Irmak:Öcalan Mandela Gibi Halkların Arasına İnmeli
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Selma Irmak, Öcalan'ın özgürlüğünün şart olduğunun belirterek, "Mandela halkların arasına inmeden kalıcı bir barış sağlanamadı" dedi.
Son zamanlarda çatışma ve ölümlerin artması üzerine olağanüstü toplanma kararı alan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Kurulu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda bir araya geldi.
Savaşa karşı izlenilecek yolların tartışıldığı toplantıya, DTK delegelerinin yanı sıra DTK Eşbaşkanları Hatip Dicle ve Selma ırmak, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ve HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Bilgen Katıldı. Toplantıda ilk olarak konuşan DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, halkların 7 Haziran seçimlerinde barış umuduyla HDP'ye 6 milyonun üzerinde oy verdiğini söyledi.
"Müzakere Süreci Bitmemiştir"
Seçim sonuçlarını hazmedemeyen AKP'nin topyekûn savaş başlattığını öne süren Irmak, savaş yıllarında her iki tarafın da geri dönüşü olmayan acıları yaşandığını söyledi. Öcalan'ın çağrısıyla çatışmalı sürecin yerini barış umuduna bıraktığını anlatan Irmak şöyle dedi:
"Müzakere süreci bitmemiştir. Diyalog yolu, fikir ve düşüncenin, siyasetin ön plana çıkarılması yolu yanlış değildi ve halklar tarafından onaylandı. Bizlerin de sahiplendiği ve izlediği yol budur. Kalıcı bir barışın sağlanabilmesi için Öcalan'ın özgürlüğü şarttır. Mandela örneği ortadadır. Mandela halkların arasına inmeden kalıcı bir barış sağlanamadı. Hükümete kalıcı bir barış için 2013 deklarasyonu ile Dolmabahçe Mutabakatı'nı esas alması çağrısında bulunuyoruz. Dünden bugüne çok bedel verdik. Bedel vermekten de korkmuyoruz. Verilmeyen özgürlüğü alabilmek için örgütlü durmak gerekir. Müzakere yolunu izleyeceğiz ancak sadece bununla yetinirsek özgürlüğümüzü alamayacağız. Müzakereyi izlemekle beraber, örgütlülüğümüzü her zamankinden daha fazla sağlamalıyız. Demokratik özerkliğimizi sağlamak için mücadelemize devam etmeliyiz"
Dicle: Öcalan Barış Paradigmasını Yürüttü
DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle ise, 1990 sonrası küresel kapitalizmin ve emparyalizmin Ortadoğu'ya yeni bir dizayn verme istemiyle başlayan bu düzenin 25 yıldır Ortadoğu'da şiddetli bir savaş yürüttüğünü söyledi. Öcalan'ın 1993 yıllarında şu anki süreci kavradığını ve iktidar yerine halkçı, savaşa karşı barışı içeren bir paradigma yürüttüğünü belirten Dicle, "Öcalan bu sürecin yaşanmaması için defalarca tek taraflı ateşkes ilan etti. Maalesef muhataplarımız bunu anlamazlıktan gelerek sürekli saldırı geliştirdi. 2011 ve 2012 yıllarını hepimiz çok yakından gözledik. Sayın Öcalan, son 2-3 yıldır halkların çıkarına bir ortam hazırladı. Bunun hazmedemeyen diktatörlük sevdalıları, topyekûn savaş politikasını devreye koydu. Önderlik sürecin bu aşamaya gelmesini engellemek için çok yoğun bir mücadele yürüttü. Belki İmralı görüşmeleri kamuoyuna yansımıyor ama biz buna çok iyi şahit olduk" diye konuştu.
"Dolmabahçe Mutabakatı esas alınıp müzakereye geçirilmeli"
Kürt halkının artık yalnız olmadığını belirten Dicle, Kürtlerin, Türkiye halklarıyla, sosyalist, emekçi halklarla barışsever halklarla bu barışı savunacağını söyledi. "Ne Türkiye halkları bu savaşı eskisi gibi alkışlayacak ne de Kürdistan halkı bu savaşa geçit verecektir" diyen Dicle, yeni ve tahkim edilmiş bir ateşkes sürecinin çift taraflı hayata geçirilip, bir çatışmasızlık ortamı yaratılması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
"2013 Newrozu'nda ilan edilen tarihsel bir anlama sahip olan önderliğin çağrısı yazılı bir mutabakatla sonuçlandı. Belki de Kürtler ile hükümet temsilcileri tarihte ilk defa bir mutabakata imza aldılar. Süreci izleyen ve gözlemleyen biri olarak, Önderliğin bu Dolmabahçe Mutabakatı'na ne kadar vurgu yaptığını belirtmek isterim. Önderlik ısrarla bir darbe tarihi olan 28 Şubat tarihini vurguladı. 'Biz darbelere karşıyız' diyordu. Eğer Türkiye'nin Suriye'ye dönmesini istemiyorlarsa ki hala yol yakındır, Dolmabahçe Mutabakatı'nı esas alıp müzakere sürecine geçirilmelidir"