İngiliz Kızların Aileleri İstanbul'da
Terör örgütü DAEŞ'e katılmak için Suriye'ye gittikleri iddia edilen üç İngiliz kızın ailelerinin avukatı Tasnime Akunjee, kızların yakınlarından birer kişinin İstanbul'da bulunduğunu ve kızların son kez görüldüğü Bayrampaşa Otogarı'nda görgü tanıklarıyla görüştüğünü söyledi.
Terör örgütü DAEŞ'e katılmak için Suriye'ye gittikleri iddia edilen üç İngiliz kızın ailelerinin avukatı Tasnime Akunjee, kızların yakınlarından birer kişinin İstanbul'da bulunduğunu ve kızların son kez görüldüğü Bayrampaşa Otogarı'nda görgü tanıklarıyla görüştüğünü söyledi.
Kaldığı otelde AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Akunjee, 15 yaşındaki Shamima Begum'un kız kardeşi Runa Begum, aynı yaştaki Amira Abase'nin babası Hüseyin Abase ve 16 yaşındaki Kadiza Sultana'nın kız kardeşi Halima Khanom'un pazar günü İstanbul'a geldiklerini kaydetti.
Akrabalarının, üç genç kızın son kez görüldüğü Bayrampaşa Otogarı'na giderek burada görgü tanıklarını aradıklarını anlatan Akunjee, "Kızların adımlarını takip ettik ve yol boyunca onları gören kimselere ulaşmaya çalıştık. Gerçekten de kızları hatırlayan insanlara rastladık" dedi.
"Kızlar otogarda görülmüş ama dil engeli nedeniyle kimse yanlarına yaklaşmamış" diyen avukat Akunjee, "İyi görünüyorlarmış, neşeleri yerindeymiş. Güvendeymişler. Bu da en önemli şey aslında" şeklinde konuştu.
"İngiliz polisi kızları aramıyor"
"Türk insanının sergilediği sempati aileleri çok rahatlattı" ifadesini kullanan Tasnime Akunjee, "Otogarda kızlar için ağlayan insanlar oldu, bu da bizi çok etkiledi. İngiltere'de durum farklı, sempati söz konusu değil. İngiltere'de Müslüman cemaati şeytanlaştırmaya dönük eskiden beri gelen bir söylem var. Bu aileler de Müslüman cemaatten. Dolayısıyla medya ve bence hükümet de cemaate olumsuz bir biçimde bakıyor. Polis de kızlar hakkındaki gerçeği yeterince etkin biçimde aramıyor bence. İngiliz polisi kızların durumundan, iyiliğinden ziyade olayın başka cepheleriyle ilgili görünüyor" görüşünü dile getirdi.
İngiltere'de anlamlı herhangi bir bilgiye ulaşamadıklarını anlatan Akunjee, "O nedenle buraya gelmenin iyi olabileceğini düşündük ve şans eseri gerçekten de bazı bilgilere ulaştık. Bu da aileleri biraz rahatlattı" dedi.
Ailelerin, niye kızlarının evi terk ettiğini ve onca yolu katedip Suriye'ye gittiğini anlayamadıklarını ifade eden Akunjee, "Bu onlar için son derece alışılmadık bir durum. O nedenle kızlarının ruh halini, ne düşünmüş olabileceklerini ve yaptıkları yolculuğu anlamaya çalışıyorlar" diye konuştu.
Ailelerin İngiltere'ye döneceğini ancak kendisinin Ankara'ya geçeceğini belirten Akunjee, "Planlı bir görüşmem yok, bazı yetkililerin ortaya çıkıp benimle görüşeceğini umuyorum. İnsani bazda. Aileleri biraz daha rahatlatabilecek ne gibi bilgiler alabileceğimi göreceğim" dedi.
Üç genç kıza da bir mesaj vermek istediğini vurgulayan avukat Tasnime Akunjee, "Eğer beni duyuyorlarsa bilsinler ki aileleri yıkılmış durumda, çok üzgünler. Sadece telefonda seslerini duymak bile onları büyük bir yükün altından kurtaracak. Sadece güvende olduklarını duymaya muhtaçlar" diye konuştu.
Shamima Begum, Amira Abase ve Kadiza Sultana'nın, 17 Şubat'ta Londra'dan İstanbul'a geldikleri ve daha sonra Suriye'ye geçerek terör örgütü DAEŞ'e katıldıkları tahmin ediliyor.
İngiliz Terörle Mücadele Polis Birimi, Londra'nın doğusundaki "Bethnal Green Academy" okulunun öğrencisi üç kızın 17 Şubat günü Londra'daki Gatwick Havaalanı'ndan Türk Hava Yolları'nın TK 1966 sefer sayılı yolcu uçağıyla İstanbul'a gittiklerini bildirmişti.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, kızların 17 Şubat'ta Bayrampaşa'daki İstanbul Otogarı'nda güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerine ulaşmıştı.
Görüntülerde, kızların akşam saatlerinde ellerinde ve sırtlarında çantalarıyla geldikleri bir yazıhanede yaklaşık 5 saat bekledikten sonra Şanlıurfa'ya sefer yapan firmaların yazıhanelerine girip çıktıkları görülmüştü. Bir başka firmada da yaklaşık 4 saat bekleyen kızların, daha sonra yeniden ilk geldikleri firmanın bekleme salonunda 5 saat oyalandıkları tespit edilmişti.
İngiliz kızların, son girdikleri firmada geceyi geçirdikten sonra 18 Şubat'ta gündüz saatlerinde Şanlıurfa'ya giden bir otobüse bindikleri saptanmıştı.