Hürriyet Gazetesi 62 Yaşında
HüRRİYET Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, 1 Mayıs'ta yayın hayatına başlayan Hürriyet'in 33 yıl önce Taksim'deki 1 Mayıs kutlamalarındaki acı olaylar sonrası, doğum gününün hep zorunlu olarak farklı günlerde kutladığını belirterek, "Taksim'deki 1 Mayıs kutlamalarını gördükten sonra, biz de bundan sonra Hürriyet'in doğum gününü, doğduğu gün yani 1 Mayıs'ta kutlayacağız" dedi.
HüRRİYET Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, 1 Mayıs'ta yayın hayatına başlayan Hürriyet'in 33 yıl önce Taksim'deki 1 Mayıs kutlamalarındaki acı olaylar sonrası, doğum gününün hep zorunlu olarak farklı günlerde kutladığını belirterek, "Taksim'deki 1 Mayıs kutlamalarını gördükten sonra, biz de bundan sonra Hürriyet'in doğum gününü, doğduğu gün yani 1 Mayıs'ta kutlayacağız" dedi.
TAKSİM'DEKİ BARIŞ HAVASI
Hürriyet Gazetesi kuruluşunun 62'inci yılını Hürriyet Medya Towers çetin Emeç Salonu ile Baskı Holü'ndeki iki ayrı etkinlikle kutladı. Gazete yönetimi ve çalışanların katıldığı törende konuşan Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, geçen Cumartesi televizyonda 1 Mayıs gösterilerini izlerken Hürriyet'i düşündüğünü belirterek, "Ben 1977 yılında henüz 6 yaşındaydım. Eski Hürriyet çalışanlarından birçok kez dinledim. 1977 yılının 1 Mayıs gününde Taksim'de talihsiz olaylar yaşanırken, Hürriyet kuruluşunun 29'uncu doğum gününü Hilton Oteli'nde kutluyordu. Salon tıklım tıklım dolmaya başlamıştı ki, ölüm haberleri gelmeye başladı. Hürriyet yöneticileri apar topar işlerinin başına koştular. Bu, Hürriyet'in kuruluş yıldönümünde acı bir hatıra olarak kaldı. O günden sonra da tam 32 yıldır, asıl doğum gününde, yani yayın hayatına başladığı 1 Mayıs gününde hiç kuruluş yıldönümü kutlanmadı. Hep bu gün olduğu gibi 3 ya da 4 Mayıs tarihlerine attık. Ama ben bu Cumartesi o güzel havayı seyrederken, bayram havasını seyrederken şunu düşündüm. Bunun bizim hayatımızda da Hürriyet'in hayatında da bir dönüşüm olması lazım. Bundan sonra biz de 1 Mayıs'ta Hürriyet'in gerçek doğum gününde doğum günümüzü kutlamalıyız" dedi.
HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ
Dünyada ve Türkiye'de son 30 yılda çok şeyin değiştiğini ve değişmeye devam ettiğini belirten Vuslat Doğan Sabancı, bunun son 14 yılına kendisinin de Hürriyet Ailesi'nin bir ferdi olarak bizzat şahit olduğunu söyledi. Bu dönemde değişen en önemli dinamitlerden birinin işçi-patron dinamiği olduğunu belirten Sabancı, "Eskiden işçi-patron dinamiği çok daha farklı algılanıyordu. Bu gün hem işçisi hem patronu bir gerçeğin çok farkında. O da hepimiz aynı gemideyiz. Gemi batarsa da birlikte batıyoruz, yüzerse de birlikte yüzüyoruz. Hürriyet, dünya krizi ve Türkiye'nin de girdiği ekonomik krizin de etkisiyle, bir de üzerimize çok ağır ve haksız gelen vergi cezalarıyla son 1-1.5 yıldır çifte kriz yaşıyor. Bu kriz içinde tüm Hürriyet çalışanları gerçekten maddi ve manevi destek vererek ciddi bir dayanışma kültürü içinde götürdük. Ben hepinize burdan tek tek teşekkür ediyoruz. Bu Hürriyet'in gerçekten aidiyet duygusunu, kurum kültürünü bir kere daha iyi bir sınavdan geçirmiş ve ispat etmiş olduk. Eminim ki buradan bu güçle çok daha iyi bir döneme hazırlanıyoruz. Bu bize bu aynayı tuttu. Dolayısıyla bu krizi de bu anlamda, bu aynada kendimizi görme fırsatı olarak değerlendiriyorum" diye konuştu.
