Haberler
Netanyahu'dan ateşkes sonrası ilk açıklama: Hizbullah anlaşmayı bozarsa onları vururuz

Netanyahu'dan ateşkes sonrası ilk açıklama: Hizbullah anlaşmayı bozarsa onları vururuz

İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler: Suç kılıç çatmak değil, kasıtlı organize disiplinsizliktir

Milli Savunma Bakanı Güler: Suç kılıç çatmak değil, kasıtlı organize disiplinsizliktir

Rusya bir kez daha ABD füzeleriyle vuruldu, Savunma Bakanlığı 'Yanıt verilecek' dedi

ABD füzeleriyle bir kez daha vurulan Rusya'dan dünyayı korkutan açıklama

İlker Başbuğ Serbest: Şu An İçimde Hiçbir Şekilde Nefret ve İntikam Duyguları Taşımıyorum

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, "Cezaevi; acı, ıstırap, çile çekmek, bu bir gerçek Bütün bunlara rağmen şu an içimde hiçbir şekilde nefret ve intikam duyguları taşımıyorum.

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, "Cezaevi; acı, ıstırap, çile çekmek, bu bir gerçek Bütün bunlara rağmen şu an içimde hiçbir şekilde nefret ve intikam duyguları taşımıyorum. İnanıyorum ki nefret ve intikam duyanlar aslında kendilerini de bir felakete sürüklerler. Nefreti, sevgi alt eder, biz öyle yetiştik. İçimiz sevgi dolu. Aziz milletim benim ve bütün arkadaşlarımın yürekleri ve elleri tertemiz. Bunun için bütün arkadaşlarımın adına bizim tek bir istediğimiz var, adalet. Bu adaletin gerçekleşmesinin elbette takipçisi olacağız" dedi.

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, İstanbul Nöbetçi 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği tahliye kararının ardından Silivri Cezaevi'nden çıktı. Cezaevinin kapısında sloganlar ve sevinç gösterileri ile karşılanan Başbuğ, 6 ocak 2012 günü "26. Genelkurmay Başkanı terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanarak tutuklandı, taktir yüce Türk milletine aittir" dediğini anımsatarak aradan tam 2 sene 2 ay toplamda 26 ay geçtiğini ifade etti. Başbuğ, "Bizi bu cezaevinde 26 nefret ve intikam duygularıyla hareket edenler burada tuttu. Benim 26 ay hayatımdan çaldılar, 26 ay hürriyetimden yoksun bıraktılar. Ama 6 Ocak 2012 günü söylediğim gibi yüce Türk milleti oynan oyunu, iddiaların geçersizliğini, bir Genelkurmay Başkanın ve bir karargahının terör örgütü karargahı ve terör örgütü olarak suçlamanın kabul edilmez bir durum olduğunu, bizlerin darbecilikle hiçbir alakamızın olmadığını yüce Türk milleti kısa zamanda anladı" dedi. Kendilerine inanan, destek verenlerin sayesinde tahliye edildiğini ifade eden Başbuğ, kendilerine inanan yüce Türk milletine şükranlarını sundu. Kendisinin serbest bırakılmasının bir başlangıç olduğunu ifade eden Başbuğ, bütün kalbiyle, yüreğiyle Silivri, Hasdal, Sincan, Maltepe, Hadımköy ve Mamak Cezaevlerinde kendisi gibi suçsuz olan arkadaşlarının en kısa zamanda hürriyetlerine kavuşacaklarına ilişkin inancını dile getirdi.

