İskender Pala'dan İçinden Satranç Geçen Oyun
Ünlü yazar İskender Pala'nın dönem oyunu Gazale-Uzun Gece, Alesta Yapım tarafından sahneye taşındı.
Süpervizörlüğünü Zafer Kayaokay'ın yaptığı oyun, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde seyirciyle buluştu.
Yönetmenliğini Demet Macunlar'ın yaptığı, uygulama-prodüksiyonunu ve ışık tasarımını Enver Başar'ın, dekor tasarımını ise Burhan Yılmaz'ın üstlendiği Gazale, II.Mahmud döneminde bir tekkede geçen hikâyeyi konu alıyor.
Oyunun süpervizörlüğünü üstlenen Zafer Kayaokay, Anadolu'nun manevi kurucuları olan Ahmet Yesevi'den başlayıp Yunus Emre'ye uzanan bir birikimi sahnelere taşımayı amaçladıklarını anlattı. Kayaokay, Gazale'de Itri ve Dede Efendi'nin oyun kişileri olarak seyirci karşısına çıktığını söyledi. Konservatuar mezunu genç bir ekiple oyunu sahneye taşıyan Zafer Kayaokay, hem enstrüman çalabilen hem de oyunculuk yapabilen gençlerin böylesi oyunlarla seyirci karşısına çıkma şansı yakaladığını sözlerine ekledi ve Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın ile Zeytinburnu seyircisine teşekkür etti.
GAZALE: AŞKIN TÜRLÜ HALLERİ
Tambur ve ney gibi canlı enstrümanların da kullanıldığı oyunun konusu kısaca şöyle; Sultan II. Mahmud'un, kendisine karşı ayaklanan yeniçerilerin kışlalarını top ateşine tuttuğu, yangın dumanından göz gözü görmeyen İstanbul'da; Üsküdar Salacak'ta bir tekkede, tekkenin şeyhi Kethüdazade Arif Efendi, çeşitli nedenlerle geceyi orada geçirmek isteyen dört kişiyi huzuruna kabul eder. Dostları olan İsmail Dede Efendi, Keçecizade İzzet Molla, Yeniçeri Mülazim Efendi ve o gece tanıştığı Celep Ağa, Arif Efendi'nin sohbetiyle nasiplenmek isterler. Söz döner dolaşır, Arif Efendi'nin kerametlerine gelir. Arif Efendi ilim ve irfanın kerametten üstün şeyler olduğunu söylese de ikna olmaz, kerametlerini görmekte ısrar ederler.
Arif Efendi bunun üzerine onları bir oyuna davet eder. Keramet, oyunda ortaya çıkacaktır. Satranç tablasının başında sırayla her biri hamlelerini yapacak, veziri tehdit edilen veya şah çekilen, gerçek hayatından konusu aşk ve kader olan bir hikâyeyi dosdoğru ve hiç saklamadan anlatacaktır. Sabahın ilk ışıklarına kadar anlattıkları hikâyelerle bu beş kişi, ilahi, beşeri, tasavvufi ve platonik aşkı irdeleyip kaderi, hayatı ve aşkı sorgularlar.