Hukukçulardan "Yaşama ve Barışa Tarafız" Açıklaması
Türkiye'nin farklı bölgelerinde görev yapan, aralarında hakim ve avukatların bulunduğu bin 111 hukukçunun imza desteği verdiği Barış İçin Hukuk adlı oluşum tarafından, bir basın toplantısı yapılarak amaçlar anlatıldı.
Türkiye'nin farklı bölgelerinde görev yapan, aralarında hakim ve avukatların bulunduğu bin 111 hukukçunun imza desteği verdiği Barış İçin Hukuk adlı oluşum tarafından, bir basın toplantısı yapılarak amaçlar anlatıldı. Çatışmalı ve hukuksuz bir dönemden geçildiğini belirten hukukçular, yaşama ve barış taraftarı olduklarını diye getirdi. Hukukçular, topladıkları imzalarla taleplerini TBMM, Başbakanlık, barolar, yurtiçi ve yurtdışındaki hukuk kurumlarına göndereceklerini kaydetti.
Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısına, hukukçular ilgi gösterdi. Hukukçular adına basın açıklamasını, avukatlar Mustafa Rollas, Beydağ Tıraş Öneri, Emin Özmen ve Süleyman Aktaş yaptı. Avukat Aktaş, Türkiye'nin farklı noktalarında görev yapan, aralarında hakim ve avukatların da bulunduğu bin 111 hukukçudan imza aldıklarını söyleyip, amaçlarını anlattı.
Avukat Öneri ile avukat Özmen'in ortak okuduğu basın açıklamasında ise "Biz hukukçular, Kürt sorunu ekseninde bazı il ve ilçe merkezlerinde bir süredir yaşanan çatışmaları ve yürütülen operasyonları kaygıyla takip ediyoruz. Devlet, çatışma ortamını gerekçe göstererek çatışma ve operasyon bölgelerinde 'sokağa çıkma yasağı' ve 'özel güvenlik bölgesi' ilanı adı altında ulusal ve uluslararası hukuka aykırı bir olağanüstü yönetim biçimi uygulamaktadır. Her türlü hukuki denetimi devre dışı bırakan, ihlallere karşı etkin başvuru yollarının işletilmesini imkansız kılmak suretiyle kanunsuz uygulamalarla Anayasa'nın 2'inci maddesinde yer alan 'hukuk devleti' ilkesi başta olmak üzere yaşam hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, eğitim hakkı, çalışma hakkı gibi birçok hak defalarca ihlal edilmiştir. Devlet, mevcut anayasal prosedüre göre olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hali dahi ilan etmeksizin, sokağa çıkma yasağı ve özel güvenlik bölgesi ilanı gibi idari kararlarla hayata geçirdiği bu hukuk dışı olağanüstü yönetim rejimi ile meclisin anayasal denetimini devre dışı bırakmaktadır. Ayrıca uluslararası sözleşmelere göre bildirimde bulunulması gereken uluslararası örgütlere bildirimde bulunma yükümlülüğünden kaçınmaktadır. Temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen Sur, Cizre, Silopi ve Nusaybin halkı ile dayanışma içinde olduğumuzu, yaşanan hukuksuzluklara sessiz kalmayacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız" dedi.
Hukukçular, topladıkları imzalarla taleplerini TBMM, Başbakanlık, barolar, yurtiçi ve yurtdışındaki hukuk kurumlarına göndereceklerini kaydetti. - İzmir