi. Çetin Seçkin, Tuncay Çınar ve Lokman Başer geldi. Bu arada Tuncay Çınar zarfı açtı ve 'birileri Türkiye Cumhuriyeti Devleti'yle alay ediyor. Bu kağıt parçasıdır. Böyle belge olmaz. Polis buna nasıl rapor verdi?' dedi. Belgeyi sadece 1,5 veya 2 dakika görüp bu sözleri söyledi. Siz bu kişiye bu belgeyi verir misiniz?" diye sordu.
"Belgeyi Zekeriya Öz getirip teslim etti"
Cengiz Haluk İnce, belgenin üçüncü kez 16 Ekim 2009'da geldiğine de dikkati çekerek, "Öğleden sonra mesai bitimine yakın Mercedes marka araç ve bir Toyota araçla Zekeriya Öz'ün geldiği, sekreterime kapıdan bildirilmiş. Odamda oturuyordum. İçeriye buyur ettik. Kendisi, 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesinin aslının incelenmesini istediğini, kurye ile beraber getirdiğini, belgeyi bırakıp çıkacağını' söyledi. Belgeyi başkan yardımcısı Yüksel Aydın Yazıcı aldı. Kapalıydı açmadık. Belgenin girişi yapıldı, daha sonra da savcı ayrıldı." beyanında bulundu.
Sonraki sürece şahit olmadığını ancak süreçle ilgili bilgisinin bulunduğunu vurgulayan İnce, belgenin incelemesinin cumartesi günü yapılmadığını, o gün sadece zarfın içinde gönderilen adli belgelerin kayıt altına alındığını ve her işlemin kurumun yönetmeliğine uygun yapıldığını savundu.
İnce, şöyle devam etti:
"Islak imzalı belge, Adli Tıp Kurumu'ndan gönderildikten sonra, şubat ayında, mahkeme tarafından genel kurulu istemiyle geldiğini biliyorum. Ama ilk üç süreçteki safahat yaşanmadı. Ben bunlara muhatap olmadım. Adli Tıp Kurumunun başlayacak olan Avrupa projesinin yeniden yapılandırma çalışmalarını yürütüyordum. Rapor tamamen benim bilgim dışında, hiçbir dahlim ve yönlendirmem olmadığı bir süreçte Adli Tıp Kurumu'ndan çıkmıştır. O raporu incelediğinizde ismim vardır ama imza benim değildir. İmza Adli Tıp Kurum Başkan Yardımcısının imzasıdır."
Duruşma sanık savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.