İhd, Hasta Tutuklulara Dikkat Çekti
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin, “hasta tutukluların” durumuna dikkat çekmek amacıyla yaptığı basın açıklamasında konuşan Cezaevi Komisyonu üyesi Abdullah Altun, son bir yıl içerisinde 40’a yakın hasta tutuklunun yaşamını yitirdiğine dikkat çekti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'nin, "hasta tutukluların" durumuna dikkat çekmek amacıyla yaptığı basın açıklamasında konuşan Cezaevi Komisyonu üyesi Abdullah Altun, son bir yıl içerisinde 40'a yakın hasta tutuklunun yaşamını yitirdiğine dikkat çekti. Altun, cezaevlerinde halen 578 hasta tutuklunun bulunduğunu belirterek, Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) cezaevlerindeki ölümlerin sebebi haline geldiğini ifade etti.
İHD Diyarbakır Şubesi'nce, "hasta tutukluların" durumuna dikkat çekmek amacıyla adliye binası önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya bir grup İHD üyesi katıldı. Üzerinde, "Cezaevlerinde yüzlerce hasta mahpus var. Ölüyorlar! Daha ne kadar sessiz kalacaksınız? Susma, suça ortak olma! Hasta mahpuslara özgürlük" yazılı pankartın taşındığı açıklamada konuşan İHD Şube Başkanı Raci Bilici, Türkiye genelinde başta İHD Genel Merkezi olmak üzere bütün şubelerde hasta mahpuslara yönelik basın açıklamalarının yapılacağını belirtti. Dernek üyelerinin Ankara'da Adalet Bakanlığı'na yürüyeceğini ifade eden Bilici, "Bu çerçevede bizler de burada Adalet Sarayı'nın önünde açıklamada bulanacağı. Biz buraya 'Adalet Sarayı' diyoruz ama buradan adaletin çıktığını da hiç görmedik. Bu saraylara zulüm sarayı da diyebiliriz. Çünkü hasta tutsakların cezaevlerinde kalmasını burada sağlıyorlar" dedi.
"MAHPUSLAR BÜROKRASİ İŞKENCESİ YAPILIYOR"
Ardından İHD Diyarbakır Şubesi Cezaevi Komisyonu üyesi Abdullah Zeytun, basın açıklamasını okudu. Son bir yıl içerisinde 40'a yakın hasta tutuklunun cezaevlerinde yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Zeytun, "Yaşamını yitiren mahpuslardan Mehmet Canpolat, Lütfü Taş, Abdulmecit Aslan ve Haşem Arduçlu ise son 15 gün içerisinde cezaevinde hastalanarak, yaşamını yitirdi. Derneğimize yapılan başvurulara göre, halen cezaevlerinde, 228'i ağır olmak üzere toplam 578 hasta mahpus tahliye edilerek tedavi olmayı beklemektedir. Bu durum karşısında defalarca yaptığımız basın açıklamaları, eylemler ve yetkililer ile yaptığımız görüşmeler sonuçsuz kalmıştır. Hasta mahpuslar, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve cezaevi idareleri ile cezaevi güvenlik birimlerinin bilinçli bürokratik işlemleri sonucu tedavi edilmeyerek ölüme terk edilmektedir. Bu bürokrasi işkencesine ATK ve infaz savcılıkları da ortak olmuştur" diye konuştu.
"ATK'NIN RAPOR VERDİĞİ MAHPUSLAR ÖLÜYOR"
ATK'nın sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi raporlarında son ve tek merci olmaktan çıkarılmasını istediklerini dile getiren Zeytun, şunları kaydetti:
"ATK, uygulamaları ve raporları ile infaz uygulamasına ikinci bir infaz yöntemi önererek bu ölümlerin sebebi haline gelmiştir. ATK, 'Cezaevinde kalabilir' şeklinde rapor verdiği mahpuslar bir bir yaşamını yitirmektedir. Üniversite hastaneleri ve diğer hastanelerin verdiği raporlar yeterli kabul edilmelidir. Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmelidir. Cezaevleri, mahpusları hasta ediyor, ölümlerine neden oluyor. Cezaevlerinde mahpusların sağlık haklarına erişimleri hukuka uymayan yöntemlerle engellenmektedir. Hasta mahpuslar cezaevi revirlerinde haftada iki gün bulunan pratisyen hekimlerin üstünkörü muayeneleri ile tedavi edilmeden koğuşlarına geri gönderilmektedir. Hasta mahpusların tedavileri zamanında ve doğru yapılmadığı için cezaevlerinde kanser, tüberküloz, şizofreni ve hepatit hastalıkları yaygınlaşmaktadır. Hasta mahpusların hastanelere sevkleri randevu, güvenlik, kelepçeli muayene ve çıplak arama gibi nedenlerle geciktirilmekte, bu durum hastalıklarının ilerlemesine sebep olmaktadır. Bu yöntem tüm cezaevlerinde sistematik olarak uygulanmakta adeta mahpuslara hastalıkları üzerinden işkence yapılmaktadır. Hasta mahpuslara işkence yöntemi şeklinde uygulanan bu anlayıştan vazgeçilmelidir."
Grup, basın açıklamasının ardından sessizce dağıldı. - DİYARBAKIR