Iı. Bayezid Külliyesi'nin Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi'ne Alınması
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu Sultan II. Bayezid Külliyesi'nin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girmesini değerlendirirken, "Edirne sadece ülkemizde değil, dünya üzerinde kültürel varlıkları ile birçok kez UNESCO statüsü kazanan ender merkezlerden biri konumuna gelmiştir.
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu Sultan II. Bayezid Külliyesi'nin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girmesini değerlendirirken, "Edirne sadece ülkemizde değil, dünya üzerinde kültürel varlıkları ile birçok kez UNESCO statüsü kazanan ender merkezlerden biri konumuna gelmiştir." dedi.
Tabakoğlu, üniversiteye bağlı Sultan II. Bayezid Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında, külliyenin, UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girmesi yolunda önemli bir adım atıldığını söyledi.
Üniversitelerin bilimin ve bilginin üretildiği, kullanıldığı ve genç nesillere aktarıldığı merkezler olduğunu belirten Tabakoğlu, "Üniversitemiz bu tarihi mekana adeta modern dünyada tekrar hayat vermiş ve bu arada bu tarihi mekanın zenginliklerinden bilimsel çalışmalarında faydalanmıştır. İçinde bulunduğumuz külliye, yüzlerce yıl tıp biliminin üretildiği ve toplum yararına kullanıldığı bir merkez olmuştur." diye konuştu.
İslam ve Osmanlı medeniyetlerinin insanlığa büyük katkılar sunduğu önemli tıp merkezlerinden birisi olan külliyenin Tıp Fakültesi olarak hizmet veren birimlerinin 1984'te Trakya Üniversitesi'ne tahsis edildiğini hatırlatan Tabakoğlu, restorasyonun ardından tarihi yapıyı dünyanın tanıdığı mekan haline getirdiklerini anlattı.
Avrupa Konseyi'nce 2004'te "Avrupa Müze Ödülü"ne layık görülen külliyenin, dönemin tıp tarihindeki önemli gelişmelerini gözler önüne serdiğini aktaran Tabakoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sultan II. Bayezid Külliyesi, Selimiye Camisi ve Uzunköprü'den sonra kentimizin üçüncü UNESCO Dünya Mirası statüsünü kazanan varlığıdır. Ayrıca kentimizden Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali, UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde yer almaktadır. Bu zenginlikleri ile Edirne sadece ülkemizde değil, dünya üzerinde kültürel varlıkları ile birçok kez UNESCO statüsü kazanan ender merkezlerden biri konumuna gelmiştir. Üniversitemiz, yeni ve sürdürmekte olduğu birçok çalışması ile Edirne'nin kültürel ve doğal zenginliklerinin, bilimsel öneminin dünya ölçeğinde tanınırlığının ve resmi kabul görmesinin yollarını açmaya devam edecektir."
Erhan Tabakoğlu, külliyenin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmasında büyük katkıları olan emekli öğretim üyesi Ratip Kazancıgil'e teşekkür etti.
"Ziyaretçi sayısının iki katına çıkmasını bekliyoruz"
Kültürel Varlıkları Koruma Uzmanı Yaşagül Ekinci ise Sultan II. Bayezid Külliyesi'nin UNESCO'ya adaylık süreci, geçici listeye alınması ve bundan sonra yapılacaklar hakkında bilgiler verdi.
Şu anda UNESCO'nun aday listesinde 174 ülkeden 1600'ün üzerinde eser olduğunu belirten Ekinci, şunları kaydetti:
"Bu 1600 küsur varlığın içinde bu külliyenin özelliklerine sahip bir bilim merkezi, bir tıp ve sağlık merkezi yok. Dünyanın hiçbir ülkesi bir sağlık yapısını ya da bunun üretildiği bir yapıyı şu anda UNESCO'ya sunabilecek kapasitede görmüyor. Türkiye'de bizimle yarışabilecek birkaç tıp merkezi var ve onların hepsi de Osmanlı, İslam ve tıp tarihine bağlı. Yani bu açıdan bakarsak UNESCO'da, dünyanın tüm kültürel değerlerinin olduğu bir listede biz, tıp bilimine yaptığımız katkı, sağlık alanında yapılan çalışmalarla dünyaya örnek olma konusunda tekiz."
Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi Müdürü Hakan Akıncı da müzeyi geçen yıl yaklaşık 235 bin kişinin ziyaret ettiğini, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne giren yapının ziyaretçi sayısının 2 katına çıkmasını beklediklerini vurguladı.