İbn Haldun Üniversitesi 15 Temmuz Şehitlerini ve Gazilerini Andı
15 TEMMUZ başarısız darbe girişimini ikinci yıl dönümünü anmak için yurdun birçok yerinde etkinlikler düzenlenmeye başlandı.
15 TEMMUZ başarısız darbe girişimini ikinci yıl dönümünü anmak için yurdun birçok yerinde etkinlikler düzenlenmeye başlandı. İbn Haldun Üniversitesi'nde (İHU) Sözlü Tarih ve Toplumsal Hafıza Araştırmaları Merkezi (SÖZMER) tarafından düzenlenen ' 15 Temmuz : Ne oldu? Ne için oldu?' başlıklı panele Gazi Mustafa Uygun ve birçok öğretim üyesi katıldı.
Açılış konuşması ve video gösterimi ile başlayan programın sunumunu Gökhan Gökçe yaptı. Dr. Öğretim Üyesi Ramazan Aras'ın moderatörlüğünü yaptığı ilk oturuma Gazi Mustafa Uygun konuk oldu.
"O GECE ÇANAKKALE RUHUNU GÖRDÜM"
15 Temmuz gecesi başından geçenleri dinleyicilere anlatan Gazi Mustafa Uygun, "15 Temmuz gecesi sokaklarda Çanakkale ruhunu gördüm. Herkes sokaklardaydı. Birbirimizin ne olduğuna, kim olduğuna bakmadan ülkemiz için, irademiz için, seçilmiş hükümetimiz için hainlerin karşısında durduk" diye konuştu.
"GÖSTERMELİK OLARAK YANIMIZA GELENLER BİZİ ÜZDÜ"
Çengelköy'de vurulma anını anlatırken, darbecilerin hiçbir ayrım gözetmeksizin silahsız halka ateş açıldığını söyleyen Gazi Uygun, "Sonradan hastane yetkililerinden öğrendik ki, Cumhurbaşkanımızın çağrısı öncesinde halkı korkutmak amacıyla ayaklarına ateş açılmış, ancak çağrı sonrası halkın büyük çoğunluğu vücutlarından vurulmuş. Yani doğrudan öldürmek için ateş açmışlar" dedi.
Hastanede tedavi gören gazilere çok iyi davranıldığını da anlatan Uygun, "Sadece bazı vekillerimiz bizi sadece 'orada bulunmak ve bir yerlere mesaj vermek' için ziyaret ettiler. Yanımızda fotoğraf çektirip, sonrasında hiçbir şekilde ilgilenmediler. Bu bizi üzdü" şeklinde konuştu.
"SANA BİR DAHA OPERASYON YAPTIRTMAYIZ"
Gazi Uygun, konuşmasını bitirirken "Ey Batı, kırk yıl başımıza çorap ördün ama bak 4 saatte hallettik. Belki 250 şehit verdik, iki bin küsür gazi verdik ama bu topraklarda sana bir daha ameliyat yaptırtmayız. Bu da sana dert olsun. Bundan sonra halk bilinçlendi, sana burada bir daha operasyon yaptırmayız" dedi.
'YÜRÜYECEKSİN MİLLET YÜRÜYECEK ARKANDAN'
Konuşmanın sonunda, günün anısına İbn Haldun Üniversitesi tarafından özel olarak Gazi Mustafa Uygun adına yaptırılan posta pulu takdim edildi. Üzerinde Uygun'un fotoğrafı olan pulda 'Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan' dizeleri yer aldı.
Panelin ikinci oturumu, İbn Haldun Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Halil Berktay moderatörlüğünde Prof. Dr. Üzeyir Ok, Doç. Dr. Talha Köse, Dr. Öğretim Üyesi Hakkı Öcal ve Dr. Öğretim Üyesi Nursem Keskin Aksay'ın konuşmaları ile gerçekleşti. İkinci oturumda öğretim üyeleri dört soruya yanıt verdi.
"BU TRAVMALARI UNUTURSAK TEKRAR EDER"
Düzenlenen tören hakkında bilgi vererek sözlerine başlayan Dr. Öğretim Üyesi Hakkı Öcal, "Canlı tarih bölümümüz var, sözlü tarih projeleri uyguluyoruz. Bu çerçevede arkadaşlarımız 15 Temmuz tanıklarından birini getirmek, ona anılarını anlattırmak, onun şahsında diğer şehitleri ve gazileri anmak şeklinde özetleyebileceğimiz bir program düzenlediler" şeklinde konuştu.
15 Temmuz'un Türk halkının yaşamında ve psikolojisinde hala bir tür travma olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Öcal konuşmasına şöyle devam etti:
"Zannediyorum ki bu travma yavaş yavaş kabuk bağlayacak ama bir daha böyle bir olay olmaması için neler yapmamız gerektiğine, nasıl eğitim süreçleri uygulamamız gerektiğine dikkat etmeliyiz. Böyle bir olayın tekrar etmesi hemen hemen imkansız. Ama yine de ulusların bu tür travmaları unutmaması lazım. Unutursanız tekrar ediyor. Dolayısıyla her yıl bir kere daha hatırlamak, kitaplar çıkartmak, araştırmalar yapmak hatta belki hakkında yüksek lisans, doktora çalışmaları yapmak gerekir ki ne olduğunu tam anlayalım. Bundan sonraki hayatımızda bu tür yaraların yer almaması için nasıl çaba harcamamız gerektiğini iyice bilelim."
"O GECE NE OLDUĞUNU HALA BİLMİYORUZ"
Tam olarak 15 Temmuz'da ne olduğunu bilmiyoruz diyen Dr. Öğretim Üyesi Öcal, "Bir kere bütün mahkemelerin sonuçlanması lazım. Sakin, serinkanlı bir şekilde o mahkeme kararlarını, iddianameleri, savunmaları tek tek okumamız gerekir. 300'e yakın şehidin anılarını, binlerce gazinin ve olaya karışmış insanların anılarının dökülmesi lazım ki sonuçta o gece neler olduğunu tam olarak idrak edelim. Sonra tabii bizi oraya getiren şartların ne olduğunu bilim insanlarının, tarihçilerin ortaya dökmesi lazım" dedi.
(-VİDEO) - İstanbul