-"BENİM SERBEST BIRAKILMAM DA KULLANILAN GEREKÇELER HEPSİ İÇİNDE GEÇERLİDİR"-

Cezaevindeki suçsuz arkadaşlarının hürriyetlerine kavuşmaması durumunda kendisinin serbest bırakılmasının bir öneminin ve anlamının olmayacağını ifade eden Başbuğ, "Ben ne kadar suçsuz isem bugün geride bıraktığım Tuncer Kılınç, Hurşit Tolon, Bilgin Balanlı, Hasan Iğsız Paşa diğer tarafta Tuncay Özkanlar ve Doğu Perinçek'lerde benim gibi suçsuzdur. Ayrıca bugün benim serbest bırakılmamda kullanılan gerekçeler hepsi içinde geçerlidir. Onların da en yakın zamanda hepsinin bu zindanlarda tutsak tutulan ve son günlerin deyimiyle kumpaslarla tutsak tutulanlar mutlaka ve mutlaka en kısa zamanda hürriyetlerine kavuşacaklardır bundan eminiz, bunu hiçbir güç durduramaz" dedi.

-"CEZAEVİ; ACI, ISTIRAP, ÇİLE ÇEKMEKAMA NEFRET VE İNTİKAM DUYGULARI TAŞIMIYORUM"-

26. Genelkurmay Başkanı olarak 26 ay cezaevinde tutulmasını "tarihin garip bir cilvesi' ve "enteresan' olarak nitelendiren Başbuğ, "cezaevi ne demek' sorusunu şöyle yanıtladı:

"Cezaevi; acı, ıstırap, çile çekmek, bu bir gerçek Bütün bunlara rağmen şu an içimde hiçbir şekilde nefret ve intikam duyguları taşımıyorum. İnanıyorum ki nefret ve intikam duyanlar aslında kendilerini de bir felakete sürüklerler. Nefreti, sevgi alt eder, biz öyle yetiştik. İçimiz sevgi dolu. Aziz milletim benim ve bütün arkadaşlarımın yürekleri ve elleri tertemiz. Bunun için bütün arkadaşlarımın adına bizim tek bir istediğimiz var, adalet. Bu adaletin gerçekleşmesinin elbette takipçisi olacağız."

-"İNSAFSIZLIK, AYIPTIR, YETER ARTIK"-

Ümraniye'de bulunan birkaç el bombasından hareket ederek sanal bir Ergenekon terör örgütü yaratma projesini kimlerin planladığını, uyguladığını soran Başbuğ, Türkiye Cumhuriyeti'nin tekrar bir hukuk devleti olması için bu sorunun cevabının mutlaka bulunması gerektiğini ifade etti. Projeleri yapanların ve uygulayanların adil yargılanmayla adaletin önüne çıkartılması gerektiğini, bunun da takipçisi olacaklarını belirten Başbuğ, Danıştay cinayetini, sanal Ergenekon terör örgütü ile birleştirmek, ilişkilendirmek projesinin de kimlere ait olduğunu sorarak bunların ortaya dökülmesini ve adil bir şekilde hesap sorulmasını istedi. Teğmen Mehmet Ali Çelebi'ye kumpas kuranların cezasız kalmamasının hukuk devleti açısından önemine dikkat çeken ve bu kumpası kuranların belli olduğunu belirten Başbuğ, sözlerine şöyle devam etti:

"Hanifi Avcı daha ne kadar içeride tutulacak, buna birisi cevap versin, insafsızlık, ayıptır Bunu kimler istemektedir, yeter artık. Değerli sınıf arkadaşım Hurşit Tolon Paşa bildiğiniz gibi sadece bir gizli ifadesine dayandırılarak menfur zirve cinayetiyle ilişkilendirmeyi planlayan, uygulayan güçler kimdir? Ne garip, tesadüftür ki bu gizli tanık da aynı Tuncay Güneye benzemektedir. Zirve cinayeti ile Tolan Paşanın tek bir gizli tanık ifadesi İşte bu gizli tanık kimdir? Silahlı kuvvetlerden atılmış bur Uzman Çavuş. İşin garibi bu da Tuncay Güney gibi Hristiyan olur, papaz olur bu kadar mı tesadüf? kimler oynamaktadır bu oyunu? Eğer Türkiye Cumhuriyeti tekrar hukuk devleti olma yolunda adım atmak istiyorsa bunun da cevabı verilmeli.

