Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde patlama

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde korkutan patlama

Naci Görür Malatya'daki son depremi işaret ederek uyardı: Endişe verici

Son depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

20 ilde daha okullar tatil edildi

20 ilde daha okullar tatil edildi

İbda/c Hükümlüsü Mirzabeyoğlu İçin Yeniden Yargılama Talebi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

''Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak" suçundan aldığı idam cezası, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilen ve kamuoyunda "Salih Mirzabeyoğlu" olarak tanınan Salih İzzet Erdiş'in yeniden yargılanması talep edildi Avukat Ölçer: "28 Şubat emir komuta zinciri ve emir kumanda yargısı.

İBDA/C davası kapsamında, "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak" suçundan aldığı idam cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilen, 16 yıldır cezaevinde bulunan ve kamuoyunda "Salih Mirzabeyoğlu" olarak tanınan Salih İzzet Erdiş'in, yeniden yargılanması talep edildi.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan, aralarında Mirzabeyoğlu'nun avukatlarının da bulunduğu gruptakiler, sloganlar atarak, "Mirzabeyoğlu'nu istiyoruz, hemen şimdi" yazılı pankartı açtı.

Grup adına açıklama yapan Mirzabeyoğlu'nun avukatlarından Hasan Ölçer, müvekkilinin özellikle 28 Şubat döneminde yapılmış hukuksuzlukların, "en bariz ve en sembol" ismi olduğunu belirtti.

Yargılamanın yenilenmesi talebiyle İBDA/C davasının arşiv dosyalarına bakmakla yükümlü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine başvuracaklarını bildiren Ölçer, "Bugünün Türk demokrasi ve hukuk tarihi açısından fevkalede önemli bir gün olduğuna inanıyoruz. Zira 28 Şubat emir komuta zinciri ve emir kumanda yargısı çerçevesinde alınmış kararların bugün için belki sona ermesi adına, Türk hukuk tarihi adına bir fırsatla karşı karşıyayız" diye konuştu.

-"Hukuki normalleşme için bizim davamız test niteliğinde olacak"

Ölçer, bir gazetecinin, "Anayasa Mahkemesi ve diğer mahkemelerin, Balyoz ve Şike davasıyla ilgili kararları mı size yol gösterdi" sorusu üzerine şunları söyledi:

" Türkiye'de artık ortamın ve hukukun normalleşmeye başladığına inanmak istiyoruz. Türkiye'de siyasetin ve hukukun normal çerçevesinde, hak ihlallerinin, hak ihlali kararlarının bu anlamda bir adım olduğuna inanıyoruz. ve bizim davamız da bu anlamda bir test niteliğinde olacaktır. Türkiye'nin ne kadar normalleştiğinin, hukuk adına ne kadar normalleştiğinin aslında bir göstergesi olacak. Zira şu anda biz, malum olan bir şeyi ispat etmeye çalışıyoruz."

Mazlum-Der adına konuşan avukat Kaya Kartal da "Salih Mirzabeyoğlu davasının tetikleyeceğine inandığımız diğer 28 Şubat süreci davalarında da yeniden yargılama yolunu açmasını ümit ediyor, buna inanıyoruz" dedi.

-Dilekçeden

Açıklamaların ardından Mirzabeyoğlu'nun yeniden yargılanmasıyla hazırlanan dilekçe, avukatlar tarafından İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu.

Dilekçede, Mirzabeyoğlu hakkındaki mahkumiyet kararının hukuki değil, siyasi ve konjonktürel bir nitelikte olduğu, dönemin aktörlerince gerek doğrudan yargı mensuplarına verilen brifinglerle ve gerekse mahkeme heyetlerine direkt yapılan baskı ve telkinlerle yargılamalara müdahale edilerek istenilen hükümlerin çıkmasının sağlandığı savunuldu.

