Irakta İşlenen Suçlar ve İnsan Hakları İhlalleri Konferansı

"Irakta İşlenen Suçlar ve İnsan Hakları İhlalleri Konferansı", Iraklı aşiret temsilcileri, alimler, siyasiler, mağdurlar ve çeşitli ülkelerden hukuk örgütü aktivistlerinin katılımıyla İstanbul'da başladı.

Londra merkezli Iraklı Hukukçular Derneği'nin düzenlediği konferansta, 2003 yılındaki işgal sonrası ABD ordusu, Irak güçleri ile milislerin işlediği suçlar ve insan hakları ihlalleriyle ilgili videolar gösterildi. Gösterilen videolar arasında ağır işkence nedeniyle hayatını kaybeden bir Iraklı, milislerin sokak ortasında öldürdüğü 80 yaşında bir alim ve Başbakan Nuri Maliki'ye bağlı güvenlik güçlerinin hakaret ederek dayak attığı yaşlı cami imamının görüntüleri etkileyici bulundu.

Iraklı Hukukçular Derneği Başkanı Dr. Tarık Salih başkanlığındaki ilk oturumda başkent Bağdat başta olmak üzere Irak'ın muhtelif yerlerinde hükümet güçleri ve milislerin işlediği ihlallere dair çeşitli olaylar anlatıldı. Dr. Salih konuşmasında, videolar ile kayıt altına alınan açık cinayetlere, işkencelere ve ihlallere rağmen Maliki hükümetinin tek bir ciddi adli soruşturma açmadığını vurguladı. Dr. Salih, Irak'ta hukuktan bahsetmenin mümkün olmadığını vurguladı.

Toplantıda söz alan Dr. Casim eş-Şemmeri de sokak ortasındaki infazlar, çeşitli yerleşim yerlerine yapılan silahlı baskınlar, Bakuba'daki Sariye Camisi'nde işlenen katliam gibi olayların videoları eşliğinde yaptığı konuşmada, Irak'taki insan hakları ihlallerine ilişkin bilgi verdi. Şemmeri, susturucu ve uzun namlulu silahların kullanıldığı katliamı işleyen güçlerin bilindiğini, ancak gereken hiçbir adımın atılmadığını söyledi.

Havice katliamından kurtulan acılı baba konuşamadı

23 Nisan 2013'te Kerkük'e bağlı Havice ilçesinde barışçıl gösterilerin düzenlendiği meydana hükümet güçlerinin müdahalesinde oğlu ve yakınları öldürülen, sağ bileğinden aşağısını kaybeden Seyyid Samir Hüseyin Musa, olayların tanığı olarak konuştu. Arka planda, kendisinin de yer aldığı görüntüler eşliğinde konuşan Musa, 23 Nisan sabahı yaşananları aktarmaya çalıştı.

Olay gününde Farsça konuşan kişilerin de resmi güvenlik güçlerinin yanında yer aldığını, bunların ne konuştuklarını anlamadıklarını dile getiren Musa, katliamın önceden planlandığını ve bunun saldırı esnasında açıkça ortaya çıktığını ileri sürdü. Musa, "Videoda gördüğünüz gibi masum insanların çoğu bilerek katledildi, dahası ölenlere nefretle muamele edildiğine şahit olduk" dedi. Görüntülerde, kendisi kanlar içindeyken bir kaç metre ötede öldürülen çocuğunu gören Musa daha fazla konuşamadı ve ağlayarak kürsüden ayrıldı.

Irak'ta işlenen cinayetler ve insan hakları ihlallerini konuşurken, konferansta Halepçe katliamına da yer verilmesi, bu konunun da ele alınması gerektiğini savunan bir konuşmacı ile katılımcılar arasında tartışma yaşandı.

Saddam tek bir Irak şehrini dahi hedef almadı, kimyasal silah ile vurmadı

Katılımcılardan Nizar Samarrai, ABD istihbaratının detaylı raporlarında Halepçe katliamının faillerinin kimler olduğunun açıkça belirtildiğini söyleyerek, "Sizlere Halepçe katliamı ile ilgili ciltler dolusu kitaplar kadar konuşabilirim. Ben tam 20 yıl boyunca savaş esiri olarak İran'da kaldım, olayları tüm detaylarıyla biliyorum. Çeşitli uluslarası konferanslar, programlar vesilesiyle her zaman bu konu gündeme getiriliyor, ama arkaplanı iyi irdelenmiyor. Saddam Hüseyin hiçbir zaman tek bir Irak şehrini, kendi halkını hedef almadı, kimyasal silah ile bunları vurmadı" ifadesini kullandı.

ABD eski Başkanı George W. Bush'a Bağdat'ta ayakkabı fırlatmasıyla tanınan Iraklı gazeteci Muntazar ez-Zeydi'nin ağabeyi Uday ez-Zeydi de konferansta söz aldı. Maliki karşıtı barışçıl gösterileri düzenleyen, Bağdat'taki Firdevs Meydanı'nda birçok kez tutuklanan Zeydi, "Irak'ta yaşananların arkasında bir Fars, İran projesi bulunmakta, bunların uzantıları iktidarda, Tahran'dan aldıkları emri yerine getiriyorlar. Ben Caferi bir Iraklıyım. Güneydeki halkımız hiçbir şekilde işlenen tecavüzleri, ihlalleri kabul etmemekte, İran hegemonyasını reddetmektedir" şeklinde konuştu.

Salondaki katılımcılar arasında zaman zaman tartışmaların yaşandığı konferansta söz alan bir konuşmacı ise, "Bizler buraya ülkemizde yaşanan cinayetleri ve insan hakları ihallerini konuşmaya geldik. Şii, Sünni, Kürt, Türkmen gibi sözleri telaffuz ederek olayı özünden ayırmayalım, lütfen buna dikkat edelim" diyerek uyarıda bulundu.

İşgal ve sonuçlarının Irak halkı üzerindeki psikolojik etkisi, anayasa ihlalleri, uluslararası hukuk ve kurbanlar, mağdurlar ve tazminat gibi konuların ele alınacağı konferans 3 gün sürecek. - İstanbul