İnternet Andıcı Davası'nda Koramiral Otuzbiroğlu Savunma Yaptı
İrticayla Mücadele Eylem Planı Davası ile birleştirilen İnternet Andıcı Davası'nın 47'nci duruşması'nda savunma yapan Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, "İnternet Siteleri" konulu andıcın hazırlanması ve Bilgi Destek Dairesi'ndeki internet bilgisayarlarının silinmesi faaliyetlerinin yapıldığı tarihlerde Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda görevli olduğunu anlattı.
İrticayla Mücadele Eylem Planı Davası ile birleştirilen İnternet Andıcı Davası'nın 47'nci duruşması'nda savunma yapan Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, "İnternet Siteleri" konulu andıcın hazırlanması ve Bilgi Destek Dairesi'ndeki internet bilgisayarlarının silinmesi faaliyetlerinin yapıldığı tarihlerde Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda görevli olduğunu anlattı.
MEBS BAŞKANLIĞI GÖREVİM GENEL KURMAY KARARGAHINDAKİ İLK GÖREVİMDİR
Ağustos 2007-Ağustos 2009 tarihleri arasında Genelkurmay Muhabere, Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı olarak görev yaptığını belirten Otuzbiroğlu, "MEBS Başkanlığı görevim, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndaki ilk görevimdir. Daha önce hiçbir rütbemde bu karargahta görev almadım. İki yıllık sürede emirlerinde görev yaptığım birinci sicil amirim olan 2'nci Başkanlar Orgeneral Ergin Saygun ve Orgeneal Hasan Iğsız ile, 2'nci Sicil Amirim olan Genelkurmay Başkanları Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay MEBS Başkanlığı görevimden önce emirlerinde çalışmadığım, hatta daha önce beni tanımayan komutanlarımdı. Bunları açıklamamdaki maksadım, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'na atanmamın, benim irademin dışında, Genelkurmay'da emrinde çalışacağım komutanların bir dahli veya talebi olmadan, önceden planlanmadan geliştiğidir" diye konuştu.
ÜZERİME ATILI SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM
Otuzbiroğlu, Korgeneral Mehmet Eröz ile 2008 Ağustos'unda Eröz'ün göreve başlamasından sonra tanıştıklarını söyleyerek, "Albay Dursun Çiçek hariç, "İnternet Siteleri" konulu andıçta ismi geçen Harekat Başkanlığı'nda görevli personelden hiçbirini mahkemeye gelene kadar tanımıyordum. Bu personelden duruşmaya tutuklu olarak katılanlarla ilk defa bu dava vesilesiyle karşılaştık" dedi. Üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ifade eden Otuzbiroğlu, "Ben hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse ve silahlı terör örgütüne üye olmaya yönelik bir hareket içinde yer almadım. İddianamede benimle ilgili olarak ileri sürülen hususların tamamı gerçek dışıdır, somut dayanaktan yoksundur" diye konuştu.
EKLER ASKERİ BİR YAZI EKİ DEĞİL
Bahse konu andıcın hazırlanmasında görev almadığını dile getiren Otuzbiroğlu, "Andıçta benim parafım, imza sayfasında koordine kısmındadır. Koordine, Karargah birimleri arasında iş uyumu ve bilgi alışverişi yapmak maksadına matuftur. Koordine, Karargah birimlerinin birbirlerinin faaliyetlerinden haberdar olmalarını sağladığı gibi, yapılacak işlerin zamanında ve doğru yürütülmesi bakımından da önem taşımaktadır" dedi.
Otuzbiroğlu, Genelkurmay Harekat Başkanlığı'nın hazırladığı andıcı, kendisine Harekat Başkanlığı'ndan bir subayın makamına getirmesi sırasında okuduğunu belirterek, andıcın eklerini hatırlamadığını da vurguladı. Otuzbiroğlu şunları kaydetti: "Ancak bir internet sitesinden, www.aktifhaber.com, indirdiğimiz andıcın eklerini gördüğümde, bunların askeri bir yazı eki olamayacağını düşündüm. Çünkü ek başlığı, gizlilik derecesi, hangi yazının eki olduğu, sayfa numarası, imza bloğu gibi eksiklikler, temel yazışma kurallarına uymuyordu. Andıcın orijinalini görmediğim ekleri bu haliyle kabul edilebilir askeri bir belge değildir ve delil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir."
YASADIŞI HİÇ BİR FAALİYET VE OLUŞUM İÇİNDE OLMADIM
Bilgi Destek Daire Başkanlığı bilgisayarlarının silinmesi konusunda bilgisi olmadığını dile getiren Otuzbiroğlu, "Ben bilgisayarların silinmesi konusunda amirlerimden bir emir almadığım gibi, emrimdeki personele herhangi bir şekilde emir vermedim" dedi. Otuzbiroğlu şunları söyledi:
"Devlet yöneticilerini baskı altına almaya, devlet otoritesini zaafa uğratmaya, bu hususta gerektiğinde kamu düzenini bozup ülkede kaos ve düzensizlik ortamı oluşturmaya, böylece cebir ve şiddet yöntemleri ile hükümetin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiğim söylenmektedir. Bu sözde faaliyetleri bahse konu internet siteleri vasıtasıyla yapacaksam, internet siteleri benle ve Başkanlığımla ilişkilendirilemeyeceğinden bu mümkün değildir. Başka bir şekilde yapacaksam; ki İddia Makamı hükümetin görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs ettiğimi değerlendirmektedir, o halde nasıl yapacağım da söylenmelidir. Ben Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin şerefli bir mensubuyum. Yasadışı hiçbir faaliyet ve oluşum içinde olmadım. Genelkurmay Başkanlığı Karargâhında iki yıl süre ile MEBS Başkanlığı görevini yerine getirdim. Görevimi yasalar, yönetmelikler, yönergeler çerçevesinde ve komutanlarımın emir ve direktifleri dışına çıkmadan yerine getirdim. Askeri hiyerarşiye bağlı kaldım. Hakkımdaki iddia ve iftiraların aslı astarı yoktur, kanıtlanması mümkün değildir. Mağduriyetimin daha da artmasına meydan verilmemesini, tahliyemi ve nihai aşamada beraatimi talep ediyorum."
KAĞIDA HAKARETTEN DAVA AÇIN
Öte yandan Otuzbiroğlu'nun çapraz sorgusu sonrasında söz alan emekli Albay Dursun Çiçek'in İrticayla Mücadele Eylem Planı'na "Kağıt parçası" demesine Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin tepki göstermesi üzerine Çiçek, "Kağıda hakaretten dava açın o zaman" dedi.
12 İMZA ARASINDA BENİM İMZAM YOK
Otuzbiroğlu'ndan sonra savunmasına geçilen emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, ihbar mektuplarının hiç birinde isminin geçmediğini ifade ederek, "İrticayla Mücadele Eylem Planı altındaki 12 imza ve paraf arasında benim imza ve parafım bulunmamaktadır" dedi. İddianame boyunca tarihlerle sürekli oynandığını savunan Sevim, "Tarihler, savcılık lehine değiştirilmiştir" diye konuştu.
Duruşma, Sevim'in savunmasıyla yarın devam edecek. - İstanbul / Silivri