İnegöl'de Kurtuluş Coşkusu
İnegöl'ün düşman işgalinden kurtuluşunun 95'inci yılı kapsamında düzenlenen etkinliklerde, tüm şehir kurtuluş coşkusunu yaşadı.
Belediye önünden Atatürk Anıtına kadar yapılan kortej yürüyüşüne Mehter ve Kılıç Kalkan ekipleri de eşlik etti.
6 Eylül 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtulan İnegöl, kurtuluşun 95'inci yılını büyük bir coşkuyla kutladı. İnegöl Belediyesi organizasyonuyla sabah gerçekleştirilen törenlerle başlayan kurtuluş coşkusu, akşam da kortej yürüyüşü ve farklı gösterilerle devam etti.
MEHTER VE KILIÇ KALKAN EŞLİĞİNDE KORTEJ
Kurtuluş kutlamaları kapsamında 6 Eylül Çarşamba günü 19.00'da İnegöl Belediyesi önünden başlayıp Atatürk Anıtına kadar devam eden kortej yürüyüşü yapıldı. Kaymakam Ali Akça, Garnizon Komutanı Binbaşı Kerim Kazanasmaz ve Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile siyasi parti temsilcileri, STK temsilcileri ve vatandaşların katıldığı kortej, Tarihi İnegöl Mehteri ve Kılıç Kalkan ekipleri eşliğinde gerçekleştirildi. Korteje eski dönemlerde kullanılan askeri kıyafetlerle 4 atlı da eşlik etti.
KUTLAMALAR ETKİNLİKLERLE DEVAM ETTİ
Atatürk anıtı önünde yürüyüşün son bulmasının ardından kutlamalar burada düzenlenen çeşitli etkinliklerle devam etti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan etkinlikler öncesi Belediye Başkanı Alinur Aktaş bir konuşma yaptı. Bugün İnegöl'ün düşman işgalinden kurtuluşunun 95'inci yılının kutlandığını hatırlatan Aktaş, "Sabah itibariyle burada çelenk sunumuyla kurtuluş şenliklerimize başladık. Akabinde şehitlikte Kuran-ı Kerim okuduk, dua ettik ve ardından da çok değerli Garnizon Komutanımızı meclis üyelerimiz, siyasi partilerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber Askerlik Şubemizde ziyaret ettik. Yarın akşam da 20.30'da o günleri anlatan tiyatrolu bir gösterimiz olacak. Kent Müzesi konferans salonumuza tüm ilçe halkımızı davet ettiğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum" dedi.
BUGÜN YAŞADIKLARIMIZI ŞEHİTLERİMİZE BORÇLUYUZ
İnegöl'ün bugün köftesiyle, mobilyasıyla, Oylat Kaplıcalarıyla, Oylat mağarasıyla, tarihi tüm değerleriyle ve beraberinde turizmiyle, tarımıyla, çileğiyle, birçok özelliğiyle öne çıktığına vurgu yapan Aktaş, "Birçok ili kıskandıracak şekilde İnegöl yoluna devam ediyor. Ve yine Kafkaslardan, Balkanlardan, Anadolu'nun değişik yörelerinden göçüp gelen insanların oluşturduğu renkli bir çiçek bahçesi gibi İnegöl. Bunların gerçekten kadrini ve kıymetini bilmek lazım. Bu güzellikleri devam ettirmek için birbirimize sahip çıkmak zorundayız. Hamdolsun iyiyiz ama bunları daha üst seviyeye taşımalıyız. Demek istediğim şudur ki; eğer biz bugün buralarda bu ticaretlerimizi yapıyorsak, bu ihracatlarımızı yapıyorsak, bu gelişimi gösteriyorsak, bu sosyal ve kültürel faaliyetleri, yerine getiriyorsak ve bu şehirde hep beraber büyük bir kardeşlik duygusu içerisinde yaşıyorsak bu günleri temin eden başta şehitlerimiz ve o günkü değerli büyüklerimizin bunda etkisi çok büyük. Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere ben çok değerli büyüklerimizi, Şükrü Naili Gökberk Paşa'yı ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anmak istiyorum" diye konuştu.
