Haberler
Bahçeli, Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Bahçeli, Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Bakan Güler: Zap'ta kilit kapatıldı, toplamda 2 bin 564 teröristin etkisiz hale getirildi

"Zap'ta kilit kapatıldı" diyen Güler ses getirecek rakamı ilk kez paylaştı

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

"Hükümet Kaymakamı Öfkenin İçine Attı"

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

BDP'li Kaplan, saldırıya uğrayan Uludere Kaymakamı'nı linç girişiminden BDP'lilerin koruduğunu söyledi.

BDP Grup Başkan Vekili ve Şırnak Miletvekili Hasip Kaplan, saldırıya uğrayan Uludere Kaymakamı Naif Yavuz'u dün Gülyazı Köyü'ndeki linç girişiminden BDP'lilerin koruduğunu, buna karşın 6 partilinin gözaltına alındığını söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da olayı TBMM gündemine taşıyacaklarını belirtti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile birlikte Gülyazı Köyü'ndeki taziye çadırında basın toplantısı yapan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, ailelerin dün hükümet yetkililerini taziyede görmek istemediklerini söylediğini, Şırnak'a gelen bakanların kendisine bir telefon açma zahmetinde bulunmadıklarını söyledi. Kaplan, Uludere Kaymakamı Naif Yavuz'un çadırda bir saat oturduktan sonra çıktığını, kendisinin olmadığı bir ortamda saldırıya uğradığını anlattı. Kaymakam Yavuz'u, linç girişiminden BDP'li 5 üyenin koruduğunu öne süren Hasip Kaplan şunları söyledi:

"İl encümen üyelerimiz benzinlikte kaymakamı korudu. Kitleye hitap ettim, teskin ettim. İl encümenimiz ile kaymakamı ambulansla Uludere yoluna göndererek helikoptere teslim ettik. Bu gerçeğin görülmesi lazımdır."

"TELEFONLA GÖRÜŞTÜREREK ŞOV YAPTILAR"

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve yanındaki bakanlarla milletvekillerinin, taziye çadırına 4 kilometre dahi yaklaşamadıklarını ileri süren Hasip Kaplan, "Bu nasıl bir taziyedir. Telefon ile Başbakan'ı arayıp onu bir köylü ile görüştürerek şov yaptılar" dedi. Hasip Kaplan, Gülyazı Köyü'ne herkesin geldiğini ve kapının açık olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kapı herkesindir, herkese açıktır. Ancak tahrik değil, uyardım. Ama hükümet dikkate almayarak kaymakamı öfkenin içine atarak kurban etmiştir. Heronların yazılımları Genelkurmay'da mı yoksa İsrail'de mi? İnsansız hava araçlarının yazılımları Amerika'da mı yoksa Ankara'da mı? MİT kendini temizlemeye çalışmasın, çıkıp bunu açıklasınlar. Uluslararası hukukta bu olayın adı; 'jenosittir.' Bu bir telefon açma ile telafi edilebilecek olay değil. Meclis grubumuzu yarın Ankara'da olağanüstü toplantıya çağırıyoruz. Bu olay basit iş kazası değil, planlı taammüden cinayettir. Siyaseten hükümet sorumluları açığa çıkarana kadar hesap sormaya devam edeceğiz. Ya sorumlular ortaya çıkarılıp açığa alınsın ya da hükümet istifa etsin."

Operasyonda 35 kişinin öldüğünü bu nedenle 'Türk milletinin başı sağ olsun' demeyeceklerini kaydeden Hasip Kaplan, "4 gündür devlet burada yok, devlet bomba ve zırhlı araçlar ile burada var. Kaymakama saldırı ile ilgili 6 partilimiz gözaltına alındı. Partililerimiz kaymakamı hem korumuşlar, hem de sorumlu olarak gözaltına alınmışlar" diye konuştu.

TANRIKULU: ACIYI PAYLAŞMAK İÇİN BURADAYIZ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise acıyı paylaşmak için burada olduklarını, olaydan sağ kurtulanlar ve yakınlarını kaybedenlerle görüşüp bilgi alacaklarını söyledi.

Olayı TBMM'ye taşıyacaklarını belirten Sezgin Tanrıkulu, "Bu olay, aktarıldığı gibi ve Türkiye'ye yansıtıldığı gibi değil. Doğrudan doğruya ölüm amaçlı bir operasyon yapılmış. Gerçekten acımız büyük ve derindir. Bu olayı Meclis'te ele almayı düşünüyoruz. Tüm Türkiye'ye aktaracağız. Ancak ortaklaştırarak yeni bir şey inşa edebiliriz" dedi. Başbakan ve bakanlara, ilk günden beri lakayt yaklaştıkları ve görmezden geldikleri için sitem ettiklerini kaydeden Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu vatandaşlar Türkiye Cumhuriyeti'nin gerçek vatandaşıdır. Tırnak içinde söylüyorum, sözde yurttaşları değil. Ama bu şekilde görülmedi. Bir iş kazası olarak görülmüştür. Türkiye'de bu olayın etraflı bir şekilde Meclis tarafından araştırılmasından yanayız. İstihbarat bilgileri belki yargı ile paylaşılmaz ama bu bilgiler Meclis'te paylaşılmalıdır. Gerçek sorunları ortaya çıkarmamız lazımdır. Bunun siyasi sorumluluğu vardır. Hükümetin ilgili bakanı kimseye bir şey söylemeden, aslında bugüne kadar gereğini yapmalıydı. Sorumlu sadece askeri ve idare sorumlular değil. Bunun siyasi sorumlusu da vardır. Bunun sorumlusu kimse, gereğini yapmalıdır. Bunu yapmak da demokrasilerde bir erdemdir. Bu acıyı hisseden herkesi, yurttaşlarımız baş tacı eder. Kan, tazminat ile para ile yakınmaz. Bunu yaparken sesiz sedasız yaparsınız. Bu lutuf değil, kamuoyu önünde yapılmaz. Bunlar ayıp şeylerdir."

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title