İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman: Tasarruf paketi emekçilere bedel ödetecek
İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıkladığı tasarruf paketini eleştirerek, emekçilerin bedel ödeyeceğini belirtti. Konukman, tasarruf tedbirlerinin Meclis ve Saray'ı da kapsaması gerektiğini vurguladı ve tasarrufun emekçilerden kesileceğini ifade etti. Ayrıca, pakette danışmanlık ücretlerine ve yönetim kurulu ücretlerine sınırlama getirilmemesini eleştirdi.
MUSTAFA USTA
(SİNOP)- İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, tasarruf paketine ilişkin, "Her seferinde bir IMF programı olsun ya da olmasın, hep bir şeyin bedelini niye emekçiler ödesin? Bu tasarruf genelgesinin bedeli maalesef emekçilere ödetiliyor. Emekçilere gidecek kaynaklardan 100 milyar kesinti öneriyor. Kendilerinin masraflarından değil emekçilerden gidecek" dedi.
Sinop'ta yaşayan ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümünden emekli iktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıkladığı "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"ni yorumladı. Konukman, Meclis ve Saray'ın tasarruf tedbirlerine dahil edilmesi gerektiğini belirterek asıl paranın emekçilerden kesileceğini vuguladı. Konukman, şöyle konuştu.
"Bugünkü tedbir setini geçmişten uygulamalardan farklı kılan 3 tane husus var. Siz bir sürü tasarruf tedbirleri uygulamışsınız. Şimdi kalkıp 'onlar işe yaramadı. 3 tane husus var. Bakın bu sefer bu 3 husus diğerlerinde olmayan husus' diyorsunuz. O zaman niye planlamadınız bunu? 3 husus bugün mü aklınıza geldi? 22 yıldır iktidarsanız. Bu 3 hususu bugün keşfetmeniz gerçekten izaha muhtaç bir durum. O üç husustan birincisi; kamuda verimliliği hedefliyoruz diyor. Demek ki bu aynı zamanda itiraf. Demek ki biz bugüne kadar hiç verimli çalışmadık. İkincisi; güçlü bir izleme raporlama ve yaptırım modelini hayata geçiriyoruz. Demek ki siz geçmişte doğru dürüst izlememişsiniz, raporlamamışsınız ve herhangi bir yaptırım getirmemişsiniz. Zaten bunları yapmadıysanız tasarrufa uyulup uyulmadığını kim bilecek? Bunu itiraf ediyorsunuz. Bugün, bunu yapacağız diyorsunuz. Güzel fakat hangi araçlarla, hangi yöntemlerle yapacaksanız? Ben yaptırım uygulayacağım dediğiniz zaman o yaptırımın unsurlarını söyleyeceksiniz. Ne olacak, kime ne ceza verilecek? Yaptırım dediğiniz zaman tasarruf tedbirlerine uymayanlara müeyyide gelecek demek. Bunları göremiyoruz. Daha da önemlisi 'tüm kamu bu tedbir paketinin kapsamındadır' diyor. Buradan ne anlarsın? Cumhurbaşkanı da bu tedbirin kapsamında, Meclis'te. Fakat aynı ikili 'Meclis hariç' dediler. Niye Meclis kapsamın dışında? Meclisin arabaları var. İsrafın bir nedeni de orası gösteriliyor. Milletvekillerinin ailelerin sağlık bakımları var. Giderler korkunç boyutta. Halkın temsilcilerinin olduğu bir tüzel kişilik niye tasarruf paketinin dışında? İzahı yok.
"SARAY'IN NE KADAR TASARRUF YAPACAĞI BELLİ DEĞİL"
Peki cumhurbaşkanı var mı; yok. Cumhurbaşkanının kendisi zaten tedbirleri açıklamıyor. Zaten o kuşkuyu orada doğurdular. Sarayın ne kadar tasarruf yapacağı belli değil. ya da cumhurbaşkanı yardımcısının 'arkadaşlar biz bugüne kadar itibardan tasarruf yapılmaz görüşündeydik. Ama gördük ki, saray da artık bu tasarruf kapsamındadır' diye söyleyebilirdi. Görüyoruz ki, Saray da kapsam dışı, Meclis'te kapsam dışı. Bunlar ciddi problemler. Bu tedbirler kimden kısıntı yapacak? Emekçilerden, çalışanlardan, personellerden. Her seferinde bir IMF programı olsun ya da olmasın, hep bir şeyin bedelini niye emekçiler ödesin? Bu tasarruf genelgesinin bedeli maalesef emekçilere ödetiliyor. Emekçilere gidecek kaynaklardan 100 milyar kesinti öneriyor. Kendilerinin masraflarından değil emekçilerden gidecek. 'Kamuda personel servisini sonlandırmayı planlıyoruz' diyor. Kamu personelinin ulaşım imkanını eğer siz sonlandırırsanız, bunlar ne yapacaklar? Otobüslerle, dolmuşlarla gelmeye kalkacaklar. Bu onların performansını etkilemez mi? Kamu da verimliliği arttıracağım diyorsun. Bir yandan da kamu hizmeti üretmek de, olan personelinin bütçeden taşıma masraflarını ortadan kaldırıyorsun. Bu karar da, verimliliği artırma kararıyla çelişiyor. 'Yeni eleman ihtiyacı olduğu zaman emeklilikle sınırlandıracağız' diyorlar. Yani emekli oluncaya kadar yeni personel almayacağız. Böyle bir kepazelik olabilir mi? Bir yandan kamuda artık dijital dönüşüm yapacağız diyorsunuz ama mevcut personelin bu deneyimi yok. Onların eğitilmesi lazım.
"DANIŞMANLIK ÜCRETLERİNDEN BAHSEDİLMİYOR"
Bir de emekli olanlar var. Siz diyorsunuz ki, 'emeklileri bir emekli edelim, ondan sonra bu işe bakacağız'. Bu da kamudaki verimliliği çok olumsuz etkileyecek bir durum. Eğer gerçekten bir personel ihtiyacı varsa bunlar da, dijital dönüşümü yapacak bir personelse onların alımı olmalıdır. Orada tasarruf olmaz. O aslında tasarruf gibi gözüken bir şey ama ileride maliyet olarak bütçeden daha fazla kaynak çıkışını gerektirir. Çünkü, personelden sakındığınız bu masraflar ilerde daha büyük masraf olarak karşınıza çıkar. Bunun dışında yönetim kurulu ücretlerinde sınırlama yapılacakmış. O zaman danışmanlık ücretlerini de aynı kategoriye koyalım ama danışmanlık ücretleriyle ilgili hiçbir şey söylenmiyor. Saray'da inanılmaz sayıda danışmanlar var. Keza, bakanlıklarda da öyle. Alınan kararlarda herhangi bir tasarruf söz konusu değil. Bir de, 'araçları 3 yıl süreyle almayacağız' diyorlar. Sizin parkınız araçlarla mı dolu? Zamanında bir sürü araçlar kiralamışlardı, almışlardı. Şimdi sanırım onlar o kadar şişkinlik yarattı ki, artık almama kararı veriyorsunuz. Halbuki, modern bir devlette bazen kamu hizmeti üretimi yeni araçları da gündeme getirebilir. Ama siz, 3 yıl sırayla bunları almayacağız diyorsunuz. Bunlar neden orta vadeli programda daha önce belirtilmedi?"