TÜRKİYE DİMDİK AYAKTA
Aktaş, İnegöl'ün Osmanlı'nın kuruluşuna şahitlik etmiş bir şehir olduğunun da altını çizerek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Biz büyük kuruluşa şahitlik etmiş çok özel bir şehiriz. Osmanlı'nın neşvünema bulduğu topraklar hemen buranın yanı başında. Söğüt'ü, Domaniç'i, Bilecik'i, Yenişehir'i ve ilk başkent olan Bursa. O günden bugüne kadar ve gerekse de Kurtuluş Savaşı yıllarında burada çok mücadele verilmiş, çok şehitler olmuş, çok kanlar akmış ama hamdolsun o dönemdeki zalime karşı İnegöl asla bırakılmamış. İşte 6 Eylül 1922 tarihinde de İnegöl düşman işgalinden tamamen kurtarılmış. Ve biz bugün hamdolsun büyük bir dostluk ve kardeşlik duygusu içerisinde, büyük bir barış ortamında bunun 95'inci yılını kutluyoruz. Sadece bizim şehrimizde değil, bu ülkede geçmişte olduğu gibi günümüzde de içeriden ve dışarıdan bu dostluk ortamını kıskananlar hep oldu. Etrafımız ateş çemberi görüyorsunuz. Suriye'yi, Irak'ı, Yunanistan'ı, Bulgaristan'ı… Hepsinin farklı sıkıntılarını görüyorsunuz. Hamdolsun bu coğrafyada Türkiye 80 milyon nüfusuyla ve her geçen gün gelişen yapısıyla dimdik ayakta."
15 TEMMUZ VURGUSU
"Daha bugün gibi hatırlıyoruz, bundan yaklaşık 14 ay önce 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla, 250 şehidimizle Türkiye'nin ne hale getirilmek istendiğini. Kısa bir süre önce şehit olan Hüseyin Gençer kardeşimizi de buradan rahmetle anıyorum. Yine geçen yıl rahmeti rahmana gönderdiğimiz Yavuz Mete kardeşimizi, daha nicelerini, hakeza terörle mücadelede gerek İnegöl'ümüzde gerekse de farklı şehirlerde şehit olan kardeşlerimizi unutmak mümkün değil. Rabbim şefaatlerine bizleri de nail etsin diye dua ediyoruz."
AYNI BİRLİK VE BERABERLİĞİ ORTAYA KOYMALIYIZ
"Şehrimiz için de ülkemiz için de muhakkak içeride ve dışarıda hain planlar yapanlar vardır. Dolayısıyla birbirimize sahip çıkmamız gerektiğin, Çanakkale'de nasıl ki ülkenin farklı yörelerinden gelip orada şehit olmuş, bu millet birlik ve beraberliği için canlarını seve seve feda etmiş ve kanlarını son damlasına kadar akıtmışlarsa, aynı birlik ve beraberliği bizim de aynı şekilde ortaya koymamız gerekiyor. Dolayısıyla bu anma etkinliklerinin buna vesile olması temennisiyle ben katıldığını için hepinize çok teşekkür ediyorum."
