İran ve Türkiye'de Çağdaş Felsefe Paneli
Türkiye Felsefe Derneği Başkanı Prof.Dr. Ahmet İnam, "Hedefimiz, Türkiye'de yapılan felsefe faaliyetlerinin sahasını genişletmek, kadim bir kültür olan İran kültürü ve tecrübelerinden faydalanarak kendi felsefi araştırmalarımızı zenginleştirmektir" dedi.
Türkiye Felsefe Derneği Başkanı Prof.Dr. Ahmet İnam, "Hedefimiz, Türkiye'de yapılan felsefe faaliyetlerinin sahasını genişletmek, kadim bir kültür olan İran kültürü ve tecrübelerinden faydalanarak kendi felsefi araştırmalarımızı zenginleştirmektir" dedi.
Tahran'da Yunus Emre Kültür Merkezi ve İran Hikmet ve Felsefe Kurumu tarafından "İran ve Türkiye'de Çağdaş Felsefe Paneli" düzenlendi.
AA muhabirine konuşan İnam, iki ülke arasında bu tür ilmi ve kültürel temasların faydalı olacağını düşündüğünü belirterek, "Hedefimiz, Türkiye'de yapılan felsefe faaliyetlerinin sahasını genişletmek, kadim bir kültür olan İran kültürü ve tecrübelerinden faydalanarak kendi felsefi araştırmalarımızı zenginleştirmektir. Elbette bu çalışmaların devamını isteriz. Çünkü hem İran, hem de Türkiye için bu temasın her iki taraf için çok faydalı olacağını düşünüyorum" dedi.
Panelistlerden Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Kenan Gürsoy, böyle bir münasebetle İran'da bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Gürsoy şöyle konuştu:
"Böyle bir münasebetle İran'da bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Çünkü bizler, geçmişte sanattan felsefeye, tasavvuf ve irfani hayata dair birlikte fevkalade yüksek seviyede ilmi çalışmalar gerçekleştirmiş iki milletiz. Bu iki milletin felsefecilerinin bir araya gelmemeleri kabul edilemez. Mutlaka birlikte olmak gerekir. İki kültürün, edebiyatın, sanatın bir bütün olduğunu düşünerek, felsefenin de bu bütünlüğün bir parçası olduğunda ısrar ederek, 'acaba tasavvuf dediğimiz irfan geleneklerimizle felsefe arasında nasıl bir ilişki kurabiliriz' bunun tekrardan düşünülmesi adına bir şeyler yapmak gerekir."
Gürsoy, "Çağdaş felsefe problemleriyle bizim kadim geleneklerimiz arasında bir ilişki kurulabilirse belki çok daha zengin bir ufukta, batı dünyasıyla da doğu dünyasıyla da iletişim kurabilecek ve felsefe adına bunları tekrardan dile getirebileceğiz" ifadelerini kullandı.
İran ile aynı konuda bütünleşmek, bir araya gelerek diyaloglar kurmanın fevkalade ilginç olabileceğini belirten Gürsoy, "Çünkü onlarda geçmişte olduğu gibi bizim gibi bir irfan geleneği üzerinden kendi tefekkür ve felsefelerini oluşturuyorlar, oluşturmuşlar. O zaman bir üst dil olan felsefede bu diyaloğu bütün dünyaya açık bir biçimde gerçekleştirmek, dünyaya eskiden olduğu gibi yüksek verimler kazandırabilmek demektir. Bu toplantı buna vesile oluyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Ortak çalışmalar devam edecek"
Atatürk Üniversitesi öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Utku da açıklamasında, "Kadim müşterek geleneğin iki varisi olan İran ve Türkiye kültürünün felsefe alanında Yunus Emre Enstitüsü ve İran Felsefe Enstitüsü'nün çabalarıyla bir araya gelmesi, felsefenin güncel sorunları olduğu kadar ortak geleneğin nasıl tevarüs edileceği konusunda bizim için çok anlamlı ve açıklayıcı oldu. Bundan sonra da bu tip ortak çalışmaların devam edeceğini düşünüyoruz. Bu alanda planlamalar yapmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
Bir gün sürecek programa katılan panelistler arasında, İran Felsefe ve Hikmet Kurumu Başkanı Prof. Dr. Abdulhüseyin Hosropanah, Tahran Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Şamil Öçal, Prof. Dr. İbrahim Dinani, Prof. Dr. Ziya Muvahhid ve Prof. Dr. Ali Asgar Muslih de yer alıyor.