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından düzenlenen raporla bu döneme ait hukuksuzluğa ilişkin "çarpıcı üst düzey" tespitlerin yer aldığı belirtilen dilekçede, şunlar kaydedildi:

"Ülkemizde ve dünyada uygulanan hukuk gereği örgüt suçunun tanımı değişmiştir. Müvekkilimize isnad olunabilecek tek bir silahlı eylem, eylem talimatı ve hatta mahkum olan ya da hakkında soruşturma yapılan örgüt mensupları ile arasında herhangi bir organik bağ mevcut değildir. Müvekkilimin, mahkemeye getirilişi esnasında yoğun işkence ve baskılara maruz kaldığı o günlerde hem televizyon hem de yazılı basında yer almıştır. Yargılamanın karar aşamasına kadar görev yapan ve tam karar verileceği sırada görevden alınan mahkeme başkanı Sedat Karagül, 12 Ocak 2006'da basına yansıyan açıklamalarında, 'İBDA/C davası da dahil olmak üzere baskı görmediğim hiçbir dava olmadı, hep baskı gördüm' diyerek yargıya müdahale yapıldığını ifşa etmiştir. Müvekkil hakkında hüküm verilirken mahkeme başkanı olan Metin Çetinbaş 23 Eylül 2011'de basına yaptığı açıklamalarda müvekkil hakkındaki yargılama ile ilgili olarak, 'Allah'ın adaleti değil ki mutlak ve kesin olsun. Hiçbir hakim verdiği kararların yüzde yüz doğru olduğunu söyleyemez. Ben hata yapılmadığını düşünüyorum ama o dosyada yüzde yüz hata yapılmadı demek değildir. Hakimler de hata yapabilir' demişti. 1999'da Metris'de müvekkilimle aynı koğuşta olan Okan İşgör, Ergenekon davası sanığı olarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde verdiği ifadesinde, '25 Ocak 2000'de Metris Cezaevi'nde meydana gelen olaylar öncesi görevli olarak İBDA/C koğuşuna gittiğini ve görevinin gereğini de yerine getirdiğini' ifade etmiştir."

-"Telafisi imkansız zararlara uğramaması için infazı durdurun"

TBMM  Araştırma Komisyonu raporundaki tespitlere de yer verilen dilekçede, düzenlenen bu rapor ve yürütülen soruşturma sonucunda 28 Şubat döneminde yargıya müdahale eden sanıklar hakkında Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın devam ettiği belirtilerek, Salih Mirzabeyoğlu'nun özgürlüğüne kavuşturulması gerekliliği hususunda tam bir konsensüs bulunduğu öne sürüldü.

Dilekçede, 16 yıldır cezaevinde bulunan Mirzabeyoğlu'nun daha fazla telafisi imkansız zararlara uğramaması için yeniden yargılanarak hakkındaki mevcut hükmün infazının durdurulması ve tahliyesine karar verilmesi talep edildi.

Önce idam, sonra ağırlaştırılmış müebbet

Dönemin İstanbul 6 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), 2 Nisan 2001'de verdiği kararla Salih İzzet Erdiş'i "Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak" suçundan, eski TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca idam cezasına çarptırmıştı.

Aynı dava kapsamında yargılanan Saadettin Ustaosmanoğlu ve Mehmet Fazıl Aslantürk'e de "yasa dışı örgüt üyesi olmak" suçundan 18'er yıl ağır hapis cezası veren mahkeme, "yasa dışı örgüt üyelerine yardım ve yataklık etmekle" suçlanan tutuksuz sanık Hüsnü Göktaş'ın dosyasını ise yasa uyarınca ertelemişti.

Erdiş hakkında verilen idam cezası, 23 Eylül 2002 tarihinde uyarlama yapılarak müebbet ağır hapis cezasına çevrilmiş, 30 Kasım 2004'de tekrar yapılan uyarlama ile ağırlaştırılmış müebbet ağır hapse dönüştürülmüştü. Sanık hakkında 2005 yılında 5237 sayılı yeni TCK'nın yürürlüğe girmesi üzerine 309. ve 311. maddeleri göz önüne alınarak lehe olan hükümlerin uygulanması gerektiğini vurgulayan mahkeme heyeti, Erdiş'e verilen ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasındaki "ağır" kelimesi çıkartılarak sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmetmişti.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi de Erdiş, Ustaosmanoğlu ve Aslantürk'e verilen cezayı onamıştı. - İstanbul

Kaynak: AA / Güncel
title