İhh Genel Başkanı Yıldırım Düzce'de

İnsani Hak ve Hürriyetleri Genel Başkanı Avukat Bülent Yıldırım, Düzce'de Düzce İHH tarafından açılan kurban bağış standını ziyaret etti. Bülent Yıldırım yaptığı açıklamada, Düzce'nin Bosna savaşından beri insani yardım konusunda İHH'nın önde gelen şubelerinden biri olduğunu belirterek IŞİD'in elinden kurtarılan 49 Türk'ün kurtuluşunun dünyanın en önemli diplomasi zaferlerinden biri olduğunu dile getirdi.

İHH Genel Başkanı Avukat Bülent Yıldırım, Düzce'de belediye önünde kurulan Kurban bağış standını ziyaret etti. Ziyarette Bülent Yıldırım'a Düzce Milletvekili İbrahim Korkmaz, Düzce İHH eski Başkanı Ali Kasım ve Osman Altundal eşlik etti.

Bülent Yıldırım, stant ziyareti esnasında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bülent Yıldırım, Düzce'ye geliş nedeni olarak, Düzce'yi her zaman yardımsever bir il olarak bildiklerini belirterek Bosna savaşından beri İHH'nın her konuda yardım aldığı şubesi olduğunu ifade etti.

Kırşehir'de bütün derneklerin bir araya geldiği bir istişare toplantısı yaptıklarını anlatan Bülent Yıldırım, şöyle konuştu: "O toplantı vesilesiyle de bölgedeki birçok ili ziyaret ettik. Bu çerçevede Düzce'ye de uğradık. Çünkü İHH'nın kurulduğu 20 yılı aşkın süredir Düzce bizi hiç yalnız bırakmadı. Bosna savaşıyla birlikte her kriz, doğal afet, savaş bölgesine burada yardım TIR'ları gitti, yardım organizasyonları yapıldı. Türk halkı ve Düzce halkı hep yardımsever oldu. Nerede bir kriz çıktıysa Düzce ili ilk aradığımız illerden biri. Düzce aynı zamanda birçok etnik yapıyı da içinde barındırıyor. Bu nedenle Düzce'yi hep aradık, nerede kriz çıktıysa o kültürü bilen o dili bilen insanları hep Düzce'de bulduk."

İHH Genel Başkanı Yıldırım, Musul Başkonsolosluğunda IŞİD tarafından rehin alınan Türk diplomatların kurtarılmasıyla ilgili olarak da şunları söyledi: "Dünya tarihinin en önemli diplomatik başarılarından biri. Bunu hiç kimsenin kıskanmasına gerek yok. Bu Türkiye'nin bir başarısıdır. Çok büyük bir diplomasi zaferidir. Devletle halk arasında çok büyük bir güven oluşmuştur. ve bu insanlarımız burnu bile kanamadan Türkiye'ye getirilmişlerdir. Bunun arkasında bir şey aramak yanlıştır. Devlet bir takım bir şeyler yaparken sözler verir sözler alır. Başkonsolosumuzun başına gelenler herkesin başına gelebilir. O zaman 'aman hiçbir şey yapmayın bekleyin mi' denilecek? Ben gurur duydum. Türkiye vatandaşlarını kurtarmak için dünyaya rağmen, bütün eleştirilere rağmen sessiz bir diplomasi yürüttü, bütün eleştirileri göğüsledi ve bu güzel sonucun alınmasına vesile oldu. Ben bu insani diplomaside başarı gösteren ismi bilinen bilinmeyen herkese insanlık ve Türk halkı adına müteşekkirim. Dünya şunu gördü. Türkiye eğer isterse kendi halkının can ve mal güvenliğinin dünyanın neresinde olursa olsun, korur."

Geçmişte İHH'nın terörist olarak gösterilme çabasına rağmen İHH'nın dik duruşunu hiçbir zaman bozmadığının sorulması üzerine de Bülent Yıldırım; şöyle dedi: "İHH'yı terörist gibi göstermeye çalışan devletlere ya da kurumlara baktığımız zaman bunların eli Suriye'de, Filistin'de, Vietnam'da kısacası her yerde kanlı. Eli kanlı olanlar dünya medyasını arkasına alarak size terörist demeye çalışıyor. Esasen terörist kendileri. Çünkü İHH'ya terörist diyenler çocuk katili. Ama biz masum olan her millete, devletine, ırkına bakmadan temel hak ve hürriyetleri garanti altına alınması gerekir. Sırtımız sadece Allah'a dayayarak hiç kimseye güvenmeden, hiçbir şeyden korkmadan yolumuza devam ediyoruz. Dik duruyoruz ve dikte durduk Allah'a şükür. Biz şunu göstermek istiyoruz. Etnik yapısı ne olursa olsun mağdur olan herkes eşittir, dini ne olursa olsun her insan eşittir." - DÜZCE