Haberler
İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler: Suç kılıç çatmak değil, kasıtlı organize disiplinsizliktir

Milli Savunma Bakanı Güler: Suç kılıç çatmak değil, kasıtlı organize disiplinsizliktir

Rusya bir kez daha ABD füzeleriyle vuruldu, Savunma Bakanlığı 'Yanıt verilecek' dedi

ABD füzeleriyle bir kez daha vurulan Rusya'dan dünyayı korkutan açıklama

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

'İş Güvenliği Kültürünü Edinemedik'

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İş Sağlığı ve Güvenlik (İSG) Uzmanı Mehmet Akdağ, Türkiye'de iş güvenliği kültürünün edinilemediğini söyledi.

İSG Uzmanı Akdağ, "İşçiler ve işverenler açısından baktığımız zaman ülkemiz iş sağlığı ve güvenliği konusunda maalesef çok geride. İş sağlığı güvenliği kültürünü edinemedi hala çalışanlar. Kişisel koruyucu donanım, kulanım konusunda bile hala bir aşama katedilemedi" dedi.

Türkiye işçi ölümlerinin en çok yaşandığı ülkelerin başında geliyor. Her yıl yüzlerce işçi ya iş kazası ya da meslek kazası sonucu hayatını kaybediyor. Toplu işçi ölümlerinin yaşandığı dönemlerde sadece iş sağlığı ve güvenliğinin konuşulduğu ülkemizde işçi ölümlerinin önüne geçmek için pek de kayda değer bir ilerlemenin olmadığı ifade ediliyor. İş Sağlığı ve Güvenlik (İSG) Uzmanı Mehmet Akdağ'la iş sağlığı ve güvenliğinin alanlarını, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun getirdiği yükümlülükleri, iş yerlerinin denetimi, incelenmesi ve işçi ölümlerinin önüne geçilmesi için yapılanması gerekenleri konuştuk.

İş sağlığı ve güvenliği nedir? Bunu biraz tanımlar mısınız?

Çok değişik tanımları olmakla beraber üzerine mutabık kalınan tanımı, iş yerinde, iş çevresinde işin yapılması ve yürütülmesi ile ilgili olarak oluşan tehlikelerden ve sağlığa zarar verebilecek koşullardan korunmak ve daha iyi bir çalışma ortamı sağlamak, kazaları önlemek, riskleri kontrol altına almak, meslek hastalıklarını önlemek, çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden iyi hallerinin en üstün düzeyde tutulması, sürdürülmesi ve geliştirilmesi için yapılan sistematik ve bilimsel çalışmaların tümüdür.

Kimler iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olabilir?

İş güvenliği uzmanı, bakanlık ve ilgili kuruluşların da çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanlar olabilir. Teknik eleman, teknik öğretmenler, fizikçi, kimyager veya biyolog unvanına sahip olanlar ile üniversitelerin meslek yüksekokullarının iş sağlığı ve güvenliği programı mezunları iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olabilir. Tabi ülkemizde iş yerleri tehlike sınıflarına güre ayrılmıştır. Bunlar çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli olmak üzere birbirinden ayrılmışlardır. İş güvenliği uzmanlığı da aynı şekilde A, B ve C diye sınıflara ayrılmıştır.

İş sağlığı ve güvenliğinin görev alanları nelerdir ve ülkemizde bununla ilgili neler yapılıyor?

İş sağlığı ve güvenliği görev alanları; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır. Ülkemiz anayasasında da belirtildiği gibi bir sosyal devlettir. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili en etkili kurumumuz Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığıdır. Türkiye'de genel olarak iş hayatını denetleme yetkisi devlete aittir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın İSG konusundaki denetimden sorumlu birimi İş Teftiş Kurulu'dur. Denetimler müfettişler aracılığıyla yapılmaktadır. Bunun yanında ülkemizde yargı, yasama ve yürütme erkleri de iş sağlığı güvenliği alanında çalışmalar yapmaktadır. Mecliste onanan 4857 İş Kanunu, 6331 İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu, 5510 Sosyal Sigortalar Kanunu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının çıkardığı yönetmelikler yargı kararları alınmaktadır. Bunun yanında sendikalar, meslek örgütleri sivil toplum örgütleri çalışmalar yapmaktadır.