YENİDEN DOĞUŞUN SANCILARI
Medyada, özellikle basın sektöründe büyük bir değişimin yaşandığını, teknolojinin hayatımıza girmesiyle, özellikle de internetle 'bir gazeteler küçülüyor' yaygarası koptuğunu belirten Vuslat Doğan Sabancı şunları söyledi: "Ben dünyada her şeyin aslında algılama olduğunu düşünüyorum. Gazeteler küçülmüyor tam tersi gazeteler yeniden doğuyor ve şu anda gazeteler bu yeniden doğmanın sancılarını yaşıyor. Hürriyet bu gün de eskiden olduğu gibi bakkaldan alınıp kahvaltı yaparken okunuyor. Bleckbery'mize geliyor. Yolda, asansör sırasında, işyerimizde saatte bir girip bakıyoruz. Son reklam filmimizde söylediği gibi aslında Hürriyet, her yerde her zaman daha fazla bize ulaşıyor. Eskiden bunu hayal edebilir miydik? Hürriyet'in yeni dönemdeki hedefi, bu uyumu sağlamaktır. Tıpkı bunu Benjamin Button'un hikayesine benzetiyorum. Yaşlı doğar git gide gençleşir. Hürriyet, gazetecilik, haber üretme, haber refleksi, biriktirme, paketleme, bütün bu tecrübesiyle şimdi bambaşka bir vücutta, teknolojiyle yenilenmiş bambaşka fırsatlarla yeniden hayata doğuyor olarak görüyorum."
GENEL YAYIN YÖNETMENLİĞİ ŞOFÖR MAHMUT'TAN GEçİYOR
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, göreve gelirken, arkasında sağlam bir mazi olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Önümde 20 yıl bu işi yapan Ertuğrul Bey (Özkök) örneği var. Nasıl bir yönetici olmalıyım ki en samimi duygularımla söyleyeyim, rezil olmayayım diye düşündüm. İnsanlar telaş halinde geçmişlerine sığınır. Kimisi siyasetini hatırlar. Bizim yaş grubumuzdakiler işte solcuyken şöyle yapardık, sopayı çeker döverdik. İyi o bitti. Babalığımı hatırladım. çünkü beni seveniniz olur sevmeyeniniz olur ama tanıyanınız bilir ki iyi bir babayım. Ondan sonra rahatladım. Birtakım refleksler gelişti bende. Ben bu gazeteye ilk adımımı 1981 yılında Oktay Ekşi'nin yanında haber ajansında attım. Huysuz ve bayağı asi bir adamdım. Yani bu müesseye bir erkek çocuğu olarak teslim oldum. Sonunda başına geldiğim yaşta olgun yaşta bir baba olarak göreve devam ediyorum. Arada uğradığım her istasyonda aranızdan birilerini tanıdım. Asgari ücretin beşte bir tutarında bir ücretle başlamıştım mesleğe. Bu gün Hürriyet'in yöneticisiyim. İnanın o hislerim hiç değişmedi. Yani bir oğul, bir baba, bir kardeş olarak beni yanınızda göreceksiniz. Niye derseniz aslında canlı örneği bu salonun içinde oturuyor. Bir aileden bahsederken bir gazeteciler soyut konuşmayı pek sevmeyiz. Ben bu gün buradaysam, elbette çok sebebi var ama sebeplerden biri de Mahmut Kutay'dır. Ben Mahmut'la ilk tanıştığımda, o Ertuğrul Özkök'le çalışıyordu. Sırasıyla Fatih çekirge, Sedat Ergin ve benimle çalıştı. Keramet kimde sizce? Mahmut'la çalışan dört tane insan çatır çatır genel yayın yönetmeni oldu. Ben Mahmut kadar işimi iyi yapıyor muyum emin değilim. Mahmut seri üretime geçmiş. Elini attığı direk genel yayın yönetmeni koltuğuna oturuyor. Biz 340 kişiyiz. Biz derken, yazan, çizen, haber yazan, sayfayı çizen, sayfayı çizen. Ama onun dışında bin kişi kadar bizimle çalışan insan var. çoğunuzu ben tanıyorum, en azından ne iş yaptığınızı biliyorum. Hakikaten aile derken de hepinizi kastediyorum" dedi.
