İdrar kaçırma sorununu bilgisayarlı oyunla çözüyorlar (3) -
Çocukların ve dolayısıyla ebeveynlerin en büyük üzüntü kaynaklarından biri olan altına çiş kaçırma sorunu, bilgisayarlı oyunla çözülüyor.
CÜNEYT ATEŞ - Çocukların ve dolayısıyla ebeveynlerin en büyük üzüntü kaynaklarından biri olan altına çiş kaçırma sorunu, bilgisayarlı oyunla çözülüyor.
GATA'da uzun yıllar konuyla ilgili çalışmalar yapan Prof. Dr. Murat Dayanç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, BioFeedback isimli uygulama ile çocuklara bir anlamda "işemeyi yeniden öğrettiklerini" söyledi.
"Çocuklarda işeme terbiyesi kazanması, olması gereken yaştan sonra, eğer hala idrar kaçırıyorsa bu çocuklarda işeme bozukluğu var diyebiliriz" diyen Dayanç, şunları kaydetti:
"Normal tuvalet terbiyesi yaşı 2,5-3. Bu yaşlarda çocukların tuvalet terbiyesi kazanması bekleniyor. Tuvalet terbiyesi dışarından öğretilen bir süreç değil, çocuk kendi kendine öğreniyor. Bizim buna katkımız ancak müspet olabilir. Eğer çocuğu korkutur ya da farklı yaptırımlar uygularsak bu çocuğun işemeyi kötü yönde öğrenmesine neden olur.
Biz işeme fonksiyon bozukluğunun 5 yaşından sonraki çocuklarda bir anlam ifade ettiğini düşünüyoruz ve 5 yaşından sonraki çocukları tedavi protokolümüzün içine alıyoruz. İşeme fonksiyon bozukluğu dediğimiz zaman bu çocuğun günde bir kaç damla idrar kaçırmasından tutun her iki böbreğin elden çıkmasına neden olabilecek kadar çok geniş bir spektrumu tanımlar. O yüzden çocuklar 5 yaşından sonra hala idrar kaçırıyorsa mutlaka temel olarak bir çocuk üroloğu tarafından değerlendirilmelidir."
-Tedavi olmayan çocukların sadece yüzde 10'u iyileşebiliyor
Prof. Dr. Murat Dayanç, "İşeme fonksiyon bozukluğu dediğimiz zaman aslında temel olarak iki ana başlıkta inceliyoruz bunu. Bir; sidik kesesinin dolum fazındaki bozukluklar, bir de işeme fazındaki bozukluklar. İşeme fazındaki bozukluklar aslında dolum fazındaki bozuklukları da tetikleyen bir şey o yüzden işeme fazını çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Gündüz bir kaç damla idrar kaçırma yalnızca geceleri yatağa idrar kaçırma gibi çok değişik tanılarla değerlendirilen bir durum. Her sene bu çocukların yüzde 10'u kendiliğinden iyleşse de ergenlikten sonra da yüzde 1-2 oranında çocuklarda gece idrar kaçırma devam eden bir süreçtir" şeklinde konuştu.
Öncelikli hedeflerinin ameliyat ya da ilaç tedavisi gibi uygulamalara gerek kalmadan çocuğun tedavi edilmesi olduğunu ifade eden Dayanç, şunları anlattı:
"Çocuklarda işeme fonksiyon bozukluğu dediğimiz, yani sidik kesesi kasılırken önde idrarı tutmaya yarayan adalelerin yeterli gevşekliğe gelmemesi sonucu işemenin zorlaştığı durumu kastediyoruz. Böyle bir tabloyu tespit ettiğimiz zaman bu çocuklara mutlaka bir tuvalet eğitimi vermek durumundayız. Biz buna genel anlamda üroterapi diyoruz.
