İmam I Rabbi'nin Eserleri ve Hayatı İstanbul'da Konuşulacak

KERİM GÜLBETEKİN - İslamiyet'in Kur'an ve sünnet çizgisinde yorumlanması ve toplumun hurafelerden arındırılması için mücadele eden, bir taraftan da tasavvuf yolunun yüksek tecrübelerine erişip edindiği bilgileri dostlarıyla paylaşan İmam-ı Rabbi'nin eserleri ve hayatı İstanbul'da konuşulacak.

Uluslararası İmam-ı Rabbani Sempozyumu, Aziz Mahmud Hüdyayi Vakfı ve İstanbul Tasavvuf Araştırmaları Merkezi'nin (İSTAM) koordinatörlüğünde, Üsküdar Belediyesi ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin katkılarıyla 15-17 Kasım tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi ile Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde düzenlenecek.

AA muhabirine bilgi veren İSTAM Başkanı Prof. Dr. Süleyman Derin, sempozyumda, İmam-ı Rabbani'nin eserlerinin ve hayatının tanıtılacağını söyledi.

Derin, 17. yüzyıl alimlerinden olan İmam-ı Rabbani'nin, yaşadığı Hindistan'da çeşitli sıkıntılar yaşadığını anlatarak, "İmam-ı Rabbani, İslam ile tasavvufu birleştiren bir fonksiyon icra etmiştir. Hindistan'daki Müslümanları asimilasyondan, sufileri de İslam ve Müslümanlardan ayrı düşmekten korumuştur" dedi.

"Rabbani'nin öğretileri bugün bile birlik ve beraberliği pekiştirmeye yönelik"

İmam-ı Rabbani'nin öğretilerinin bugün bile birlik ve beraberliği pekiştirmeye yönelik olduğunu dile getiren Derin, alimin "Mektubat" başta olmak üzere eserlerinin Türkiye'de okunduğunu kaydetti.

Derin, "İmam-ı Rabbani'nin hayatına, eserlerine ve yaşadığı coğrafyaya bakarsak bugünle bir benzerlik arzetmekte. Şöyle ki, o dönemde İslam'ı ve tasavvufu tahribe yönelik yeni din arayışları olmuştu. Bugün de maalesef İslam dünyasını bölüp parçalamaya yönelik girişimler devam ediyor" diye konuştu.

Batı kültürünün asimile çalışmaları karşısında İmam-ı Rabbani'nin uyarılarından yararlanılabileceğini ifade eden Derin, Müslümanların diğer din mensuplarına hoşgörüyle baktığını ancak bunun insanın kendini kaybetmesi ve onlar gibi olması anlamına gelmediğini belirtti.

İmam-ı Rabbani'nin fikirlerini barışçıl bir dille ifade ettiğini anlatan Derin, "İmam-ı Rabbani, barışçıl bir  şekilde değişimi sağlamış. Kendisi hapiste yatmış, işkence ve zulüm görmüş ama taraftarlarına barış ve sevgiyle fikirlerini dile getirmelerini söylemiş" dedi.

Derin, geçmişlerini bilmeyenlerin geleceklerinin de bilinemeyeceğini vurgulayarak, bugünkü sıkıntıların büyük bir kısmının geçmişten yeterli ders alınamamasından kaynaklandığını dile getirdi.

Süleyman Derin, tasavvufunun bir nefis terbiyesi olarak değil de "hoş vakit geçirme aracı" gibi görülmeye başlandığını, bu yüzden İmam-ı Rabbani'nin hayatının ve eserlerinin iyi bilinmesi gerektiğini vurgulayarak, "İmam-ı Rabbani pasif bir sufi değil. Aktif bir şekilde siyasilere yol göstermeye, onların hatalarını barışçıl şekilde düzeltmeye çalışmış. Eleştirmiş ama hiçbir şekilde devlete karşı bir isyan içinde olmamış" ifadelerini kullandı.

Derin, İSTAM olarak geçmişte ülkenin ve toplumun harcına katkısı olan sufilerin hayatlarını ve eserlerini ortaya çıkararak yeniden tanıtmak istediklerini belirterek, benzer etkinliklerin süreceğini söyledi.

Derin, 15'i yabancı 40 akademisyenin katılacağını sempozyuma, akademisyenleri, siyasileri, ilim ehlini ve tasavvufa ilgi duyanları beklediklerini belirtti.

Türkiye'nin yanı sıra Yeni Zellanda, İtalya, Pakistan, Hindistan ve bazı Afrika ülkelerinden davet edilen ilim adamlarının sempozyumda, İmam-ı Rabbani ile ilgili tebliğler sunacağını kaydetti.

Derin, açılışı Haliç Kongre Merkezi'nde yapılacak sempozyumun oturumlarının Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde gerçekleştirileceğini sözlerine ekledi.

"İmam-ı Rabbani'nin Dönemi ve Hayatı", "İmam-ı Rabbani'nin Eserleri", "İmam-ı Rabbani'nin Dini Düşünceleri", "İmam-ı Rabbani'nin Tasavvufi Düşünceleri", "İmam-ı Rabbani'nin İlmi Görüşleri", "İmam-ı Rabbani'nin Anadolu'daki Tesirleri", "İmam-ı Rabbani'nin Anadolu Dışındaki Tesirleri" başlıklı oturumların düzenleneceği sempozyum, 17 Kasım'da sona erecek. - İstanbul