HüRRİYET'İN OKURUYDUM
Vuslat Doğan Sabancı'nın Yönetim Kurulu Başkanlığı'na resmi olarak başlamasıyla Hürriyet'in İcra Kurulu Başkanı olarak görev yapacak olan Hakkı Hasan Yılmaz da kısa süre öncesine kadar Hürriyet'in kendisi için sadece her gün satın aldığı günlük gazetesi olduğunu belirtti. Uzun zamandır Hürriyet okuduğunu, çoğu zaman beğendiğini ama bazen de eleştirip kızdığını anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Bu gazete nasıl hazırlanır, nasıl basılır, nasıl her gün benim elime ulaşır, diye hiç ama hiç düşünmemiştim" dedi. Yaklaşık 2 aydır Hürriyet Ailesi'yle beraberim. Bir sürü bilmediğim şey öğrendim. Ama bazıları beni gerçekten çok etkiledi. Her şeyden önce Hürriyet'in sadece bir gazete olmadığını öğrendim. çok farklı yayınlarıyla, internetiyle, değişik portallarıyla, mobil uygulamalarıyla, bölge gazeteciliği ve yurt dışı faaliyetleriyle benim düşündüğümden bambaşka, çok güçlü bir platform olduğunu anladım. Hürriyet'in 62 yıllık bir geçmişi olduğunu öğrendim. Uzun bir zamanımı iş hayatında markalarla uğraşarak harcadım. Emin olun ki Türkiye, kendine öz marka çıkarma konusunda pek başarılı bir ülke değildir. 62 yıl, hem de nasıl bir 62 yıl. 1948'den beri belki de Türkiye'nin demokrasi tarihini yazan, bu kadar zor dönemden geçmiş ama hiç saygınlığından ve tutarlılığından taviz vermemiş, çok başarılı, Türkiye'de parmakla gösterilecek kadar güzel bir marka olduğuna vakıf oldum. Sizlerle tanışınca sadece bir marka değil, birbirine çok bağlı insanlardan oluşan, dayanışan çok cana yakın bir aile olduğunun farkına vardım. Daha ilk günden ben bu aileye ısındım. çok teşekkür ediyorum Hürriyet'i Hürriyet yaptığınız için" dedi.
EN İYİLER ÖDüLLENDİRİLDİ
Konuşmaların ardından emekli olanlara plaket verildi. Hürriyet, DHA, DYH, DPC ve Doğan Factoring'de 35,30, 25, 20 ve 10 yıllını dolduran personele de rozetleri takıldı. Törende 2009-2010 yılının "En İyileri" ile "Övgüye Değer Bulunanlar" da ödüllerini aldı. En iyi haber ödülünü, 17 Nisan 2009 tarihinde yayımlanan "Kaybeden iki vali sorgu odasına mı" haberi ile Hasan Tüfekçi, 26 Mart 2010 tarihinde yayımlanan "Obez raporu dosyaya girdi" haberi ile Toygun Atilla kazandı. Haber Övgü Ödülü ise 14 Temmuz 2009 tarihinde yayımlanan "İşte Akman'ın gizli belgesi" haberi ile Ali Varlı'ya verildi. En iyi fotoğraf ödülü 23 Şubat 2010 tarihinde yayımlanan "TK 855 yolcuları" fotoğrafı ile Nurettin Kurt'a, En iyi safya ödülleri de 25 Ağustos 2009 tarihli Hürriyet 2'inci sayfa ile Umut Karaahmetoğlu ile 15 Ekim 2009 tarihli Hürriyet 11'inci sayfa Gökhan Yıkılmaz'a verildi.
Törenin ikinci bölümünün yapıldığı Baskı Holü'nde Hürriyet'in 62'inci yaş günü pastasını Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, gazete yöneticileriyle birlikte kesti. Kutlama, Cihan Okan'ın konseriyle son buldu.
Mustafa KüçüK / İSTANBUL - DHA