İBB Meclisi'nde Cemevi Tartışması: AK Parti Grup Sözcüsü Tepki Gösterdi
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi'nde cemevinin ibadethane olarak yer aldığı Dini Kurum ve Topluluklarla İlişkiler Şube Müdürlüğü yönetmeliğinin onaylanması AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz'ın tepkisine neden oldu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz, İBB Meclisinde, cemevinin de ibadethane olarak yer aldığı, Dini Kurum ve Topluluklarla İlişkiler Şube Müdürlüğünün görev ve çalışma yönetmeliğinin CHP'nin oylarıyla, oy çokluğuyla onaylanmasına tepki gösterdi.
Türkyılmaz, İBB Meclisinde cemevinin de ibadethane olarak yer aldığı, Dini Kurum ve Topluluklarla İlişkiler Şube Müdürlüğünün görev ve çalışma yönetmeliğinin AK Parti grubunun "hayır" oyuna karşı oy çokluğuyla onaylanmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Zülfikarın olduğu yerde zülfiyare dokunmadan açıklama yapma zaruretinin hasıl olduğunu belirten Türkyılmaz, "Çünkü bu konu malum çevreler tarafından siyaseten öteden beri istismar edilmiş ve toplumsal hafızamızda oluşan yaralar 'siyasi bir enstrüman' olarak kullanılagelmiştir. Bizim meseleye yaklaşımımız yasalarımız, inanç hürriyeti ve temel hak özgürlükler bağlamında istikrarını korumaktadır." ifadelerini kullandı.
Türkyılmaz, İBB yönetiminin Meclise getirdiği Dini Kurum ve Topluluklarla İlişkiler Şube Müdürlüğüne ilişkin yönetmelik teklifinde, ibadethane tanımının içerisinde, "Cami, mescit, cemevi, kilise, havradır." şeklinde bir düzenleme getirildiğini kaydederek, teklife Cumhur İttifakı olarak "Hayır" oyu kullandıklarını, teklifin CHP oylarıyla kabul edildiğini belirtti.
Teklife "Hayır" oyu vermelerinin gerekçelerini anlatan Türkyılmaz, şunları aktardı:
"Alevilik inancını, İslam dışı alternatif bir 'din' imajına dönük çabaları öteden beri doğru bulmuyoruz. Bu konuda Alevi canların bir çoğunun da bu imajdan rahatsız olduğunu biliyoruz. Getirilen teklif özensizce hazırlanmış ve toplumsal hassasiyetler dikkate alınmadan cemevleri havra, kilise ve camiye ilave olarak ayrı bir dini kategori şeklinde düzenlenmiştir. İslam'ın bir yorumu olarak değerlendirdiğimiz Alevilik yolunun bu şekilde ayrıştırılması büyük bir yanlış ve öncelikle yolun kendisine, mensuplarına büyük bir haksızlıktır. Bu konudaki uyarılarımızı kendileriyle defalarca paylaşma sorumluluğumuzu yerine getirdik."
"'İbadethane' statüsü verilmesi kanunlar hiyerarşisine aykırılık teşkil etmektedir"
Böylesine önemli ve hassas bir meselenin siyasi çıkar uğruna alelacele bir yönetmelikte düzenlenmesinin yanlış olduğuna dikkati çeken Türkyılmaz, şunları kaydetti:
"Anayasamızın, kanunların, yargı kararlarının ve Diyanet İşleri Başkanlığımızın mevzuatının dikkate alınmadan bir yönetmelikle cemevlerine 'İbadethane' statüsü verilmesi hukuka ve kanunlar hiyerarşisine de aykırılık teşkil etmektedir. Cumhuriyet tarihi boyunca inanç özgürlüğü başlığı altında inancını yaşama alanını daraltan her türlü engeli ortadan kaldıran ve temel hak ve özgürlükler alanında devrim niteliğinde en güçlü kazanımları sağlayan AK Parti hükümetleridir. Alevilik inancına dönük yasal ve idari düzenlemelerle siyasi tarihimizde en güçlü imkanları sunan yine AK Parti'dir, tarih şahittir. Merkezi yönetimin ve belediyelerimizin bu konuda ortaya koydukları çaba ve destekler ilgililerine malumdur."
Geçmişi yasaklar ve inanç özgürlüğüne müdahaleler konusunda sabıkalı olan CHP'nin bu tutumunu "Popülist" günah çıkarma teşebbüsü olarak değerlendirdiklerini vurgulayan Türkyılmaz, Alevi dostların ve büyüklerin de meseleyi aklı selim ile değerlendirdiklerine şüphelerinin olmadığını kaydetti.
Türkyılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bizler bugüne kadar cemevlerine destek ve işbirliğine dönük her türlü teklife mecliste 'Evet' oyu kullandık. Meclis zabıtları şahittir. Fakat siyasi istismara açık, toplumsal ve anayasal düzeyde konsensüs ile düzenlenmesi gereken bir hususun, bir yönetmelikle düzenleme çabasının meseleyi hafife almak olduğunu ifade etmek isteriz. İstanbul'un kronikleşmiş onlarca sorunu ve derdi varken kişisel siyasi kariyerine odaklanmış bir yönetimin toplumsal meseleleri araçsallaştırarak hizmete değil siyasete yönelmesinin tipik bir örneğiyle karşı karşıyayız. Biz İstanbul için mücadele etmeye ve vazifemizin hakkını vermeye gayret edeceğiz."