Hüseyin Su: Komple İnsan Kalmadı
Öykücü Hüseyin Su, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleşen Öykümüzün Hikâyesi seminerinde Türk öyküsünün serüvenini anlatıyor.
Hüseyin Su, Aralık seminerinde 20. yy'da Türk öykücülüğünün sınırlarını belirleyen köşe taşlarını anlattı ve dönemin edebiyatçılarının eserlerinde bugünün edebiyatçılarında bulunmayan zengin bir kültürel birikim bulunduğunu söyledi.
Aralık ayı seminerinde, Türk edebiyatında batılılaşma ve modernleşme sürecinin her alanda etkin bir unsur olduğu dönemde gelişen Servet-i Fünun dönemindeki edebiyatçıları anlatan Hüseyin Su; dönemin edebiyatçıları için "komple insanlar" nitelemesinde bulundu.
MEDRESE EĞİTİMLİ EDEBİYATÇILAR
"Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi Gürpınar gibi isimler komple insanlardır. Sadece şair, sadece hikâyeci, sadece romancı değiller. Sanatın bütün alanlarında söz söyledikleri eserleri, o günlere dair bugüne kaynaklık edecek zenginliktedir. Sanat onların döneminde bir uzmanlaşma amacı taşımıyor. Bu iyi mi, kötü mü bilemem fakat güzel bir özellik. Bugünün edebiyatçılarına kültürel atmosfer açısından bakınca bunu görmemiz çok zor. Belki onların dönemi böyleydi. Çoğunun medrese eğitimi almış olması, hepsinin bir ilahiyat hocası kadar bilgi sahibi olması (karşı bile olsalar) onları çok zenginleştirmiş."
Hüseyin Su, Türk edebiyatında ilk kez bir manifesto yayımlayan edebi hareket olma özelliği taşıyan Fecr-i Ati Topluluğu hakkındaki düşüncelerini dinleyiciye aktardı ve pek bilinmeyen bir gerçeği dile getirdi.
BATI DİLİNE İLK ÇEVRİLEN ROMAN "SERMET"
"Fecr-i Ati, Servet-i Fünuncular'a karşı bir hareket olarak ortaya çıkıyor. İlk kez manifesto yayımlayan bir hareket olmaları yanında ilginç diğer özelliği ise bu manifestoyu Servet-i Fünun Dergisi'nde yayımlamalarıdır. Toplulukta Ahmet Haşim, Emin Bülent, Tahsin Nahit, Celal Sahir, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Refik Halit Karay, İzzet Melih Devrim, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi isimler var. Bu topluluğun en önemli özelliklerinden biri de İzzet Melih Devrim'in Fransız romancı Pierre Loti'nin önsözü ile yayımlanan "Sermet" romanının Türkçe'den Batı diline çevrilmiş ilk Türk romanı olmasıdır."