-"BE ADAMLAR SİZDE ALLAH'TAN DA MI KORKU YOK"-

Balyoz Planı davasında 51 No'lu hardiskin TÜBİTAK dışında incelenmesinin önünün kesildiğini anımsatan Başbuğ, bu durumun arkasında olanların mutlaka bulunması gerektiğini ifade etti. Cezaevinde sağlık sorunları bulunan tutukluların durumuna dikkat çeken Başbuğ, "Bugün arkadaşlarımız Muzaffer Tekin, Kemal Alemdaroğlu, Doğan Temel, Serdar Öztürk bunlar hastadırlar, morale ihtiyaçları vardır ama bu hakimlerde vicdan yok, bunların vicdan taşıdığına inanmıyorum. Bu hasta insanların morale ihtiyaç olduğu halde tutukluğunu devam kararı alanlarda vicdan olur mu? Be adamlar sizde Allah'tan da mı korku yok?" dedi.

-"O ÇUKURDAN NASIL ÇIKACAKLAR BİLMİYORUM"-

Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) kaldırılmasını önemli bir olay olarak değerlendiren Başbuğ, "Dün çıkarılan bir kanunla ÖYM'ler bir çukura gömülmüştür o çukurdan nasıl çıkacaklar bilmiyorum. Bu ÖYM'lerin çukura gömülmesi elbette Türkiye Cumhuriyeti devletinin demokrasi yolunda bir adım ileri gitmesinde büyük bir katkı olmuştur, büyük bir adım olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti devleti Cumhuriyet tarihinin en kritik dönemlerden birisini yaşamaktadır. Özellikle yargı alanında maalesef bütünüyle ayakta kalan bir tek kurum vardır, Anayasa Mahkemesi" dedi. Anayasa Mahkemesi'nin tarihi bir yükümlülük ve sorumluluk yüklendiğinin bilincinde olduğunu dile getiren Başbuğ,

Anayasa Mahkemesi'nin bugüne kadar almış olduğu doğru kararlarla tarihe not düşen durumunu önümüzdeki zor dönemde de başarı ile sürdüreceğine inandığını dile getirdi. Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararlarla Türkiye'nin bir an önce demokrasiye dönmesinde önemli bir rol oynayacağının altını çizen Başbuğ, "Bu zor günlerde elbette bütün milletimiz bizimle bu acılar paylaştı. Yakınlarımız, ailelerimiz acı çekti" dedi. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ile Avukatı İlkay Sezer'e desteğinden dolayı teşekkür eden Başbuğ, "Biz tek bir şey istiyoruz, adalet istiyoruz. Bu adaletin gerçekleşmesi için görev başında nasıl mücadele ettiysem, burada iki yıl içinde nasıl mücadele ettiysem, dışarıda bulunduğum sürede de aynı şekilde devam edeceğim ta ki son arkadaş buradan çıkıncaya kadar" diye konuştu.

-KİTAPLARINI İMZALADI-

Başbuğ'u cezaevi çıkışında, oğlu Murat Başbuğ, kızı Feride Başbuğ, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve çok sayıda vatandaş karşıladı.

Başbuğ, tahliyesinin ardından yaptığı konuşma sırasında kendisini bekleyen coşkulu kalabalık, "AKP halka hesap verecek", "Hükümet istifa", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" gibi sloganlar attı. Ellerinde Türk bayrağı taşıyan yüzlerce vatandaş İzmir ve 10. Yıl Marşlarını da söyledi. Konuşmasının ardından kendisini karşılayan vatandaşları selamlayan Başbuğ, cezaevinde yazdığı kitapları yanlarında getiren vatandaşların kitaplarını imzaladı. Cezaevi çıkışında yoğun kalabalık nedeniyle araç trafiği oluşurken, Başbuğ'un aracı da güçlükle ilerledi.

İlker Başbuğ Serbest: Şu An İçimde Hiçbir Şekilde Nefret ve İntikam Duyguları Taşımıyorum
Kaynak: ANKA / Güncel
title