2012 Haziran ayında yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu işverenlere ne gibi yükümlülükler getirdi? Bu yükümlülükleri yerine getirmeyenler hakkında ne gibi işlemler yapılıyor?

2012 Haziran ayında yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu aşamalı bir süreçti. İşverenlerin yükümlüklere uyulması için zamana yayılmıştı. Kanun, iş kazalarını önlemek amacıyla işverenlere sorumluluklar yüklemiştir. Bunlar işverenin genel yükümlülüğü, işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; mesleki risklerin önlenmesi, için çalışmalar yapar. İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alır. Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır. Çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.

Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır. Bu yükümlülükleri yerine getirmeyen işverenler kanunda belirtilen idari para cezaları ve iş durdurma cezası ile karşılaşır.

İş güvenliği uzmanı olarak ne tür hizmetler veriyorsunuz?

İş güvenliği uzmanı olarak aldığımız eğitim gereği ve doğrultusunda işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmasında rehberlik ediyoruz. İş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapıyoruz, takibini yapıyoruz. Çalışma ortamının gözetiminin yapılması, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı gereği yapılması gereken periyodik bakım, kontrol ve ölçümleri planlayarak ve uygulamalarını kontrol ediyoruz. İşverenlere kaza veya meslek hastalığı riskler konusunda bildirimler, uyarılar yapıyoruz. Çalışanlara eğitim veriyoruz, verdiğimiz eğitimler işçinin çalıştığı iş ve meslekle ilgili tehlikeler, riskler ve bunlardan korunma yollarıyla ilgilidir.

Bir iş güvenliği uzmanı olarak ne gibi düzensizlikler, eksiklikler görüyorsunuz hem işçi hem de işveren açısından baktığınızda?

İşçiler ve işverenler açısından baktığımız zaman ülkemiz iş sağlığı ve güvenliği konusunda maalesef çok geride. İş sağlığı güvenliği kültürünü edinemedi hala çalışanlar. Kişisel koruyucu donanım, kulanım konusunda bile hala bir aşama katedilemedi. Etrafınızda sizlerde görüyorsunuz çalışanlar hiçbir güvenlik önlemi alınmadan çalışıyorlar. Denetim yapılmıyor, kontrol mekanizmaları çalışmıyor. Her gün iş kazalarıyla uyanıyoruz ve her gün 4-5 işçi ölüyor.

İş güvenliği uzmanının işverene bağlı olarak çalışması denetim ve inceleme açısından sakıncalar doğurmuyor mu?

Evet, doğuruyor tabi. Şimdi siz patronunuzu devlete şikâyet ederseniz burada çalışmaya devam edebilir misiniz? Edemezsiniz. İşte bizim konumumuz da bu. Evet, kanun bize 'denetle, eksikleri bul, yaptır, işveren yapmıyorsa devlete bildir, senin maaşını da işveren öder' diyor. Bu hiçbir şekilde bağımsız karar veremediğimizin kanıtı. İşverenler, patron 'senin maaşını ben ödüyorum, bana karışamasın, uyaramazsın, hiçbir şey yazamasın, yoksa çıkışını veririm' diye seni tehdit eder. Burada biz ne yapabiliriz ki? Çözüm olarak uzmanların kamuya bağlı olarak çalışması ve işverenlerden karşılanacak, kurulacak bir fondan maaşlarının belirlenip yatırılması uzmanların daha bağımsız, daha aktif olarak iş sağlığı güvenliğini yürütmesine olanak sağlar.

Soma'dan sonra hala işçi ölüm haberlerini duyuyoruz. Ama medyada yeterince işçi ölümleri gündeme gelmiyor.

İşçi ölümleri ülkemizde ancak büyük kazalar meydana gelmesinden sonra medyada ve kamuoyunda tartışılıyor. Soma'da 301 işçinin ölmesi örneğinde olduğu gibi ve bunlar da unutuluyor. 2015 Kasım ayında 131 işçi çalışma esnasında hayatını kaybetti. Bu da ülkemizin hala iş güvenliği konusunda bir arpa yol katetmediğinin kanıtıdır. Ölen işçilerden 5 kadın, 126 erkek, 6 çocuk, 4 göçmen. Bu Türkiye İş Güvenliği Meclisinin verileri. Her ay hemen hemen böyle.

(Kaynak: Gazeteipekyol)

Kaynak: Temsilci / Güncel
title