"SEVR'E PAÇAVRA DEME HAKKINI BİZE AZİZ ŞEHİTLERİMİZ VERDİ"
Başkan Aktaş'ın ardından Kaymakam Ali Akça da bir konuşma yaptı. tarihten notlar paylaşan Akça, "İnegöl'ün düşman işgalinden kurtuluşunun 95'inci yıldönümünü kutluyoruz. Şaka gibi değil mi? İnegöl'ün düşman işgalinde olması. 95 yıl uzunca bir süre yaşamış bir insan ömrü kadar. Ve üzerinde yaşadığımız bu topraklar düşman işgali altında. Oysa bugün özgürce yaşıyoruz. Evlatlarımız için ve kendimiz için güzel hayaller kuruyoruz. Ama 95 yıl geriye gittiğimizde düşman esareti buraya kadar uzanmış. Ne oldu da İnegöl düşman işgali altında yaşamak zorunda kaldı. Biliyoruz ki 600 yıl Osmanlı, yani atalarımız sadece bulundukları bölgeye değil dünyaya hükmettiler. Ama ne yazık ki Viyana önlerinde başlayan yenilgiyle beraber bir geriye çekiliş başladı. Ta ki Sakarya'ya kadar. Osmanlı İmparatorluğunun katıldığı 1. Dünya savaşında yenik düşmemiz, emperyal devletler tarafından üzerinde yaşadığımız Anadolu'nun da işgaliyle neticelenen bir süreci başlattı. Mondros Ateşkes antlaşması imzalandı. Akabinde Sevr antlaşması imzalandı. Biz bugün çok şükür ona Sevr paçavrası diyoruz. O Sevr'e paçavra deme hakkını bize aziz şehitlerimiz kanlarıyla beraber ödeyerek verdiler. O şehitlerimizden Cenabı Hak binlerce kez razı olsun" dedi.
30 AĞUSTOS'TA DÜŞMANIN BELİ KIRILDI
30 Ağustos zaferiyle birlikte İnegöl'ün düşman işgalinden kurtulduğunu ifade eden Kaymakam Akça, "Anadolu işgal altında. Yunanlılar artık Anadolu'nun içlerine doğru ilerliyorlar. Sakarya önlerine kadar geldiler. Ve Sakarya'da müthiş bir savunma harbi yapıldı. Düşman durduruldu. Aradan bir yıllık süre geçti. O 1 yılda tekalifi milliye kanunuyla Anadolu'da yaşayan herkes varını yoğunu düşmanla mücadele için Türk ordusuna verdi. 26 Ağustos'ta başlayan büyük taarruzla, o onurlu mücadeleyle düşmanın beli 30 Ağustos'ta kırıldı. Düşman kaçmaya başladı. Burada Gazi Mustafa Kemal'in 'Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir' emriyle beraber düşman İnegöl'den de kovalandı. 30 Ağustos zaferinin neticesinde İnegöl'de düşmandan kurtulmuş oldu" diye konuştu.
SEVR PAÇAVRASI YIRTILDI AMA ONUNLA ARZU EDİLENLER UNUTULMADI
Sevr paçavrasının bu zaferle yırtıldığını ama onunla arzu edilenlerin hiçbir zaman unutulmadığını dile getiren Akça, "Karşımıza aslanlar gibi çıkamadılar. Cesaret edemediler. Bazen adı Asala olan, bazen PKK olan, bazen DEAŞ olan bazen bilmem ne olan terör örgütleriyle enerjimizi tüketmeye gayret ettiler. Düşmanlar bazen içimizdendi bazen dışımızdan. Ama en acısı neydi biliyor musunuz? 15 Temmuz'da yaşadığımız hain kalkışma. 15 Temmuz öncesi o emperyalist yapılar, aklını kiraya veren ve maalesef içimizden olan birileriyle yine bu asil millete esaret gömleği giydirmeye çalıştılar. En yakınlarımıza kadar gelmişler. Kurumlarımıza yerleşmişler. Ama unuttukları bir şey vardı, bu aziz millet istiklaline ve istikbaline aşıktır. Bunu hesap edemediler. Neticede yine hüsrana uğradılar. Ama bilin ki bu yapılar işbirlikçileriyle birlikte 100 yıl önce yapmaya çalıştıklarını yine yapmaya devam edecektir. O yüzden uyanık olmak zorundayız. Aklımızı kimseye kiraya vermemeliyiz. Bizler aklımızı kullanacağız ve birlik beraberliğimizden asla taviz vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından kutlamalar İnegöl Tarihi Mehterinin konseriyle devam etti. Coşkuya coşku katan Mehteranın ardından Kılıç Kalkan gösterisi gerçekleştirildi. Kurtuluş şenlikleri İnegöl Belediyesi Halk Dansları Topluluğunun yöresel oyunlardan oluşan gösterileri ile son buldu.