"İran'ın sert hamle ve tehditleri BAE'yi panik havasına soktu"
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) başlangıçta Suudi Arabistan ve İsrail ile birlikte ABD'yi İran'a karşı savaşa çekmeye çalıştığını ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın buna yanaşmamasının ve İran'ın Hürmüz Boğazı ve...
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) başlangıçta Suudi Arabistan ve İsrail ile birlikte ABD'yi İran'a karşı savaşa çekmeye çalıştığını ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın buna yanaşmamasının ve İran'ın Hürmüz Boğazı ve çevresindeki sert hamle ve tehditlerinin BAE'yi panik havasına soktuğunu söyledi.
Bölgesel meselelerde İran'a karşı Suudi Arabistan'ın safında yer alan BAE yönetiminin son zamanlarda İran'a karşı girişimlerinden geri adım attığı yönünde haberler medyada sıklıkla yer buluyor.
Bunun ilk işareti, mayıs ayında Umman Körfezi'nde petrol tankerlerine düzenlenen saldırılarda İran'ı suçlayan ABD'nin aksine BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayid Al Nahyan'ın " İran'ın suçlanması için kesin kanıtlara sahip olunması gerektiğini" söylemesiydi.
Daha sonra BAE yönetimi, Yemen'de İran destekli Husilere karşı Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona desteğini azaltarak bu ülkedeki askerlerini geri çekeceğini duyurdu.
Bunun ardından İran ile BAE'den üst düzey güvenlik yetkilileri Tahran'da bir araya gelerek, 6 yıl aradan sonra yeniden Ortak Sahil Güvenlik Toplantısı düzenledi.
İki ülke arasındaki yakınlaşmanın son işareti, BAE'den iki bankanın ABD'nin bankacılık yaptırımlarına rağmen İran'la finansal işlemlere onay vermesi oldu.
Uzmanlar, bölgesel politikalarında sıklıkla karşı karşıya gelen ancak daima iyi ekonomik ilişkilere sahip İran ile BAE arasında son zamanlarda ortaya çıkan olumlu havanın nedenlerini AA muhabirine değerlendirdi.
"İran'ın sert hamle ve tehditleri BAE'yi panik havasına soktu"
ORSAM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, "Birleşik Arap Emirlikleri, başlangıçta Suudi Arabistan ve İsrail ile birlikte ABD'yi İran'a karşı savaşa çekmeye çalıştı ancak Trump'ın buna yanaşmaması ve İran'ın Hürmüz Boğazı ve çevresindeki sert hamle ve tehditleri BAE'yi panik havasına soktu." değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin büyük ekonomik baskısına maruz kalan İran'ın, BAE gibi ABD'nin yakınlarını sıkıştırdığını ifade eden Uysal, şöyle devam etti:
"BAE, İran'ın tanker hamleleri ve Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidi üzerine yumuşamak zorunda kaldı. Hem İsrail hem Körfez ülkeleri 'ABD bizim adımıza İran'la savaşsın veya İran'ı durdursun' istiyordu. ABD'nin de böyle bir niyeti olmadığını görünce, BAE başta olmak üzere bu ülkeler oldukça zora düştüler. İran ile ABD arasındaki kavgada onların canı yanıyor. BAE, ekonomisi ve dengeleri sarsılmadan bu işten sıyrılmak istiyor."
İran'ın BAE karşısındaki kozları
İran'ın kendi aleyhinde politikalar izleyen BAE yönetimine karşı birçok kozu elinde tuttuğunu vurgulayan Uysal, "Suudi Arabistan'la birlikte Katar'a ambargo uygulaması da BAE ekonomisini oldukça sarstı. BAE topraklarında İran kaynaklı bir bomba patlatılması halinde dahi ekonomisi çöker." ifadelerini kullandı.
Prof. Uysal, "Körfez'deki tanker saldırılarından sonra petrol tankerlerinin sigorta fiyatlarının on kat arttığı söyleniyor. Dolayısıyla BAE İran karşısında oldukça zor durumda." görüşünü dile getirdi.
Uysal ayrıca, tüm bunların yanı sıra İran'ın BAE'deki İran kökenli vatandaşlar ile Pakistan ve Hindistan'dan bu ülkeye gelen Şiiler eliyle BAE'nin çıkarlarını hedef alacak kapasitede olduğuna dikkati çekti.
İran'ın insan kaynağı, milis ve füze gücünün yanı sıra diplomatik olarak da güçlü bir ülke olduğunu hatırlatan Uysal, kendi aleyhinde çalışan Körfez ülkelerini içeriden karıştırma kapasitesine dahi sahip olduğunu savundu.
"BAE'nin Yemen'den asker çekmesi Suudi Arabistan için kötü haber"
BAE yönetiminin Yemen'den asker çekme kararını da değerlendiren Uysal, bu durumun Suudi Arabistan'ı olumsuz yönde etkileyeceğini ifade etti.
Uysal, "BAE hem ekonomik hem de İran tarafından gelen tehditler nedeniyle oldukça zor durumda. O yüzden Yemen'den asker çekiyor. Bu da Suudi Arabistan için kötü haber. Arka bahçesi sandığı ancak başarısız olduğu Yemen'de Riyad'ın işi çok daha zor olacak. Bıraksa bırakamıyor savaşı da kazanamıyor." diye konuştu.
"Dubai Emirliği İran'la iyi ilişkilerden yana"
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBÜ) Dr. Öğr. Üyesi Bayram Sinkaya da BAE'nin geçmişte İran'a müdahale konusunda ABD'ye baskı yapan iki güçten biri olduğuna dikkati çekti.
Buna karşın BAE yönetiminin, muhtemel bir sıcak çatışma durumunda savaşın kendi topraklarına sıçrayacağını düşündüğünü belirten Sinkaya, "Sıcak bir çatışma bölgede en çok BAE'ye zarar verecek başka bir yolu yok. Hürmüz Boğazı'nın kapatılması da en çok onlara zarar verecek. Dolayısıyla gerginliğin savaşa dönüşmeden iplerin kopmasına müsaade etmeden ve baskıyı da azaltmadan ABD'nin İran'a karşı kontrollü bir gerginlik politikasını sürdürmesini istiyorlar." dedi.
BAE'deki emirliklerin bazılarının İran'a yönelik farklı görüşlere sahip olduğuna işaret eden Sinkaya, şu ifadeleri kullandı:
"Emirliklerden bazıları İran'la kötü ilişkiler istese de başta Dubai olmak üzere bazıları da İran'la iyi ilişkilerden yana. Emirlikler arasındaki dengeler de İran politikasına etki ediyor."
BAE'nin İran ile ticaret hacminin yüksek olduğunu hatırlatan Dr. Bayram Sinkaya, İran ile ticaretin özellikle Dubai tarafından yapıldığını belirtti.
Sinkaya, ABD'nin 2015'te İran'la imzaladığı nükleer anlaşmayı Washington'un kendilerine ihaneti olarak gören BAE gibi Körfez ülkelerinin Trump'ın politikalarına da tam olarak güvenmediğini sözlerine ekledi.