Haberler

İran'ın İsrail'e Füze Saldırısı: Uzmanların Değerlendirmeleri

İran'ın İsrail'e Füze Saldırısı: Uzmanların Değerlendirmeleri
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

SETA tarafından hazırlanan makalede, İran'ın 1 Ekim tarihinde İsrail'e düzenlediği füze saldırısının nedenleri, etkileri ve bölgedeki gerilim üzerine uzman görüşlerine yer verildi. İran'ın caydırıcılığını yeniden tesis etmeye çalıştığı, saldırının sonuçlarının ise bölgedeki güvenlik dinamiklerini etkileyebileceği ifade ediliyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfınca (SETA) hazırlanan makalede uzmanlar, İran'ın 1 Ekim'de İsrail'e düzenlediği füze saldırısının nedenlerini, doğurabileceği sonuçları ve bölgedeki gerilimi analiz etti.

SETA Araştırma Asistanı İsmet Horasanlı tarafından hazırlanan ve SETA'nın internet sitesinde yayımlanan makalede, uzmanların İran'ın İsrail'e 1 Ekim'de düzenlediği füze saldırısının nedenleri ve gelecek senaryoları hakkındaki görüşlerine yer verildi.

Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü'nde (ORMER) görevli Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Caner, İran'ın saldırısının arkasında, " İsrail'den aldığı darbelerle caydırıcılığını yitirme endişesinin" bulunduğunu belirtti.

İran'ın İsrail'in saldırılarına yeterince karşılık verememesi ve güvenlik zaaflarının, İran'ın zayıf görünmesine neden olduğunu kaydeden Caner, bu saldırıyla, İran'ın kaybettiği caydırıcılığı yeniden kurmak ve bölgesel ortaklarına güç gösterisinde bulunmak istediğini aktardı.

Caner, İran'ın bu saldırının sınırlı kalmasını sağlayarak, büyük bir savaşa yol açmaktan kaçınmak istediğini de ekledi.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Tuğçe Ersoy Ceylan da, saldırının İsrail'de geniş çapta yankı bulduğunu, özellikle askeri üslerin hedef alınmasının büyük endişe yarattığını belirtti.

İsrail'in bu saldırıya sert bir yanıt verme eğiliminde olduğuna işaret eden Ceylan, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurma planlarının ABD ile koordine edilmeden gerçekleşmeyeceğine dikkati çekti.

İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkan Vekili Turgay Şafak ise İran'daki iç dengelere değinerek, saldırının İran'da hem reformcular hem de muhafazakarlar tarafından nasıl karşılandığını yorumladı.

Şafak, İran'ın direniş cephesi içindeki gruplar nezdinde caydırıcılığını güçlendirmek ve iç kamuoyunda artan hoşnutsuzluğu yatıştırmak için böyle bir saldırıya giriştiğini belirterek, İran'ın bu hamlesiyle uluslararası toplumun gözünde bir güç gösterisi yaptığını ifade etti.

Beklenmedik bir meydan okuma

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nde Doktor Öğretim Üyesi Muhammed Hüseyin Mercan da, İsrail-Hizbullah çatışması bağlamında İran'ın füze saldırısının geniş kapsamlı etkisi olduğunu belirtti.

İsrail'in Hizbullah lider kadrosuna yönelik operasyonlarının, Lübnan'daki direniş hareketini zayıflatmak ve İran'ın bölgedeki nüfuzunu kırmak adına önemli adımlar olduğunu vurgulayan Mercan, bu süreçte İran'ın stratejik bir çıkmaza sürüklendiğini ifade etti.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürülmesiyle İran'ın bölgedeki etkisinin sarsıldığını kaydeden Mercan, İsrail'in bu operasyonlarla psikolojik üstünlük sağlamaya çalıştığını, İran'ın bu hamleye verdiği misillemenin Netanyahu hükümeti için beklenmedik bir meydan okuma olduğunu vurguladı.

SETA Araştırmacısı Can Acun ise İran'ın füze saldırısının askeri boyutunu ve bölgesel sonuçlarını ele aldı.

Acun, İran'ın bu saldırıyla İsrail karşısında caydırıcılık kazandığını, özellikle Hizbullah'ın komuta kademesinin yeniden yapılanarak işgale karşı daha güçlü bir direnç gösterebileceğini belirtti.

İsrail'in Lübnan'ı işgal girişimlerine karşılık olarak İran'ın bölgede yeni bir stratejik denge kurmaya çalıştığını ifade eden Acun, İsrail'in bu duruma vereceği karşılığın bölgesel bir savaşa dönüşme ihtimalini taşıdığını belirtti.

Bölgedeki gerilimin Türkiye'ye olası etkileri

Marmara Üniversitesi'nde Öğretim Görevlisi Bilgehan Alagöz de, İran-İsrail geriliminin Türkiye'ye olan etkilerini değerlendirirken, bu gerilimin Türkiye açısından güvenlik ve dış politika boyutunda önemli riskler barındırdığını vurguladı.

Alagöz, Türkiye'nin, özellikle Suriye iç savaşı sürecinde edindiği tecrübelerle sınırlarına yönelik güvenlik politikalarını sürdüreceğini ve İran-İsrail arasındaki gerilimde Irak ve Suriye'deki terör örgütü PKK/YPG unsurlarının krizi fırsata çevirmesini engellemek için askeri operasyonlarını sürdüreceğini belirtti.

Alagöz, İran'daki enerji merkezlerine yönelik olası bir İsrail saldırısının Türkiye'yi doğrudan etkileyebileceğini, böyle bir saldırının hem enerji fiyatlarını yükselteceğini hem de İran'dan Türkiye'ye yönelik bir göç dalgasını tetikleyebileceğini kaydetti.

Kaynak: AA / Muhammet Tarhan - Güncel
Yenidoğan Çetesi lideri Fırat Sarı sanık kürsüsünde! İşte ilk sözleri

Bebek katili çetenin lideri hesap veriyor! İşte ilk sözleri

Yenidoğan Çetesi lideri Fırat Sarı'dan duruşmaya damga vuran ifadeler: Milletvekilleri bile beni arardı

Çete lideri Fırat Sarı'dan duruşmaya damga vuran ifadeler

İstanbul'da beklenen kar yağışı başladı

Anlık İstanbul

'Kayyum atanacak belediye sayısı 16'yı bulacak' iddiası

"16 belediyeye daha kayyum" iddiası! Bir şehre özellikle dikkat çekildi

title