İdlib'deki Sağlık Krizi: BM Desteği Azaldı, Hastaneler Tehlikede
Suriye'nin İdlib bölgesinde Birleşmiş Milletler'in sağlık kuruluşlarına verdiği desteğin azalması, bölgedeki sağlık hizmetlerini büyük bir tehdit altına soktu. 100'den fazla hastane ve sağlık ocağı, maddi ve lojistik destek alamadığı için zor günler geçiriyor. Sağlık Müdürü Züheyr Harrat, acil sağlık hizmetlerinin durması halinde salgın hastalık riskinin artacağına dikkat çekti.
AHMET KARAAHMET/MEHMET BURAK KARACAOĞLU - Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib'de Birleşmiş Milletler'in (BM) sağlık kuruluşlarına verdiği desteği azaltması, sağlık sektörünü çökme tehlikesiyle karşı karşıya getirdi.
İdlib'de onlarca hastane ve sağlık ocağı, BM'nin aracı kurumlarının sağladığı destek sayesinde ayakta durabiliyor.
BM'ye bağlı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2024 yılının ilk aylarından itibaren İdlib'de sağlık kuruluşlarına sağladığı maddi ve lojistik desteği azalttı.
Haziran 2024 itibarıyla İdlib'de maddi ve lojistik destek alamayan hastane ve sağlık ocaklarının sayısı 100'e ulaştı.
Öte yandan, Körfez ülkelerinden yardım dernekleri ve bazı uluslararası kuruluşlardan alınan destek sayesinde İdlib'de 60 sağlık kurumu sağlık hizmeti vermeyi sürdürüyor.
İdlib Sağlık Müdürü Züheyr Harrat, AA muhabirine kentteki 40 sağlık kuruluşunun BM'den destek alamadığını ve Haziran 2024'den itibaren bölgedeki sağlık sektörünün büyük zorluklarla karşı karşıya kaldığını söyledi.
Harrat, "6 Şubat'taki deprem sonrası sağlık sektöründe sıkıntılar arttı. Çok sayıda personel kaybettik. Hastane ve sağlık ocağı hasar gördü. Deprem ve üzerine kısmen azalan veya kesilen destek sorunu ile sağlık alanındaki sorunların boyutu giderek büyüdü." dedi.
Bab el-Hava Hastanesi, El-Eml Ortopedik Hastanesi, Kafr Taharim Hastanesi, Şam Cerrahi Hastanesi, Şafak Cerrahi Hastanesi ve Selkin Hastanesi'nin destek almadığını anlatan Harrat, "Aralarında büyük 5 hastanenin bulunduğu bu kuruluşlarda sadece acil düzeyde sağlık hizmeti veriliyor. Bu hizmetlerin durması halinde bölgede salgın hastalıklarının baş gösterme riski artıyor." diye konuştu.
Harrat, Körfez ülkeleri ve Avrupa'daki destekçilerle görüşmeler sonucunda özellikle hayati öneme sahip bazı tesislere yeniden destek sağlandığını belirterek, "Şu anda 40'tan fazla sıkıntı yaşanan tesis, dayanışma ve kampanyalar sayesinde sağlanan özel fonlar aracılığıyla ayakta tutulmaya çalışılıyor." ifadesini kullandı.
Acil düzeydeki hizmetlerin tamamen durması halinde salgın hastalıklarının yayılabileceğini dile getiren Harrat, dünya genelinde Kovid-19, Kolera ve M çiçeği hastalığı gibi salgınların da İdlib gibi yüksek popülasyona sahip bölgede riskin artması anlamına geldiğini vurguladı.
Harrat, gönüllü çalışanlarla hizmetleri asgari düzeyde sürdürmeye çalıştıklarını ifade ederek, "Sürdürülebilir çözümler bulmaya odaklanıyoruz. Tüm ortaklarımızla işbirliği yaparak gönüllü çalışmalarla tesislerdeki destek açığını kapatmak için gereken ihtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz." bilgisini paylaştı.
"Diyaliz cihazları bir hafta çalışmazsa ölürüz"
Yaklaşık 9 yıldır diyaliz tedavisi gören Eyman Kayyal, desteğin kesilmesinden sonra çok zor günler geçirdiklerini söyledi.
Kayyal, "Önce Allah'ın ve sonra Bab el-Hava Hastanesinin lütfuyla hayata tutunuyoruz. Eğer hastanelere destek kesilirse hastalar nereye gidecek? Bu hastalık çok zor. Diyaliz olmadan yaşayamayız. Yetkili mercilerden hastanelere tekrar destek sağlamalarını rica ediyoruz." dedi.