İran'ın Aydınlık Kadınları Sergisi Contemporary İstanbul'da!

Vogue Türkiye, Contemporary Istanbul'da Tahran konseptinden ilham alarak yarattığı "İran'ın Aydınlık Kadınları" sergisiyle yer alıyor.
İlk sayısından itibaren modanın yanı sıra kadını ve sanatı merkezine alan Vogue Türkiye, İran'ın başarılı kadınlarını bir araya getirdi. Londra'da yapılan çekimler, dünyaca ünlü fotoğrafçı Mary McCartney tarafından gerçekleştirildi. Sergi, 12 – 15 Kasım tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı ve İstanbul Kongre Merkezi'nde izleyiciyle buluşacak.
Contemporary Istanbul'da İran'ın modern yüzünü temsil eden 5 kadın; içlerindeki yaratıcı gücü sanata, edebiyata ve bilime aktararak bugünün önemli yazar, senarist, yapımcı, küratör ve mimarları arasında gösteriliyor. İlk kısa filmini 8 yaşındayklen el kamerasıyla çeken Hana Makhmalbaf, ilk ödülünü 2003 yılında Joy of Madness'la henüz 14 yaşındayken aldı. Filmlerinin yanı sıra şiir kitabı da bulunan Makhmalbaf, yaşadığı toplumdaki kadınların ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
İran Devrimi sırasında İngiltere'ye göç eden Kamin Mohammadi, İran'a ilk kez 27 yaşında geri döndü. 2011 yılında İran'ın içinde olduğu durumu anlatan kitabı, The Cypress Tree'nin yanı sıra yazar, The Times, Financial Times ve The Guardian için yazdığı makaleleriyle de tanınıyor. Biennial of the Americas'da CEO, Jumex Foundation'da direktörlük, Harvard Üniversitesi'nde Gaspar Libedinsky'le mimarlık bölümünde küratörlük dersi veren Abaseh Mirvali, aynı zamanda Türkiye'de yaşayan İranlılar arasında. Ankara'da 3 yılını ABD Ticaret Destekleme Dairesi Hazar Finans Merkezi'nde, İstanbul'da ise Galeri Mana'da özel projeler direktörü olarak bir yıl çalıştı.
Gazateci, akademisyen Azadeh Moaveni, Time Dergisi ve Los Angeles Times'ın Ortadoğu temsilcisi olarak 10 yıl Lübnan, Suriye, Ürdün, Katar, Mısır, Irak ve İran'dan haberler yapmanın yanı sıra Cambridge Kingston Üniversitesi'nde gazetecilik dersi veriyor. Tina Gharavi'nin, 2012 yılında çektiği ilk uzun metrajlı filmi "I am Nasrine", Brooklyn Film Festivali'nde En iyi Senaryo alırken 66. BAFTA Ödüller'inde "En İyi Çıkış Yapan Film" dalında da aday gösterilerek sinema dünyasında adını duyurdu.