İmralı Heyetinden Açıklama Açıklaması
HDP, savaş konseptinin devreden çıkartılmasını, askeri ve siyasi operasyonların durdurulmasını istedi.
HDP, savaş konseptinin devreden çıkartılmasını, askeri ve siyasi operasyonların durdurulmasını istedi.
HDP Basın Bürosundan "İmralı heyeti" adına yapılan açıklamada, "Kalıcı barışın arifesine gelinen bir dönemde, 7 Haziran seçim sath-ı mahalline girilmesi ve AKP hükümetinin barış yerine iktidarı önceleyen bir siyasi tavır içerisine girmesi, gelmiş olduğumuz tarihi aşamayı maalesef farklı bir noktaya savurmuştur" ifadesi kullanıldı.
"Tam da bu dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'İzleme heyeti olmaz', 'Dolmabahçe Mutabakatı yanlış', 'taraf yok', 'masa yok', 'Kürt sorunu yok' demek suretiyle ortaya koyduğu iktidar perspektifi, Çözüm Süreci'ni durdurma pahasına milliyetçi tabanı kendi arkasına yığma arayışı olarak değerlendirilmelidir" görüşü savunulan açıklamada, "Seçim sürecinde Ağrı Diyadin'de, Adana ve Mersin'de, Bingöl Karlıova'da ve son olarak Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda patlayan bombalar ve silahlar da sadece kalıcı barışa hizmet için yürüttüğümüz parti çalışmalarını değil, aynı zamanda barışa ulaşmak için yürüttüğümüz Çözüm Süreci'ni de takatsiz bırakacak şekilde kanatmıştır" değerlendirmesinde bulunuldu.
Olumsuzluklara 7 Haziran seçiminde halkın müdahale ettiği öne sürülen açıklamada, halkın aynı zamanda 7 Haziran'da bütün sorunların çözüm adresi olarak Meclisi gösterdiği belirtildi.
Açıklamada, "Hal böyle iken, 7 Haziran'da tarihi bir hezimet yaşayan AKP hükümeti halkımızın verdiği mesajı doğru okuyup buna dair yeni politikalar oluşturmak yerine seçimden hemen sonra müzakere ve çözüm gündemini kaos ve çatışma gündemiyle değiştirme, barış taleplerini göz ardı etme yolunu tercih etmiştir" ifadesini kullandı.
Açıklamasında, "Böylesi ağır bir süreç yaşanırken ve Çözüm Süreci adeta adım adım agoniye doğru gönderilmeye çalışılırken, son dönemde AKP hükümetinin yetkilileri ve emrinde bulunan yandaş medya olumlu bazı gelişmelerin yaşandığına dair bir algı operasyonu yürütmek istemektedir" görüşü aktarılarak, "Tüm bu algı operasyonu içinde de Sayın Öcalan'ın ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan durumunu ve heyetimizin kendisi ile görüşmek üzere yaptığı sözlü ve yazılı resmi başvuruları da heyetimize yönelik bir itibarsızlaştırma kampanyası üzerinden kamuoyunun gözünden kaçırmak istemektedirler" değerlenmesi yapıldı.
Açıklamaya, şöyle devam edildi:
"Biz İmralı heyeti olarak dışarıda bu topyekun savaş konseptinin devrede olduğu, Sayın Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış hukuk dışı, insanlık dışı tecrit konseptinin yürütüldüğü, AKP'nin savaş naralarının bütün toplumda büyük bir gerilim ve korku yarattığı bir dönemde, devreye konan bu itibarsızlaştırma ve beklenti yaratma politikalarının amaçlarına karşı tüm kamuoyunu ve halkımızı duyarlılığa davet ediyoruz. Bu savaş konseptinin devreden çıkması için askeri ve siyasi operasyonların durması, tarafların çatışmasızlık konumuna dönmeleri, ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması, müzakere mekanizmalarının yeniden kurulması gerekliliğini tüm duyarlılığımızla tarihi bir sorumluluk olarak bir kez daha yineliyoruz.
Türkiye ve Ortadoğu halklarının demokratik geleceğini doğrudan etkileyecek olan Çözüm Süreci'nin gerekliliklerini bir an önce yerine getirmesi hususunda AKP hükümetini uyarıyoruz. İmralı heyeti olarak Sayın Öcalan ile görüşme isteğimizin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği tüm kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Bu kapsamda Çözüm Süreci'nde güvenilirliğini büyük ölçüde yitirmiş AKP hükümetinin Sayın Öcalan ile görüşme trafiğimizi belirleyen konumunun kalmadığını ifade etmek istiyoruz. Süreç devam edecekse Sayın Öcalan'ın müzakere çalışmalarını kendi inisiyatifiyle, kendi belirleyeceği zaman diliminde, kendisinin önereceği her kesimden heyetlerle yürütebileceği koşulların sağlanması gerektiği kanaatindeyiz."
Abdullah Öcalan için temin edilecek müzakere konumunun, müzakerelere farklı toplumsal kesimlerin katılımını sağlayarak, sürecin şeffaflaşması ve barışın toplumsallaşması potansiyelini açığa çıkaracağının öne sürüldüğü açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Dünya müzakere örneklerinde de sayısız örneğin görüleceği bu koşulların sağlanması, bu uygulamaların Sayın Öcalan'ın müzakere statüsünü de belirleyecek şekilde bir yasal düzenleme ile güvence altına alınması barış açısından tarihi bir zorunluluk olarak önümüzde durmaktadır. Dışarıdaki tüm olumsuz gelişmeleri ve her gün can kayıpları ile sonuçlanan çatışmalı süreci hemen hayata geçebilecek ve Çözüm Süreci'ni hızla kalıcı barışa götürebilecek böylesi bir düzenleme üzerinden sağlayabileceğimizi ifade etmek isteriz.
Kalıcı barış açısından atılabilecek bu basit ancak tarihi adımlar somutlaşmadan, Çözüm Süreci ile ilgili AKP hükümetinin samimi bir yüzleşmeye gittiğini gösteren hiçbir gelişme yaşanmadan heyetimizin İmralı işkence sistemi ve 'Ağırlaştırılmış Tecrit Konsepti' devredeyken yapacağı ziyaretin tarihsel bir gelişmenin önünü açmaktan uzak olarak gördüğümüzü kamuoyuna ifade etmek isteriz. Sorun, heyetimizin adaya gidip gitmemesi değil, sürecin yürütücüsü olan Sayın Öcalan'ın eşit ve özgür müzakere koşullarında çalışmalarını yürütüp yürütmeyeceğidir.
Bu anlamda, heyetimiz üzerinden yaratılmak istenen tüm yapay gündemlerin meselenin çözümünü gözden ırak tutma amaçlı olduğunu belirtir, tüm kamuoyunu ve halkımızı kalıcı barış yollarını, tarihi bir sorumluluk olarak, inşaya bir kez daha davet ederiz."