Irkçılıkla Mücadele İçin 10 Madde
Almanya'da; ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve aşırı sağcı şiddete karşı mücadele için 10 maddelik çalışma hazırlandı.
Almanya'da ırkçılıkla mücadele için oluşturulan göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer'in sorumluluğundaki Federal Uyum Konseyi, yabancı düşmanlığı ile mücadelede sivil toplum ve halkın katılımının önemi vurguladı. Konsey, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve aşırı sağcı şiddete karşı mücadele için 10 maddelik çalışma hazırladı.
Bakan Böhmer, konsey üyeleriyle birlikte basın toplantısı yaparken, ırkçı şiddete karşı en büyük güvencenin 'güçlü bir sivil toplum' olduğunu anlattı. Böhmer, konseyin kabul ettiği 0 maddelik tasarının yol gösterici olduğunu vurgulayarak, 'Bu kararlar, ülkemizde ırkçılığa, yabancı düşmanlığına, aşırı sağa yer olmadığına, açıkça işaret etmektedir' dedi. Deutche Welle, Federal Uyum Konseyi'nde ele alınan konular ve alınan kararların, "Irkçılığa, yabancı düşmanlığına ve aşırı sağcı şiddete karşı mücadele" çalışma grubunun başkanlığını yapan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) yetkilisi Mustafa Yaman tarafından açıklandığını aktardı. Ele alınan konular arasında ilk sırada Almanya kamuoyunu sarsan, 2000-2006 döneminde işlenen ancak yıllar sonra aydınlatılabilen Neonazi cinayetleri yer aldı.
Kararlarda aşırı sağ terör hücresinin işlediği cinayetlerin sadece göçmenlere yönelik olmadığı, özgürlükçü demokratik düzeni de hedef aldığı vurgulanırken, aşırı sağcı akımların hukuk devletini, tüm toplumu ve demokrasiyi tehdit ettiğini söyledi. Yaman, güvenlik birimlerinin olası hata ve ihmallerinin açığa çıkarılması gerektiğini kaydetti.
Federal Uyum Konseyi, federal güvenlik birimleri arasında daha güçlü bir koordinasyon önerirken, aşırı sağcı şiddet mağdurlarının kendilerine muhatap bulabilecekleri, eyaletler düzeyinde birimler oluşturmasını, bunların birbirleriyle bağlantılandırılmasını istedi.
Federal Uyum Konseyi'nin 10 maddelik ırkçılıkla mücadele planında, aşırı sağ ve yabancı düşmanlığı ile mücadelede, sivil toplum ve halkın katılımının önemi vurgulandı. DİTİB yetkilisi Mustafa Yaman, sivil toplum kuruluşlarının, işverenlerin, kiliselerin ve dini cemaatlerin sorumluluk alması gerektiğini belirtirken, aşırı sağa karşı mücadele ve bu konuda alınacak önlemlerin Ulusal Eylem Planı'nda olduğu gibi uyum tartışmalarında da yer alması gerektiğini kaydetti.
Siyaset ve medyanın aşırı sağın yükselmesinde veya etkisinin azalmasında özel bir sorumluluk taşıdığını ifade eden Yaman, her politikacının ve her gazetecinin, bu sorumluluğun bilincinde olması gerektiğini söyledi.
Aşırı sağın önlenmesi için demokrasinin okullarda daha etkin bir şekilde okutulması gerektiğini kaydeden Yaman, işyerlerinde de dışlanmaya ve ırkçılığa karşı çıkılması gerektiğini belirtti. Yerel düzeydeki yönetimlerin insanların sorumluluklarını artırması, bunun için de göçmenlere yerel düzeyde daha fazla siyasi katılım fırsatı verilmesi gerektiğini belirten Yaman, hükümetin de uyum konularında verdiği destekte uzun vadeli düşünmesi gerektiğini ifade etti.
Aralarında göçmen temsilcileri, siyasetçiler ve uzmanların da bulunduğu 32 kişiden oluşan Federal Uyum Konseyi, 2010 yılı sonunda kuruldu. Farklı çalışma grupları bulunan konseyin üyeleri arasında Federal Meclis Üyesi Wolfgang Bosbach, Almanya Türk Toplumu (TGD) Başkanı Kenan Kolat ve tanınmış sunucu Nazan Eckes de bulunuyor.