Bunu işeme geliştirme programı adı altında uyguluyorum 2 yıldır. Aslında bu program 2 yıldır olmakla beraber BioFeedback tedaviler, yani çocuğa işemeyi yeniden gördüğü veya hissettiği başka uyaranlarla öğrettiğimiz tedavi. Bunu da 16 yıldır uygulamaktayım. Pelvik taban dediğimiz erkek çocuklarda testislerle anüs arasındaki, kız çocuklarda vajen ile anüs arasındaki o kısa bölgede yerleşmiş adaleler işeme yolunu kontrol eden adaleler. Eğer burası işeme anında şiddetli kasılıyorsa o zaman işeme gerçekleşemiyor ve bunun neticesinde arkada bir takım diğer bozukluklar ortaya çıkmaya başlıyor.
İşte bu çocuklara biz, o bölgesini nasıl gevşeteceğini, değişik bilgisayar oyunlarıyla bir fizyoterapist eşliğinde öğretiyoruz ve eğitim veriyoruz. BioFeedback yöntemi ile aynı zamanda çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu, kabızlık ve reflü gibi diğer üriner sistem sorunlarında yüksek başarı oranlarıyla tedavi edilmektedir."
-Önce BioFeedback-
Bu sorunu yaşayan çocuklarda ilk olarak BioFeedback tedavisinin uygulanması, başarılı olmazsa diğer tedavi yöntemlerine başvurulması gerektiğinin altını çizen Dayanç, şu bilgileri de verdi:
"İşeme fonksiyon bozuklukları çocuklarda şöyle gelişiyor; çocuklar televizyon seyrediyor, oturuyor bilgisayar oynuyor, arkadaşıyla oynuyor daha fazla onunla oynamak için idrarı geldiğinde tutmaya başlıyor. Tutarken de değişik pozisyonlar alıyor; bacaklarını çaprazlıyor, yani idrarı tutmak için pelvik taban dediğimiz bölgedeki adaleleri şiddetle kuvvetlendirmeye başlıyor. Bu kuvvetlenen adaleler zamanla çocuğun işemesini bozmaya başlıyor. Bu çocuğun mesanesine yönelik, mesanesini gevşeten rahatlatan ilaçlar vermeye başlarsınız hiç bir anlam ifade etmeyecektir çünkü pelvik tabandaki adale grubu kasılı olduğundan dolayı çocuk ondan dolayı işeme koordinasyonunu yerine getiremeyecektir.
Bu tedavide çocuğun poposunun iki tarafına çocuğa acı vermeyen yara bandı gibi elektrot bağlıyoruz ve ilk olarak çocuğun pelvik adalelerinin kasılma ve gevşeme değerlerini ölçüyoruz. Çünkü normal bir işeme fonksiyonu için pelvik tabanın kasılma ve gevşeme gücünün belirli bir seviyede olması gerekmektedir. Daha sonra çocuğa pelvik taban farkındalığı öğretiliyor. Elektrotlar nedeni ile çocuk aynı anda pelvik tabanını ekranda görmeye başlıyor. Kastığı zaman orada kuş varsa kuş, tırtıl varsa tırtıl, uçak varsa uçak yukarıya çıkıyor gevşettiği zaman aşağıya iniyor ve bu BioFeedback eğitimle çocuğa ne kadar kasması ve gevşemesi gerektiğini öğretiliyor. Normal değer aralıklarına ulaşana kadar haftada 1 veya 2 seans eğitim veriliyor. Minumum 8 seansta tamamen çocuğa işemeyi ve yeniden pelvik tabanını doğru kullanmayı öğretiyoruz."
Çocukların pelvik tabanını kullanmayı, yani işemeyi görerek öğrendiğinin altını çizen Dayanç, çocukların kısa sürede ve ilaç kullanmaksızın, tamamen eğitimle bütün işeme bozukluklarından büyük oranda kurtulabildiğini ifade etti.
Dayanç, pelvik taban hakkında dünyada kongreler yapıldığını sözlerine ekledi.