Ikby'deki Siyasi Kriz

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY), Goran Hareketi'ne mensup bakanların Başbakan Neçirvan Barzani tarafından görevden alınmasıyla, hükümetin nasıl yenileneceği ve hangi partilerle devam edeceği tartışması başladı.

Hükümetin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) öncülüğünde, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), İslami Birlik Partisi (Yekgirtu), İslami Toplum Partisi (Komel) ve azınlık gruplarıyla tek sandalyeyle temsil edilen partilerin katılımıyla revize edilebileceği ifade ediliyor.

"Geniş katılımlı hükümet başarısızdı"

KDP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve müzakere heyetinde yer alan Dilşad Şahap, geniş katılımlı hükümetin "başarılı bir proje olmadığını" bu nedenle yeniden değerlendirdiklerini belirterek, "Geniş katılımlı hükümeti, Kürdistan bölgesindeki birliği ve bütünlüğü sağlamak için kurduk. Çünkü bir dizi krizle karşı karşıyayız. Bu süreci kazasız atlatmayı düşündük. Fakat Goran, bu amacımıza ulaşmayı engelledi. Böyle hükümetler, bütün dünyada zayıftır. Bunu biliyorduk. Ancak zor süreçleri atlatmak için böyle bir yola girmiştik" ifadelerini kullandı.

Hükümetin yenilenmesi sürecinin uzun sürmeyeceğini söyleyen Şahap, "Başbakan Neçirvan Barzani, İran'dan dönünce taraflarla bir araya geleceğiz. Sorunların kısa sürede çözüleceğini düşünüyorum. KDP, bu anlamda hiç kimsenin yüzüne kapıları kapatmamıştır" diye konuştu.

KDP Dışilişkiler Sorumlusu Ahmet Kani de  "KDP, hükümetle ilgili attığı her adımda taraflarla görüşüyor. Yusuf Muhammet, sade bir milletvekili olarak Erbil'e dönebilir. Muhammet, KDP'nin oylarıyla başkan seçilmiştir" görüşünü dile getirdi.

Goran'sız hükümet arayışı

Goran Hareketi Siyasi İlişkiler Sorumlusu Muhammet Haci ise hükümetten ayrılmaya karar vermediklerini yineleyerek, kabinede yer alan diğer partilerin de Goran'ın payına düşen bakanlıkları almaya yanaşmadığını ileri sürdü.

Hükümet ortağı partilerden KYB, Yekgirtu ile Komel'in de Goran'ın hükümette kalmasından yana olduğunu savunan Haci, "KDP ile siyasi bir anlaşma yaptık fakat bu parlamentoda kabul edilerek yasalaştı. Dolayısıyla KDP, kendi başına karar alamaz ve bakanlar ile Parlamento Başkanı'nı görevden alamaz" şeklinde konuştu.

Haci, KDP ile görüşmeye hazır olduklarını vurgulayarak, Goran Lideri Noşirvan Mustafa'nın da tüm gelişmelerden haberdar olduğunu, partinin tutumunu desteklediğini ve yakın bir zamanda da Süleymaniye'ye döneceğini kaydetti.

Ziraat Bakanı ve Komel Politbüro Üyesi Abdussettar Mecit ise, KDP'den gelecek tüm tekliflere açık olduklarını dile getirerek, "Hükümetin yenilenmesiyle ilgili KDP'nin yapacağı teklifleri peşinen reddetme gibi bir kararımız yok. Goran'ın olmadığı bir kabineyi de parti olarak değerlendireceğiz. KDP'nin önerisine göre kararımızı vereceğiz" dedi.

KYB'den "liderler zirvesi" çağrısı

KYB Genel Sekreteri Birinci Yardımcısı Kosret Resul ise yaptığı yazılı açıklamada, IKBY Başkanı Mesut Barzani'ye tüm partilerin başkanlarını toplayarak "liderler zirvesi" yapma çağrısında bulundu.

Resul, meydana gelen krizin tüm tarafları endişelendirdiğini belirterek, "Dış güçlerin ve Kürt düşmanlarının bu krizi daha fazla derinleştirmesine izin verilmemelidir. Sorun en kısa sürede çözüme kavuşmalıdır. Memur maaşları ve ekonomik kriz, siyasi meselelerle karıştırılmamalıdır" görüşünü savundu.

KYB kontrolündeki Süleymaniye ili ve ilçelerinde maaş sorunu ve başkanlık krizini protesto amacıyla gösteriler düzenleniyor. Gösterilere katılanların bu bölgede güçlü olan Goran Hareketi'ne mensup oldukları belirtiliyor. IKBY Başkanı Mesut Barzani'nin lideri olduğu KDP'den yapılan açıklamada, şiddete başvurulan gösterilerin sorumlusu olarak Goran Hareketi ve lideri Noşirvan Mustafa gösterilmişti.

IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani, 16 Ekim'de yaptığı açıklamada, Goran Hareketi'ne mensup 4 bakandan görevlerini bırakmalarını talep ettiğini belirterek, hükümetin yeni dönemini yakında açıklayacaklarını bildirmişti. "Goran anlaşmayı çiğnedi" diyen Barzani, "Bazı çevrelerin sorumsuzluğu ve temelsiz iddiaları, tahammül edilemez bir dereceye ulaştı. Goran yöneticileri, devamlı hükümetin altını oymaya çabalıyordu. Başbakan olarak bu kararı almak zorundaydım" demişti.